Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Temmuz 2021

Kanal İstanbul'un düşündürdükleri…

Türkiye’nin tam bağımsızlığına ve kalkınma hamlelerine rahatsız olan malum mahallenin huysuz sakinleri Marmaray için su damlatıyor diyerek su koyuvermişlerdi. Marmaray gerçekten su damlatıyor olsaydı; bu güne kadar çoktan göl olmuş, trenler yerine balıklar cirit atıyor olmuştu. Beyinleri yalana göl olmuş çukur mahallesinin huysuz sakinleri her konuda yalan sızdırıp, su damlattıkları gibi Kanal İstanbul için de aynı tavrı takınıyorlar; hırçın bir şekilde Kanal İstanbul’un sebep olacağı musibetleri sıralıyorlar... Dinleyen zanneder ki bunlar vatanın gerçek savunucuları ve her şeyi en iyi bilen yine bunlar... Oysa bunlar “damlaya damlaya göl olur” hakikatini bile görmezden gelip, Marmarayı damlattılar, bugüne kadar ki yalanlarından dolayı mahcup olup, yüreklerine pişmanlık ve insaf damlatmadılar…

Eskiden günübirlik yaşanırdı, öyle uzun vadeli plânlar yoktu. Bunun için hazır paraya elle tutulana bakılıyordu; hayalmiş, sanatmış, deneymiş, sabırla gayretle beklemekmiş prim yapmıyordu, hazırdakine bakılıyordu ve millet de buna alıştırılmıştı. Hazırdaki birkaç kuruş, ilerideki çokça liralara tercih ediliyordu. “İcat çıkarma!” sözünü Anadolu insanının ruhuna her vesile ile kazımıştılar... “İcat çıkarma” diyen zihniyetten elbette yenilik; köprü, baraj, havaalanı, şehir hastaneleri, tüm şehirlere üniversite, uydu, her hakikate ulaştıran bölünmüş yol, yerli ve milli üretim düşmanı çocuklar türeyecektir, türemeye de devam edecektir… Yerli icat ve kalkınma hamlesine düşmanlık ve elin icatlarına ve çalışmalarına hayranlık, bunlardaki hakikat ve algı kanallarının tıkanıklığını gösteriyor…

Daha 19 yıl öncesine kadar Türkiye’yi beğenmeyen bu ezikler, yerli bir üretimimiz yok diye ağıtlar yakıp, yerli malı kutlamasını birkaç elma portakalla geçiştirip, efkârı şişelere gömüyordular… Bu huysuz tipler, sözde batı düşmanlığı yaparken, özde biz hiçbir halt yapamayız sözüne dört elle yapışıyordular…

Yeni Türkiye hayal kuruyor… Hedef gösteriyor ve oraya ulaşmak için var gücü ile çalışıyor... Yeni Türkiye’nin sevdaları, hedefleri var; 2023 hedefi, 2053 ve 2071hedefleri gibi. Yeni Türkiye ne kadar hedef koyuyor ise o kadar saldırıya ve ihanete uğruyor… Kanal İstanbul muazzam bir hedeftir, İstanbul’un geleceğine kazançlarına ve havasına kanal açmaktır. Tam bağımsızlığa tıkanıklık yapan Lozan’a sonda vurmaktır, denizin oksijenini ve canlılığını arttırmaktır, İstanbul Boğazı’ndan lokmaların daha güvenle geçmesidir… Böyle hedefler koyup, onun için çalışanlar da eski Türkiye’nin tıkadığı duygulara, ruha, inanca ulvi kanallar açabilenler, şanlı ve şerefli ecdadıyla kanalları olabilenlerdir.

Bu vatanın has çocuğu olup, boğazından helal lokma geçen hiçbir insan milli hamlelere karşı tıkaç olmaz, huzursuz ve hain olmaz. Kemalizm’in ve barbar batının tıkadığı milli ve manevi kanallara sahip olanlar, bu vatanın yararına olacak hizmetleri asla hazmedemezler, istemezler ve tıkanıp kalırlar. Allah, önce huysuz ve mutsuz mahallenin milli ve manevi kanallarını açsın. Huysuz ve mutsuz mahallenin çocukları kendi değerlerimize kanallar açtığı sürece başkalarının menfaatlerine kanal olamazlar…

Son söz: Uçak fabrikamızı ve silah fabrikalarımızı kapatanlar, birinci köprü ve her hizmete karşı çıkanlar elbette Kanal İstanbul’a alkış tutup, taraftar olamazlar… Ne tuhaf; Cumhuriyeti biz kurduk diyenler, Türkiye’nin kanalarını tıkamaya çalışıyorlar, uzun vadeli hedeflere uyuz oluyorlar…