Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Kasım 2021

​Kamunun Rehber Kuruluşu

İsveç dilinde ‘arabulucu’ anlamına gelen, dilimizde söylemesi kolay olmayan ‘ombudsman’ kelimesiyle 2012 yılında tanıştığımızda yabancılığı kurum görevlileri dâhil olmak üzere hepimiz çekmiştik.

Kurumsal denetim mekanizması olarak ilk günlerin acemiliğinden sıyrılıp neyi, nerede, niçin veya niye sorgulamalarının ardından insan hakları açısından kendilerine ulaşan şikâyet ve başvuruları sorunsuz, ücretsiz ve dostane şekilde çözüme kavuşturup yargının yükünü hafiflettiği görülünce ‘ombudsmanlık’ gitti yerine ‘Kamu Denetçiliği Kurumu’ bilinmeye başlandı.

Kuruma gelen kararlar neticesinde adaletin tesisine yardımcı olduğu görülürken, kurumun yaptığı işlere ve yardımcı olduğu konulara göz attığımızda avukatlık vazifesini deruhte ettiğini de söyleyebiliriz.

Anayasal bir kurum olarak kuruluşunu gerçekleştiren Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kamu bürokrasisinin daha iyi yönetimi ve ilkelerinin belirlenmesine ilişkin çalışmalarından yeterince haberdar olmadığımızı ifade etmek isterim.

İnsan haklarının devlet tarafından korunması ve geliştirilmesi, ihlallerin önlenmesi konularında ülkemizin gecikmiş olduğunun altını çizerken, insan haklarının yargı dışı mekanizmalarla korunması konusu yeni bir gündemdir.

Temek gayesi insan haklarını korumak ve geliştirmek olan devlet, bu hakları farklı biçimlerde ihlal edebilir. Millet iradesinin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi adına devletin yetkisini kullanan Kamu Denetçiliği Kurumu yasama ve yürütme erklerinin çalışmalarının sonuçlarını gösteren bir ayna görevi görmektedir.

‘Kamu Başdenetçisi’ unvanı ile Şeref Malkoç kurumun başında siyasî, meslekî ve kültürel açıdan dolu bir isim olarak kurumun başında. Onun katkısı olacağını düşünerek bir etkinlik açılışında anlattığı ilgi çeken bir hikâyeyi paylaşalım: Adalet Bakanımız (ismini vermedi) ‘ombudsmanlık’ müessesini kurma çalışmasını yapmak için İsveç’e bilgi almaya geldiklerini söylediğinde İsveç Adalet Bakanının şaşırdığını ve “Biz bu sistemi sizden aldık” dediğini aktararak olayı geçmişle bağlantılı olarak anlatmıştı. 1709 yılında İsveç Kralı 12. Şarl, Ruslarla Poltava’daki savaşta mağlup olunca Osmanlı İmparatorluğu’na sığınıp beş yıl kadar kaldığında devletle halk arasındaki münasebetleri inceleme fırsatı bulmuş. Kendisi ülkesine gidemediğinden Osmanlı’da yaşayıp gördüklerini uygulaması için kralı temsilen bir kişiyi görevlendirdiği ve adına ‘ombudsman’ dediğini aktarmıştı.

Hiç şüphesiz Adalet Bakanımız konuyu öğrendiğinde sevinç ve burukluğu aynı anda yaşamıştır. Dedik ya, gecikmiş bir mevzuat. Kurum çalışanlarının gayretini TBMM de görev yaptığımda yakından müşahedeetmiştim. Bu konuda diğer ülkelerdeki çalışmaları takiple mesafeyi kısa sürede kapattıklarını rahat ifade edebilirim. Kurumun kuruluşunun ilk günlerinde vazife alan isimler konu üzerine ilk defa çalışmalarına rağmen bilgi ve birikimlerini sağlıklı aktarmaları neticesinde kısa sürede başarıyı elde ettiler. Daha sonra yapılan çalışmalarla statüye kavuşturulan kurumda uzman, akademisyen ve diğer çalışanlar hizmetleriyle göz doldurdular.

Görev üstlenenler alanlarındaki çalışmalarla devletimizin daha iyi yönetimi, daha müreffeh bir toplum oluşmasına verecekleri katkının değerli olduğunu biliyoruz. ‘Kamu Denetçisi’ Fatma Benli Yalçın ile Celile Özlem Tunçak hanımefendileri görevlerinde, Arif Dülger, Yahya Akman ve Sadettin Kalkan ile resmî ve sivil toplum çalışmalarımızda yol arkadaşlığımız olmuştu. Siyasî ve kamu tecrübeleriyle artı değer kattıklarını burada açıklıkla belirtirsek bir hakkı teslim kabul ediniz.

Kuruluşundan bu yana hakkın ve adaletin tecellisi için var gücüyle çalışan, değişik iletişim araçlarıyla müracaat etmiş kişilere rehberliğe devam eden kuruluşun hakemli dergi başta olmak üzere icraatlarını anlattığı yayınları kitaplığınıza temin etmenizi salık veririm, ve’s-selam.