'Kan' dökmekle tehdit edene 'hoşgörü' yok!.
Yine kahrolduk, acıdan inliyoruz.
İçimiz kanıyor, yüreğimiz yanıyor, terör mağduru yetimlerimizin sayısı arttıkça acımız katlanıyor.
Maç sonrasına ayarlanan katliamda, nice vatandaşımızı kaybettik, niceleri can çekişiyor, şehitlerimiz var, gazilerimiz var, üç yüz yıldır durmadan insan kaybediyoruz.
Bu hep böyle, savaş vuruyor, terör vuruyor, darbe girişimi vuruyor, darbe vuruyor, biz öle öle direniyoruz, her ailemizde şehitler var, gaziler varu2026
DEDİK DE DEDİK!
Bu nicedir böyle.
Vatan dedik, millet dedik, devlet dedik.
Kurtuluş dedik, İstiklal dedik.
"Milli Nizam" dedik, "Milli Selamet" dedik, "Refah" dedik, "Fazilet" dedik, "Büyük Birlik" dedik, "Adalet" dedik, "Kalkınma" dedik, seçimlere girdik, seçimlerden çıktık, yenilgi yenilgi büyüyen zaferlerden bahsettiku2026
Beraber yürüdük, beraber ıslandık.
Geldiğimiz noktada yine katlediliyoruz, yine kınıyor, yine öfkeleniyor, beddua ediyor, köpürüyor, taşıyor, sokaklarda bayrak sallıyor, bayrakları yarıya indiriyor, ağlıyor, ağlıyoruzu2026
Çok şey yapıyoruz ama bir şeyi nedense yapamıyoruz ve bunu yapmadığımız müddetçe de ölmeye devam edeceğiz; sakat kalmaya, dul, yetim, öksüz u2026
ŞU İRAN BİLE!
Hiç hazzetmediğim İran denilen devlet, ülkesindeki ayrılıkçı, bölücü, yıkıcı faaliyetlere asla göz açtırmıyor.
"Hain" dediği dünyanın neresine giderse gitsin ensesine biniyor.
Planını programını tıkır tıkır işletiyor, stratejisini çatır çatır dayatıyor, eleştirilere kulak veriyormuş gibi yapsa da ülkesinin birlik ve bütünlüğünü sürdürmek için gereken neyse onu yapıyor.
Bizde ise tuhaf bir "hoşgörü" var, Gezi olaylarında insanımızı katleden, ekonomimizi felç olma noktasına sürüklemeye çalışan teröristlere nice hoşgörümüz var, baş tacı ediyoruz adeta, ödüllere koltuklara boğuyoruz, şöhretlerine şöhret katıyoruz!..
Vandalları fonluyoruz.
Bu memleketi 28 Şubat felaketine sürükleyen alçakları el üstünde tutuyor, baş köşelerde ağırlıyor, iki satır methiye yazmaları için elli bin takla atıyoruz!..
Yalan mı?
Yazmayalım mı?
Söylemeyelim mi?
DEVAM İNŞALLAH!
Memleketin felakete sürüklenmek istediği her operasyonda "Hak"lının yanında durmaya gayret eden bir kardeşiniz olarak, bir vatan evladı olarak, elimizdeki kaleme yamultalım mı?
Asla Allah'ın izniyle!.
Kalem kırılacak belki ama yamulmayacak!..
Onun için de diyeceğiz ki;
"Korkunun, kompleksin ecele faydası yok!"
Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki Türkiye dünyaya meydan okumaya çalışırken, dışarıda teröre destek verenleri sıkıştırmanın mücadelesini verirken içeride teröre destek verenler müsamaha gösteremeyiz.
Bir adam, terör destekçiliği yaptığında öylesine tepki gösterelim ki "hukuki sınırlar içinde", adam dediğine diyeceğine pişman olsun!
Her gittiği yerde tepkiyle karşılaşsın, sosyal medyaya giremez, girse de çıkamaz olsun.
Ne özgürlüğü, teröre destek özgürlüğü mü olur?
Bizim vergilerimizle bir yerlere gelen ve orada bizim vergilerimizle duran bir "adam" nasıl olur da, "Benim istediğim olmazsa" ya da "benim istemediğim olursa", 'ortalık kan gölüne döner!' diyebilir!..
O kan kimin kanı?
Kim kimin kanını döküyor, kim kime hangi hakla "rejim", "model" dayatıyor.
Sen kimsin?
Hangi "batı" ülkesinde "teröre" alenen destek verebilirsin!
Bugüne kadar ülken için ne yaptın, nerede bir eserin var, nerede çakılı bir çivin?!..
FETÖ'ye yandan, PKK'ya yandaş DAEŞ'e peşkeş, vandala öpücük, sen kimsin!..
SIKINTI BİZDE!..
Öyle bir noktadayız ki, koca ülke binmiş bir kişinin "Bir Büyük Lider'in sırtına, ilerlemeye çalışıyor.
