Dolar (USD)
34.74
Euro (EUR)
36.57
Gram Altın
2955.50
BIST 100
9827.23
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Kasım 2022

Kan emici bir vesayetin anatomisi

Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı olduğunu öğrendiğimiz bir zâtın ağzından çıkan lümpence bir beyanat, Türkiye’deki meslek odalarının toplumu nasıl gördüğünün bir özeti gibiydi: “Ekmek, aptal toplumların gıda maddesidir. Toplum ekmek ile doyduğu için yirmi senedir bu yöneticileri seçiyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Vesayet odağı” olarak nitelendirdiği meslek kuruluşları, ismini genellikle Türkiye karşıtı duruşlarıyla duyuruyorlar. Binalarına terörist resimleri asan ve genel kurullarında PKK sloganları yankılanan barolar, terör örgütlerinin iddialarını dillendiren ve yöneticileri arasında sözde “Kürdistan” sorumlularının olduğu tabip odaları, terör örgütlerinin yayın organlarında çalışan militanlara ödül veren mimar odaları gibi sayısız örnek hafızalarımızda yerini koruyor.

1950’li yıllara kadar devletin toplum üzerindeki vesayetini sağlamak için kullanılan bu meslek kuruluşları, bugün yasal olarak siyasetin dışında kalmak zorunda olmalarına rağmen eski alışkanlıklarını sürdürüyorlar. Mecburi kayıt ve aidat sistemi üzerinden faaliyetlerine devam eden bu kuruluşlar için “Şeffaf ve hesap verilebilir” demek ise fazlaca iyimser bir tespit olur. Birçoğunda denetleme, disiplin ve haysiyet divanları yönetim listesinden seçildiği için etkin bir denetim mekanizmasından bahsetmek neredeyse imkânsız. Yapılan seçimlerde ise katılım sayıları düşük olduğundan belli grupların tekelinde, faaliyet amacından uzak, siyasi ve marjinal örgütler olduklarını söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum.

Kendilerini “Demokratik kitle örgütü” olarak tanımlayan bu grupların geçmişteki faaliyetlerinden bahsetmeden geçmek olmaz. 28 Şubat döneminde Barolar Birliği, TOBB ve TESK’in ne kadar aktif rol oynadığını daha dün gibi hatırlıyoruz. Kendilerine “beşli sivil inisiyatif” adı veren postal yalayıcısı kuruluşlar içerisinde iki tane meslek kuruluşu vardı: TOBB ve TESK. Bu iki kurumun temsilcileri, ülkedeki şeriat tehditline karşı mücadele etmeleri gerektiğini söyleyerek o dönem ne kadar “Demokratik” bir kitle örgütü olduklarını ispatlamışlardı. Özellikle İmam Hatiplere yapılan operasyonun ardından meslek lisesi mezunlarının üniversitelere girememesi, haliyle mesleki eğitimin büyük bir darbe alması bile TOBB ve TESK’in temsil ettiği milyonlara karşı hiçbir sorumluluk hissetmediğinin en bariz göstergesiydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Meslek odaları hakkında düzenleme yapılacak” açıklaması, vesayetin son kırıntılarının da ülke tarihinden silinip gitmesi için tarihi bir öneme sahip. Meslek sahiplerinin aidatları ile Türkiye karşıtlığı yapanlar artık kendilerine kan emecek farklı organizmalar bulmak zorunda kalacaklar.