Kamalizm ve dinsizlik
Değerli okurlarım yakın tarihi bilmeden günümüzdeki gelişmelere nâkıs kalabiliriz...
Son iki yüz yıl Osmanlı tarihini mercek altına alıp
incelediğimizde yaşanılmış öyle garabetlere şahit olunuyor ki günümüzü hem aydınlatan
hem de karartan cinsten.
Bir Osmanlı paşası olan Mustafa Kemal kendisine verilen
görevi yapmış ve Anadolu’dan hareket ederek devletimizi yeniden kurmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda devletimizin dini İslam.
Detaylarda boğulmadan devam edelim.
Cumhuriyetimizin ilk
yıllarında Osmanlıyı hatırlatabilecek her ne var ise hepsine birden topyekun
savaş açılmış ve din dil millet milliyet gibi kavramların kimyası ile oynanmış daha
baştan devletimizin düğmesi yanlış iliklenerek işe başlanmıştır.
İş öyle bir yere kadar vardırılmış ki, devleti kurma
görevini başarı ile tamamlayan kişinin isminin başındaki Mustafa kelimesi İslam’ı
çağrıştırdığı, Kemâl kelimesi de Arapça olduğu için kaldırılarak öz Türkçe Kamâl
olmuş, soyadı kanunu ile de Atatürk ilave edilerek mesele halledilmiş
diyemeyeceğim.
Çünkü daha sonra yeni bir din ihdas edilmesi gerekliliğinden
olsa gerek Kamalizmin din olması için epey bir çalışanlar çabalayanlar olmuş.
Muş diyorum çünkü o günün kraldan çok kralcılarının işi bu.
Tarihçi olmadığım için buraya kadar deyip esas varmak
istediğim yere yani günümüze geleyim.
Malum zihniyetin bugününde durum aynı desem haksızlık yapmam
sanırım. Bu kanaate varmak için tarih bilgisine de gerek yok.
Bizzat yaşıyoruz ve görüyoruz.
Din dendiğinde elleri ayakları birbirine dolanan beyni
karışan ve kıçına nışadır sürülmüş yaratıklar gibi sağa sola tekme atan mebzul
miktarda ucubeler var etrafımızda.
Mangalda kül bırakmayan bu yaratıkların dünkü ağababalarından
da pek bir farkları yok.
Yalan dolan diz boyu.
Milletin değerlerinden bihaberler.
Ben yaparsam doğru başkaları yaparsa yanlış mantıklı bu
yaratıklar bugünlerde yine iyice azıttı.
Yokluk edebiyatını iyi senarize eden, deveyi hamudu ile
götüren ve bukalemun gibi hangi kisve ve kılıkta olunacaksa ona göre şekil alan
bu yaratıkların varsa yoksa tek ve bir hedefleri var bugünlerde.
Tayyip düşmanlığı.
Aslına bakarsak din düşmanlığı.
Sade din düşmanlığı olsa yine peki ama bu yaratıklarda
millet milliyet hatta devlet düşmanlığı da var. Yerli ve milli olan hemen her
şeye düşmanlar.
Gavurlarla kol kola onlardan aldıkları emirlere göre hareket
eden ve taraftarlarını aldatma hususunda olmadık kılıklara giren bu bukalemunların
yeni bir marifeti demeyeceğim bilindik bir marifetleri yine bugünlerde
ortalıkta dolaşıyor.
Mücahitlerin müteahhit olup sonrada her şeye müsait olmaları
gibi bu güruh da bugünlerde her şeye müsait olmuş durumda.
Yoldaş moldaş derken şimdide fondaş olup ağababalardan
aldıkları dolarlar ve emirlere göre durumdan vazife çıkarmakla meşguller.
Utanmadan sıkılmadan bunun normal bir şey olduğundan
bahsetmeleri gerçekten çok acı.
Düğün değil bayram değil gavur sizi niçin öpüyor bir
düşündeniz.
İnsan gibi çıkıp bu yaptığım düpedüz beşinci kol faaliyeti
ve bana bindiğim dalı kestiriyorlar içinde bulunduğum geminin su alması için
çalışmam isteniyor diyerek mertçe bir çıkış yapsalar diyeceğim ama nerde o akıl
ve feraset.
Akıl çevirim dışı, din düşmanlığı genetik bir araz ve
milliyet kavramı da bu güruha göre çağ dışı olunca böyle oluyor ve milletin
tükrüklerini bile yağmur zannedecek kadar akıl dane olabiliyor.
Ne diyelim.
Allah müstehaklarını versin.
Boşuna heveslenmeyin derim.
Türkiye eski Türkiye değil.
Millet ise dün olduğu gibi bugünde yarında bu gezi zekalı
kaz kafalılara pirim vermez. Boşuna heveslenmeyin.
Hevesiniz kursağınızda kalır ve boğulursunuz.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.