Kaos Salgını ve Türkiye
Korona virüs salgını sönmeye yüz tutarken ikinci, üçüncü, dördüncü hatta beşinci dalga söylentileri ile korkunun devam etmesine yönelik söylentilerden farklı dünya tam tersi bir açıdan kaos ortamına sürükleniyor.
Hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı sloganının ilk uygulamaları gelişmiş ülkelerde kaos olarak görülmeye başladı. Sağlık sistemleri hiç beklenilmeyen bir şekilde sınıfta kalan ABD, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerde korona virüs salgınının farklı dalgaları toplumsal kaos olarak yansıyor .
Söz konusu ülkeler etkileri altındaki yönetimleri dize getirmek için kullandıkları kaos yöntemleri şimdi kendi toplumlarında baş göstermeye başladı.
ABD’de başlayıp Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda’ya sıçrayan toplumsal kaosun tıpkı korona salgını gibi hızla yayılması da dikkat çekici.
ABD’de başlayan kaos ortamının diğer ülkelere nasıl yayılacağını kestirmek çok zor. Fakat unutmamak gerekir ki dünyada yaşananlar da tesadüfe yer yoktur. Bugün yaşananlar tıpkı korona virüs salgını gibi farklı güç odaklarının ülkeleri dizginlemeye yönelik ciddi planları olarak görmek gerekir.
Yıllardır Türkiye’de uygulanan kaos yöntemlerinin benzeri şekilleri her yerde uygulanabildiği görülmektedir.
Korona virüs salgınından bu yana sürekli dile getirdiğimiz dünyayı dize getirmek ve yeniden dizayn etmeye çalışan global güç odaklarının biyolojik silah gibi kullandıkları virüslerden bahsettik. Bu yöntemin ikinci, üçüncü dalgalarla devam ettirmeleri beklenirken başta süper güç diye gördüğümüz ABD’den başlayarak toplumsal farklı hassasiyetleri kullanma yöntemine geçtikleri görülmektedir. Bu da virüsle elde edemedikleri avantajları, yine virüs ile zayıflattıkları toplumsal yapıları harekete geçirerek kullanmaya başladıklarını söylemek gerekir.
Uzmanların ifade ettikleri gibi insanları ve toplumları harekete geçirmenin farklı yöntemlerinden söz edilir. Bunların başında biyografik istihbarat ve toplumsal yapı analizleridir. Devletler ve güç odakları bu iki kavram üzerinde çok hassasiyetle dururlar.
Bir devlet hem kendi ülkesindeki insanları hem de tehlike arz edecek ülkelerin biyografik ve toplumsal yapı analizlerini yapmak zorundadır. Böylelikle hem kendi vatandaşlarının zaaflarının neler olduğunu hem de tehlike arz eden ülkelerin vatandaşlarının ve toplumlarının zaaflarının neler olduğunun analizleri yaparlar. Böylelikle tehlikelere karşı tedbirlerini almış olurlar. Alamadıklarında ise kaoslara engel olamazlar.
Bugün dünyada global güç odakları ile devletlerarasında amansız bir savaş vardır. Korona virüs salgını bu savaşın önemli bir ayağını oluşturmuştur. ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ sözü bunun şifresidir. ABD’de başlayan toplumsal kaos ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır’ sözünün hayata geçirilmesi açısından önemlidir.
Bu ABD, Fransa, Kanada, İtalya, Hollanda ile kalmayacaktır. Dünyada 4 aydır duran ekonomik durgunluğun etkisi ile hiç tahmin etmediğimiz farklı kaos ortaya çıkacaktır.
Çok farkında olmasak ta Türkiye’ye de bu kaos ortamının sıçraması ile karşı karşıyayız. Son günlerde toplumsal hassasiyetleri kaşıyan yöntemler Türkiye’de de kendini göstermektedir. Türkiye’nin yıllardır yaşadığı tecrübeler bu kaos ortamının oluşmasını önleyecek düzeydedir.
Ama önümüzdeki haftalar bütün toplum dikkatli olmak zorundadır. Sosyal medya üzerinden çok ciddi hassasiyetlerin kaşındığına şahit oluyoruz. Buna imkân verilmemelidir.
Virüs dolaysıyla ortaya çıkan ekonomik, sosyal ve psikolojik problemlere doğru çözümler üretilmelidir.
Toplumsal yapı üretime odaklanmıştır. Tüketim toplumu alışkanlıklarını körükleyecek tedbirlerden uzak durularak kısa vadeli değil uzun vadeli üretim toplumuna yönelik ekonomik tedbirler Türkiye’nin kalıcı huzurunu sağlayacak adımlar olacaktır. Buda Türkiye’nin dünyanın tam aksine kaos ortamından uzaklaşmasına neden olacaktır.
Şimdilik dünyaya göre korona virüs salgınına karşı Türkiye’nin gösterdiği başarının toplumsal hassasiyetlerin kaşınmasını engelleyecektir. Fakat hem yöneticilerin hem de vatandaşın daha da dikkatli olmasına ihtiyacımız vardır.
Dünyanın hem virüs salgını hem de toplumsal kaos ortamına sürüklendiği bugünlerde Türkiye’nin kendini tüm bulardan koruyabildiği ölçüde güçlenmesi kaçınılmazdır.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun.