Kan emici bir vesayetin anatomisi
Ekmek
Üreticileri Sendikası Başkanı olduğunu öğrendiğimiz bir zâtın ağzından çıkan
lümpence bir beyanat, Türkiye’deki meslek odalarının toplumu nasıl gördüğünün
bir özeti gibiydi: “Ekmek, aptal toplumların gıda maddesidir. Toplum ekmek ile
doyduğu için yirmi senedir bu yöneticileri seçiyor”
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın “Vesayet odağı” olarak nitelendirdiği meslek kuruluşları, ismini
genellikle Türkiye karşıtı duruşlarıyla duyuruyorlar. Binalarına terörist
resimleri asan ve genel kurullarında PKK sloganları yankılanan barolar, terör
örgütlerinin iddialarını dillendiren ve yöneticileri arasında sözde “Kürdistan”
sorumlularının olduğu tabip odaları, terör örgütlerinin yayın organlarında
çalışan militanlara ödül veren mimar odaları gibi sayısız örnek hafızalarımızda
yerini koruyor.
1950’li
yıllara kadar devletin toplum üzerindeki vesayetini sağlamak için kullanılan bu
meslek kuruluşları, bugün yasal olarak siyasetin dışında kalmak zorunda
olmalarına rağmen eski alışkanlıklarını sürdürüyorlar. Mecburi kayıt ve aidat
sistemi üzerinden faaliyetlerine devam eden bu kuruluşlar için “Şeffaf ve hesap
verilebilir” demek ise fazlaca iyimser bir tespit olur. Birçoğunda denetleme,
disiplin ve haysiyet divanları yönetim listesinden seçildiği için etkin bir
denetim mekanizmasından bahsetmek neredeyse imkânsız. Yapılan seçimlerde ise
katılım sayıları düşük olduğundan belli grupların tekelinde, faaliyet amacından
uzak, siyasi ve marjinal örgütler olduklarını söylemek yanlış olmaz diye
düşünüyorum.
Kendilerini
“Demokratik kitle örgütü” olarak tanımlayan bu grupların geçmişteki
faaliyetlerinden bahsetmeden geçmek olmaz. 28 Şubat döneminde Barolar Birliği,
TOBB ve TESK’in ne kadar aktif rol oynadığını daha dün gibi hatırlıyoruz.
Kendilerine “beşli sivil inisiyatif” adı veren postal yalayıcısı kuruluşlar
içerisinde iki tane meslek kuruluşu vardı: TOBB ve TESK. Bu iki kurumun
temsilcileri, ülkedeki şeriat tehditline karşı mücadele etmeleri gerektiğini
söyleyerek o dönem ne kadar “Demokratik” bir kitle örgütü olduklarını
ispatlamışlardı. Özellikle İmam Hatiplere yapılan operasyonun ardından meslek
lisesi mezunlarının üniversitelere girememesi, haliyle mesleki eğitimin büyük
bir darbe alması bile TOBB ve TESK’in temsil ettiği milyonlara karşı hiçbir
sorumluluk hissetmediğinin en bariz göstergesiydi.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın “Meslek odaları hakkında düzenleme yapılacak” açıklaması, vesayetin
son kırıntılarının da ülke tarihinden silinip gitmesi için tarihi bir öneme
sahip. Meslek sahiplerinin aidatları ile Türkiye karşıtlığı yapanlar artık
kendilerine kan emecek farklı organizmalar bulmak zorunda kalacaklar.