Kanal Meselesi
Mart 2021'de EVER GİVEN adlı bir konteyner gemisi, Süveyş Kanalı'nda karaya oturmuştu hatırlayacağınız üzere. Küresel ekonominin %12’sinin etkilendiği, ekonomistlerce dile getirilmişti o dönem zarfında. Kriz 1 hafta sonra çözüme kavuşmuştu belki. Ama KOPAN TEDARİK ZİNCİRİNİN maliyeti 10 milyar dolar’ı aşmıştı. İşte o zamandan itibaren, Süveyş Kanalına ALTERNATİF bulma teorileri havada uçuştu dünya kamuoyunda. Bunların içerisinde ayakları yere en sağlam basan proje ise KALKINMA YOLU PROJESİYDİ. Buna göre yapımı devam eden Basra Körfezi'ndeki Faw Limanı'ndan, Türkiye’ye 1200 kilometrelik demiryolu ve otoyol oluşturularak, ürünlerin buradan Avrupa’ya taşınması planlandı. Böylece yapılacak ticaretin daha HIZLI ve VERİMLİ yürütülmesinin yanı sıra, hem Asya ile Avrupa arasındaki SEYAHAT SÜRESİNİN KISALTMASI, hem de buranın bir TRANSİT MERKEZİ hüviyetine bürünmesi söz konusu oldu. Tabi Sn. Ulaştırma Bakanımızdan; “Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın da sürece dâhil olacağı gözüküyor” sözlerini de hesaba katılınca, Kalkınma Yolu Projesi'nin TARİH, KÜLTÜR ve ORTAK ÇIKARLAR ile EKONOMİK HİNTERLANDIN buluşmasını sağlayacağına şüphe kalmadı.
Bu minvalde ORTA KORİDOR’da yer alan TÜRKİYE’nin; Zengezur Koridoru ile Türk Devletlerine, Kalkınma Yolu Projesi ile de Avrupa'dan Çin'e tüm güzergâhlar için, MERKEZİ NOKTADA olduğunu söyleyebiliriz elbette. Zaten çalışmalar da, bu yönde hızla devam ediyor. Ancak bölgeye bilhassa da Türkiye’ye sınıf atlatacak bu projelerin, birilerinin amaçlarına ters seyrettiği malumunuz. Zira ENERJİ ve TİCARET YOLLARI’nın yavaş yavaş Türkiye’nin kontrolüne geçmesi, şaka dahi kaldırmayacak bir husustu. O yüzdende başka bir plan içerisine girdiler malum odaklar. Bu planın ise Gazze-Aşkelon bölgesinden Kızıldeniz’e uzanan, BEN GURİON KANALI olduğu kati surette yadsınmazdı. Keza İsrail ve ABD’nin uzun yıllardır, bu projenin hayata geçirilmesi konusunda fırsat kolladıklarını uzmanlardan sürekli duyduk. Belki de o nedenle projenin ilk kez 1800’leride İngiltere tarafından, Hindistan’a alternatif bir rotayla ulaşılması için öne sürülmesine hiç şaşırmadık. Çünkü o dem teknolojik şartlar yüzünden rafa kaldırılan projenin, 2023’de ki G20 Zirvesi’nde ABD’nin açıkladığı "BAHARAT YOLU" (Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Koridoru), bağlamında ele almamak abesle iştigal olacaktı.
Anlayacağınız bu perspektifte bakarsak şayet günümüze, hadiselere MANA YÜKLEMEK hiçte zor sayılmayacaktır. Neticede İsrail’in uyguladığı soykırım ile aynı zamanda Ben Gurion Kanalı için çabaladığını kim inkâr edebilir ki? Hal böyle olunca Türkiye’nin son dönem maruz kaldığıterör saldırılarını da,“KALKINMA YLOLU’nuAKAMETE UĞRATMAK”açısından değerlendirmek elzemdir.Yanlış anlaşılmasın sakın! Tüm yaşananlar, bundan ibaret değil sadece... Sonuçta İsrail’in ARZI MEVUD hayali, bir takım çevrelerin ise bölgeyi ateşe verme, Türkiye’yi bölme yada diz çöktürme emelleri daima mevcut. Lakingelin görün ki PKK/YPG’lilere indirilecek kalıcı bir darbe ile bölgemizdekibütün planlarının SUYA DÜŞECEĞİ kesin. Tabi İsrail’in, Gazze’de istediğini henüz elde edememesi de cabası. O sebeple asıl İÇERİYE DİKKAT etmek zorunda olduğumuz, tartışılmaz konuma sahiptir. Nitekim sosyal fay hatlarını harekete geçirmeye çalışan bazılarının, bu gayeye HİZMET ETTİKLERİaşikâr. Peki, “NE İŞİMİZ VARCILARIN” tekrar peyda olması ve “K.IRAK’dakiÜSLERİMİZİ KAPATMAMIZI” telkin eden tiplerin boy göstermesine ne demeli? Üslerimizin kapatılmasıyla, terörün sınırlarımızın içine taşınacağını bilmemeleri normal misizce?Yapmayın Allah aşkına!“TÜRKİYE YÜZYILINI” engellemek için,dâhili ve harici bedhahların sahne aldığı artık ayan beyan ortada. Herkesin buna göre tavır alması gerektiğiyse net. İnanın abartmıyorum! ZiraSn. Erdoğan’ın; son günlerde karşımıza çıkmaya başlayan 28 ŞUBATVARİ müsamerelerin gerisindeki güçleri biliyoruz” ifadeleri üzerine dedaha ne söylenebilir ki?