Kanunla kadın korunmaz
Değerli okurlarım, kanunlar üzerinden yasaklarla nereye kadar gidilebileceğini yâda gidilemeyeceğini hasbihal edip meseleyi enine boyuna yaklaşmanın günü geldi kanaatindeyim.
Gündemden
bir türlü düşmeyen 6284 kanunu ile kadın korunmuyor gerçekliği yaşanan
cinayetlerle defalarca anlaşıldı sanırım.
Bu yasak
kanunla daha nereye kadar gidilecek doğrusu bende merak ediyorum. Özellikle
mesleğim gereği 6284 mağduru olmuş hastalarım olunca kanunla kadının
korunamayacağını hatta tam tersine mağdurlar ordusuna her geçen gün yenilerinin
eklendiğinin canlı şahidi olarak yetkililerimizi bu önemli konuda bir kez
uyarma ihtiyacı hissediyorum.
Bu ucube kanunun
mağduru sadece hanımlar veya erkekler olmuyor. Tüm aile ve çocuklar bu yasanın
giyotinleri arasında lime lime doğranıyor.
İşin içine
feministler ve durumdan vazife çıkarıcı güruh karıştı mı olan oluyor ve ortada
ne yuva ne huzur ne de güven kalıyor.
Bir
meslektaşım 14 yaşında bir kızımızı bana yolladı. Görüşmenin özeti ile meseleyi
kısaca aktaracağım.
Kızımız
dayısının tacizine uğradığını okuldaki kız arkadaşına söylüyor. Arkadaşı
rehberlik öğretmenine durumu söylersöylemez mal bulmuş mağribîci öğretmen
anlamadan dinlemeden ihbar ediyor ve okula gelen polisler kızın ifadesi
doğrultusunda aile ve dayısının ifadesini alarak durumu savcılığa bildiriyor.
Tacize
uğradığını ifade eden kızımızı aile benimle buluşturdu. Uzatmaya gerek yok on
beş yirmi dakika çerisinde çelişkili konuşmalarından gerçekle ilgisi olmayan
hayali bir taciz olayı ile karşı karşıya olduğumuzu anladım.
Kızın dayısı
anne ve babası ile konuştum.
Benzer
hadiselerin günümüzde çoğaldığını maalesef sosyal medya ve basında çıkan
haberlerden etkilenen yavrularımızın çeşitli sebeplerle benzer hayali
yaşantılarını ciddiye alanların hataları sonucu hem emniyet, hem adalet, hem de
aile içi sıkıntıların arttığından bahisle önce anne babayı sonra dayının
yaşadıkları azaplı günlerden çıkmalarına vesile oldum.
Benzer başka
bir hadise de özetle şöyle.
20 yaşlarında
bir kızımız fonksiyonel ağrı yakınmaları ile ailesi tarafından muayenehaneme
getirildi.
Muayene
ettim.
Tetkikleri
tahlilleri ve kullandığı ilaçları ile tedavilere cevap vermemesinin altında
yatabilecek sorun ararken, kızımız çocukken babasının tacizinden bahsedince
probleminin sebebinin bu sorun olacağını düşünerek sorularımı bu yönde
sürdürdükçe ifadesindeki çelişkiler ve kopukluklar şüphemi farklı yönlere
çekti.
Ablası ve
annesi ile konuştuğumda, böyle bir durumun yaşanmasının mümkün olmayacağı
babanın öğretmen olduğunu evlatlarına eşine düşkün olduğu ancak biraz otoriter
olduğu ifade edilince gerçeği anlamakta fazla gecikmedim.
Kızımızla bu
bilgiler ışığında tekrar konuştuğumda ifade aynen şöyle.
Kız
arkadaşım babasından kurtulmak için böyle bu yolla babasını evden uzaklaştırmış
ve baba baskısını bu şekilde yok etmiş.
Bende
denemek istemiştim.
Pişmanım.
Durum özeti
ile aynen böyle.
İlk vakamız
savcılığa intikal etmişti. Savcılık ifadelerdeki tutarsızlığı gözeterek dayının
suçsuzluğuna ve soruşturmanın açılmasının gerekli olmadığına kanaat getirmişti.
İkinci
vakada ise savcılığa intikal eden bir şikâyet olmadığı için sulhu selamet ile
mesele çözülmüş oldu.
Baskın baba
karakteri özellikle kız çocukları üzerinde kendini daha fazla hissettiriyor.
Özellikle
soyut somut kavramları tam gelişmemiş genç erişkin kızlarımız sağdan soldan
duyduklarının etkisi altında kalarak hem kendini hem aileyi hem de hayali
mağdurları yakabiliyor.
Örnekler
bıtırak gibi çoğalmaya devam ediyor.
Kanunla
kadın korunmaz.
Sevgi saygı
ve muhabbet ikliminde karşılıklı hak ve hukuku önce insanlık adına sonra yüce
dinimizin emaneti olmalarından dolayı kadınlarımızı koruyalım.
Cenneti
anaların ayakları altına alan dinimizin aşkına, hanımlarımızı çocuklarımızın
anneleri olması hasebi ile bir kez daha sevgi saygı ve muhabbetle kucaklayalım.
Sosyal
medyayı soysuzlaştıranlar sadece kadınlar üzerinden değil birçok alanda algı
ticareti yaparak toplumun sinir uçlarına dokunmayı marifet sanıyor.
Dezenformasyon
yasası çıkmasına rağmen nerede ise her alanda yalan yanlış bilgilerin sosyal
medyada zirve üstüne zirve yapmayı sürdürmesi ve zırvalayanların yaptıklarının
bedelini ödememeleri sorunlar yumağını içinden çıkılmaz hale getiriyor.
En son zirve
yapmış ve milyonlarca kez paylaşılıp beğeni toplamış kendini Suriyeli olarak
tanıtan bir soysuz vatandaşın ağzından paylaştıkları birçoğumuzun malumu.
Türkiye
yüzyılında böyle kepazelikler artık yaşanmamalı veya asgariye inmeli.
Vatandaş
yeni hükümetten çok ama çok umutlu.
İnşallah
umutlar başka baharlara kalmaz ve bir bir gerçekleşerek yüzleri güldürür.
Sağlık ve
mutluluk dileklerimle.