Yüz yıldır göbekten bağlı olduğumuz ABD, sınırlarımızın içimizdeki ve sınırlarımızın dibindeki terör örgütünü büyütüyor, yarın öbürgün, Türkiye'yi yok edebileceği kapasiteye ulaştırmaya uğraşıyor.
Mavi Marmara Davası bir şekilde "bitirildi" diye zannedilmeye ki o dava bitti, davalar bitmez ve İsrail'in Türkiye'den geniş bir dilimi de içine alan Arz-ı Mev'ud çabası bitmez.
Sınırlarımızda yaşanan savaş da bunun neticesi, iyice bölecek ve teker teker yutacak İsrail!
Hesap bu.
Dolarları liraya çevirmek iyidir, güzel bir tepkidir ama kalıcı ve sürdürülebilir değildir.
Kalıcı ve sürdürülebilir olan, birlik ve beraberliktir.
Günlük tepkilerle olmaz bu, kazanımları kalıcı hale getireceğiz ve vekiliyle asiliyle, kim birlik ve beraberliği bozmaya kim teröre göz kırpmaya yelteniyorsa, ona haddini "hukuki sınırlar içinde", mutlaka ve mutlaka bildireceğiz.
Affetmeyeceğiz!..
Ne o ya; nerede hain varsa istediği gibi konuşuyor.
Nerede uyaran varsa, nerede "goy goyculuktan" uzak durup "doğruyu söyleyen" varsa ona "yaptırım" uygulanıyor.
Daha fazlasını söylemiyorsam, ülkemin şu köhne "çarpık" parlamenter sistemden kurtulmasını istediğim içindir!..
Yeter diyeceğiz deu2026
Ülkem, sistemini bulsun hele.
Bu da var, Taksim katliamı olmasaydı, bugün bu konuya da geniş yer ayıracaktım.
Neyseu2026
Yer geniş olmasa da ihbarımız Çankırı Adliyesi'ne gider.
Ey Yargı, sana sesleniyorum;
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda 2013 yılında müthiş bir FETÖ operasyonu olduğuna dair bir dosya geldi önüme.
Geniş bir dosyau2026
Sonuç notu da şöyle özetlenebilir:
Çankırı'da çok sayıda vatan evladı, kumpaslara maruz bırakıldı.
Haklarında saçma sapan takibat yapıldı, "Ağır Ceza"larda süründürüldüleru2026
Bu davaların çoğundan beraat çıktı ama o arada gidenler gitti; uğradıkları haksızlıklardan dolayı perişan olanlar, acıya dayanamayıp vefat edenler, eşlerinden boşanmak durumunda kalanlar, nice mağduriyetleru2026
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda kıyıma uğrayan nice memur var ve seslerini duyurmakta güçlük çekiyorlar.
Onlara mağdur edenlerin çoğu bugün hapiste, en üst düzey -eski- "Bakanlık" görevlileri de hapiste, açıkta.
Mağdurlar iseu2026
Onlar yine mağdur!.. "
Sayın Savcılık makamı, Çankırı'da yaşanan ve Ankara'yı da etkileyen ve birçok mühim "imza" sahibinin etkileneceği bir yeni süreci başlatır mı?
Çankırı'daki savcılarımızın, hakimlerimizin "FETÖ" ile mücadele azminden şüphe edilemez.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bir döneminde, bizim bazı kardeşlerimizin de kandırılmasıyla kurulduğu belirtilen kumpasla ilgili "yargı süreci" başlatılırsa duyururum.
VEu2026ÇANAKKALE!
Devam inşallah, iki kere Şanlıurfa, ardından Denizli, son olarak Çanakkale, önümüzdeki günlerde de Mardin kısmetseu2026
Devam, kardeşlerimizle buluşmaya, gönül verdiklerimize kulak da vermeye.
Evet; Türk, Kürt, Arap, Boşnak, Çerkesu2026
Şehitlerimizin koyun koyuna yattıkları mübarek topraklarımızdaydık.
Çanakkale'de.
Eğitim Bir Sen'in başını çektiği Sivil toplum örgütlerimizin düzenlediği etkinliklere katıldık.
Oralarda naçizane konuşmalar yaptık, soruları cevaplandırmaya, bilmediklerimizi öğrenmeye çalıştık.
Sabah namazında gençlerimizle buluştuk, ardından birlikte kahvaltı yaptık.
Sonra yine bir sivil toplum buluşmasıu2026
Hepsini Çanakkale'nin büyük değeri Resul Can kardeşimiz organize etti sağ olsun.
Müthiş bir program oldu.
Çanakkale hakkında yazacak çok şeyimiz var.
Bizim insanımızın nasıl hor görüldüğünü, statükoya karşı var gücüyle mücadele veren kardeşlerimizin nasıl "yalnız" bırakıldığını yazmak istiyorum.
Çanakkale gibi dünyanın en güzel diyarlarından birinin CHP'li belediye elinden neler çektiğini yazmak istiyorum.
Tarihin nasıl saptırıldığını, ne büyük tarih katliamlarının yaşandığını yazmak istiyorum.
Amau2026
Bugün değil.
Bugün içim fena yanıyor!