Kamu kurumlarının kültürel hizmetleri
Bazı
kamu kuruluşları ve belediyelerin kültürel hizmetleri, bilhassa yayıncılık faaliyetleri göz
kamaştırıyor.
Özel yayınevlerinin yanı sıra bazı belediye ve kamu
kuruluşları, seviyeli yayınlarıyla kültür, sanat ve bilim dünyamıza önemli
katkılarda bulunuyorlar. İstanbul’daki belediyelerle birlikte Anadolu’da da gerçekleşen
bu neşriyat, mutlaka görülmeli, takdir edilmeli ve emektarlarına teşekkürde
bulunulmalıdır. Biraz da bu düşünce ve sorumluluk duygusuyla bana ulaşan bazı
kıymetli kitapları tanıtmak istiyorum.
MATBÛÂTIMIZIN KÜNYESİ
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanlığı tarafından yayımlanan Türkiye
Cumhuriyeti Matbûât ve İstihbârât Müdüriyet-i Umûmiyesi Künye Albümü, titiz
bir anlayış ve çabayla kültür hayatımıza kazandırılmış bulunuyor. Eser,
1924-1927 yılları arasını ihtiva ediyor. Muhammet Ünal Arvas, Serkan Erdal ve
Büşra K. Aktuna’nın hazırladığı eserin yayın koordinatörü Muhammet Özdemir.
Takdim yazısı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Basın yayın
dünyamıza dair çok kıymetli bir kaynak eser hüviyeti taşıyan eserle ilgili
olarak takdimde şöyle deniliyor: “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız
yaptığı düzenlemelerle bir taraftan medya mensuplarının çalışmalarını
kolaylaştırırken, diğer taraftan da basın yayın tarihimize ilişkin arşiv
faaliyetlerini de yürütmektedir. Milletin ve kurumların hafızası olan
arşivlerimiz aynı zamanda birer kültür ve tarih hazineleridir. Hem geçmişi
anlatan hem de maziyi geleceğe aktaran arşivler, toplumların dünü ile yarını
arasında köprü olurken, sosyal ve beşeri bilimler için de en ciddi kaynakların
başında yer almaktadır.”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin
Altun’un ön söz’ünde de, eserin ‘Henüz kuruluş günlerini yaşayan bir ülkenin, basın
ve yayın alanını kanun ve yönetmeliklerle bir düzene kavuşturmayı öncelikli
olarak ele aldığını gösteren önemli bir kaynak’ olduğuna işaret ediliyor ve şu
satırlarla devam ediliyor: “Bu önem ve öncelik, günümüzde de devam etmektedir.
Bu eser, Millî Mücadele’mize şahitlik eden, Cumhuriyet’imizin gelişmesi ve
demokratikleşmesi için gayret gösteren, hakikat arayışından ödün vermeyen basın
mensuplarımıza saygı ve minnetimizin bir nişanesi olarak tarihe not düşmek
amacını taşımaktadır.” Özellikle gazetecilerin, kültür tarihçilerinin ve
edebiyatçıların, kitaptaki biyografilerden ve fotoğraflardan çok yararlanacağı
muhakkak. Eser, basın tarihimizin tam olarak aydınlanması yolunda mühim bir
katkı olarak görülmelidir.
BİR SES ORMANI
Bir
Ses Ormanı Ahmet Hamdi Tanpınar Kitabı, seçkin kültür sanat
faaliyetleri ve kıymetli yayınlarıyla bilinen Zeytinburnu Belediyesi’nin ‘Kültür
Yayınları’ arasında çıktı. Turgay Anar, Şerif Eskin ve Aykut Ertuğrul’un
hazırladığı kitabın sunuş yazısı, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’a
ait. Arısoy, ‘Vefatının üzerinden henüz altmış yıl geçmiş olmasına rağmen Ahmet
Hamdi Tanpınar’ın daha şimdiden hakkında en çok konuşulan, yazılan, çalışma
yapılan edebiyatçılarımız arasında olduğunu’ hatırlatıyor ve şöyle devam
ediyor: “Yaşarken, günlüklerinde ‘sükût suikasti’nden şikâyet eden Huzur yazarı, kasıtlı ya da kasıtsız
hiçbir suikastin ölümsüzlüğüne engel olamayacağını; Türk edebiyatının yıldızlı göğündeki yerini
şimdiden aldığını bilse bir nebze ferahlar mıydı acaba? Ferahlamayı ‘bir nebze’
ile sınırlıyorum çünkü yine günlüklerinden biliyoruz ki o, ne yaptığının, neyi
başardığının hep farkındaydı. Çok sevdiği İstanbul sokaklarını yahut geç
gördüğü için efkârlandığı Paris bulvarlarını adımlarken kendi ruhunu,
eserlerinin yüceliğini fark ediyordu. Ancak onu büyük bir sanatçı yapan şey
biraz da kendisiyle yetinmeyen, bitmeyen sancılı arayışı değil midir?” Beş bölümden
meydana gelen eserde pek çok yazarın ve akademisyenin makaleleri bulunuyor.
DÜŞÜNEN ŞEHİR BURSA
Bursa Büyükşehir Belediyesi kültür ve sanata en çok
değer veren belediyelerimiz arasında bulunuyor. Yeni yayımlanan Düşünen Şehir Bursa, zengin muhtevası ve
geniş yazar kadrosuyla birlikte, ansiklopedik eser hüviyetiyle okurun eline
ulaştı. Semih Kum’un hazırladığı kitapta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
Alinur Aktaş’ın takdim yazısı var. Aktaş burada merhum bilge mimar Turgut
Cansever’in “Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmâl ederseniz, ihmâl
ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri tahrip eder.” sözünün doğruluğuna dikkat
çekiyor. Başkan Aktaş, buradan yola çıkarak Osmanlı’nın ilk Başkenti olan
Bursa’da kütüphanelere, kültür merkezlerine, müzelere ve diğer kültür sanat
mekânlarına büyük ehemmiyet verdiklerinin altını çiziyor. Doğrusu Bursa’ya da
böyle ince bir anlayış, dikkat ve rikkat yakışıyor. Kitapta makaleleri
bulunanlar arasında Ahmed Güner Sayar, Ali Ayçil, Beşir Ayvazoğlu, Dursun
Gürlek, Ekrem Demirli, İsmail Yakıt, Kudret Ayşe Yılmaz, Mehmet Nuri Yardım,
Mertol Tulum, Necip Tosun, Necmettin Turinay, Osman Çeviksoy, Ömer Lekesiz,
Sadettin Ökten, Savaş Ş. Barkçin ve Uğur Derman da bulunuyor.
BEYKOZ TEKKELERİ
Osmanlı’da İstanbul’un yer yer bütün semtlerini
süsleyen ibadethanelerden tekkeler, toplumun en çok ilgi gösterdiği mekânlardı.
İstanbul’un hemen hemen bütün bölgelerinde bu dinî yapılar bulunduğu gibi
Beykoz’da inşa edilen tekkeler de ayrıca büyük bir önem arz ediyordu. Bilindiği
gibi tekkeler, 1925 yılına kadar dinî faaliyetlerini serbestçe devam
ettirmiştir. Dr. Necdet Yılmaz tarafından kaleme alınan Beykoz Tekkeleri kitabında ilçede kurulmuş ve yıllarca içlerinde
hizmet edilmiş olan bu mabetlerin tarihî bilgileri verilmekte, kuruluş ve gelişim
süreçleri ele alınmakta, meraklı okuyucuya tafsilatlı bilgiler sunulmaktadır. Beykoz Tekkeleri’nin tarih, kültür ve
tasavvuf araştırmacıları için vazgeçilmez bir kaynak eser olduğunu belirtmekte
fayda var. Kitapta Beykoz’daki Nakşibendi, Kadiri, Halvetî, Rifâî tarikatlarının
tekkeleri üzerinde etraflıca duruluyor.
BEYKOZ CAMCILARI
Prof. Önder Küçükerman’ın kaleme aldığı Beykoz Camcıları kitabı, içindeki
birbirinden değerli bilgiler sayesinde Beykoz’daki sanayileşmenin tarihine ışık
tutuyor. Beykoz’da cam üretiminin geçmişten günümüze gelişini, üretimine dair
mühim bilgileri okuyuculara aktaran yazar, ilçede bu sanata ömrünü adamış olan
meşhur camcıların hayat hikâyelerine ve hatıralarına geniş biçimde yer veriyor.
Eser, cam sanayiinin tekâmülünü anlamak ve kavramak isteyenler için de
güvenilir bir müracaat kitabı özelliğine sahip. Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası (Prof. Önder Küçükerman) ile Beykoz (Mehmet Dilbaz) kitapları da
Beykoz Belediyesi Yayınları arasında günışığına çıktı.
İTİNA İLE YAŞAMAK
Davet ettiği seçkin konuşmacılarıyla düzeyli kültürel faaliyetlerde bulunan müesseselerden biri de Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’dur. Burada son derece değerli toplantılara ev sahipliği yapılmakta, bu seminer ve konferansları ise, kurumdan burs alan öğrenciler düzenli olarak takip etmektedir. Bu hatiplerden biri de Klinik Psikolog Dr. Mehmet Dinç. Kitap, “Yaşadığımız Kimin Hikâyesi?” sarsıcı sorusu ile okuyucuların önüne çıkıyor. Dinç, hayatından, yaşadıklarından, tecrübelerinden ve hatıralarından meydana gelen güzel bir esere imza atmış bulunuyor: İtina ile Yaşamak. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları arasında çıkan kitapta, günümüzde artık sıklıkla karşılaştığımız aşırı stres, kaygılar, asabilikler ve anormallikler karşısında yapılması gereken hususlara temas ediliyor. İnsanoğlunun sakin bir şekilde huzurlu bir hayatı nasıl yaşayabileceğinin ipuçları veriliyor. “Ruh Sağlımızı Korumak”, “Psikolojik Dayanıklılık”, “İnsanlık Yarışı”, “Ahlak Güçlendirir”, “Rutin Neyi Öldürür?”, “Beklemek Nimettir”, “İnternet Bağımlılığı” ve “İrade Yönetimi”, kitaptaki bölümlerden bazıları. Kitapta bir bakıma günlük telaş içinde hayatı ıskalayan, hızın ve hazzın peşinden giden, buna rağmen mutluluğu bir türlü yakalayamayanlar için çok değerli reçeteler verilmekte, anlamlı tavsiyelerde bulunulmaktadır. Kitabın takdimini kaleme alan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak, ‘İtina ile yaşamak Turing Sohbetleri’nin “söz uçar yazı kalır” düsturundan hareketle kitaplaştırıldığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Yaşadığımız dünyada büyük küçük ayırt etmeksizin hepimizin zaman zaman etkilendiği, insana ve insanlığa dair pek çok noktaya parmak basarak şahsi sorgulamalara imkân veren bu kıymetli çalışma, kültürel hafızamızdan da izler taşımaktadır.”