Kalp Zamanı
Ramazan şifa ayıdır. Oruç ruha gıda, kalbe devadır. Ramazan ayı her sene olduğu gibi yüreklerimizde yine huzur meltemini estiriyor. Maddi anlamda da güzellikler yaşanıyor. Susuzluk tehlikesi görünmüşken Türkiye genelinde Mart ve Nisan aylarında rahmet yağdı. İstanbul’da barajlar yüzde 80 doldu. Şükürler olsun. İnşallah alınacak ciddi tedbirlerle suyun yanında havamız da düzelecek ve salgın azalacak. Cenabı Allah, güzel ülkemizi ve bütün müminleri korusun.
Elimde mukaddes ayın ruhaniyetine uygun iki kitap var, onlardan bahsedeceğim. İlki Prof. Dr. Kemal Sayar’ınKalp Zamanı adını taşıyor. Kemal Sayar, tanımaktan mutluluk duyduğum, eserlerini okurken ve konuşmalarını dinlerken huzur bulduğum, kendisine sevgi ve saygı beslediğim bir ilim adamı. Erkam Radyo’da Sadettin Ökten ile yaptığı “Gönül Sadası” programını devamlı dinlerim.Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı.
Önsöz şu satırlarla başlıyor: “Her şeyin bir zamanı var, kalbin de. Yağmurların, güneşin, rüzgârın, bir zamanı var. Kalbin zamanı var. İçten bir şekilde konuşmanın, ötekini can kulağıyla dinlemenin bir zamanı var.”Eser, yazarımızla muhtelif vakitlerde ve değişik yerlerde yapılmış konuşmalardan oluşuyor. Sohbetlerin satır aralarında bize fısıldanan hakikatler var. Mesela: “Hayret bir var olma tarzıdır; bir duruş, bir hissetme biçimidir. İnsan, varlığın çağıltısı karşısında büyülenerek hayretle bakar. Bir karıncaya, bir ağaca, bir insana hayretle bakabildiğimiz zaman hiçbirini incitmek istemeyiz.” Aslında ‘tefekkür’ü tarif ediyor Sayar. Düşünmemizi, akletmemizi, hikmetle etrafa bakmamızı istiyor. Bakışlarımız sathi değil hikemi olmalıdır.
Ona göre modern şehirlerin en büyük problemlerinden biri “yabancılaşma”dır. Bu “Kendine yabancılaşma, insana yabancılaşma, tabiata ve nihayetinde Allah’a yabancılaşma”dır. Kemal Bey bizi özümüze çağırıyor, geleneklerimize davet ediyor, bize değerlerimizi hatırlatıyor. Mesela merhamet hissini önümüze çıkarıyor: “Merhamet bir başkası için hissetmek, bir başkası için acı duymak, bir başkasının seçimlerine saygı duymak, onun var olma hakkını kabullenmektir.” diyor. Esasen inancımızda, medeniyetimizde mevcut olan kıymet hükümlerimizi usulca kulağımıza fısıldıyor. Hercümerç şekilde koşturan insanı biraz durmaya, kalbinin sesini dinlemeye davet ediyor. “Şimdi frene basma zamanı” diyerek sükûnu işaret ediyor. Şimdi Şehir İçin Kalp Zamanı, kalb-i selim sahibi olmak isteyenlerin başucu kitabı. Kapı Yayınları’ndan çıkan eseri yazarımızın cümlesiyle bitirelim: “İnsanın iyiliğe inanmadığı, kötülüğün kol gezdiği bir çağda saatlerimizi inadına kalbin zamanına ayarlayalım.”
İkinci kitap ismiyle bizi çarpıyor: Madem O Var Her Şey Var. Sadık Güray Balatekin’inhatıra kitabı. 1999 yılında YAŞ kararı ile Silahlı Kuvvetler’den ilişiği kesilen yazarımız üniversitede araştırmacı. Merve Kavakçı, Nevzat Tarhan ve Yusuf Çağlayan’ın sunuş yazılarından sonra Balatekin okuru selamlıyor. Samimi duygularla kaleme alınmış satırlar. Onun hikâyesi bir bakıma hepimizin macerası. Türkiye’de yaşananları, elindeki fenerle aydınlatıyor. Ülkemizde vuku bulmuş acılara parmak basıyor. Şerefli ordumuzun mensubu olarak Anadolu’nun muhtelif yerlerindeki serencamını dile getiriyor. Geçmişte dindar olduğu için bazı ordu mensuplarının nasıl sıkıntılar yaşadıklarını ama o sıralarda FETÖ mensuplarının takiyye yaparak Silahlı Kuvvetlerimize ne şekilde sızmaya çalıştığını çarpıcı örnekler ve canlı hatıralarla anlatıyor. 28 Şubat zalimliğini görüyor, 15 Temmuz hainliğini hissediyoruz. Yerli ve millî düşünceye sahip olanlara karşı, içerideki hainlerle dışarıdaki düşmanlarımızın nasıl işbirliği yaptığını gösteriyor. Akıl Fikir Yayınları’ndan çıkan eseri herkes alıp ibretle okumalıdır. Sözü yazarımızın son satırlarıyla taçlandırayım: “Hayatımın her döneminde kendime bir düstur edindiğim, Üstadımdan aldığım dersle ‘İman tevhidi, tevhit teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni getirir.’ formülüyle hayat imtihanını başarıyla geçmeye çalıştım ve çalışıyorum. Biliyorum ki bu imtihan dünyasında Hz. Mevlana’nın dediği gibi ‘Zaten kaderin dediği olacak sen duanla bunun neresindesin?’ uyarısıyla, karşılaştığım her anki imtihanımda Hakk’ın, adaletin, takvanın yanında durmaya gayret sarf ediyorum. Rabbimden her vakit af, afiyet ve ihlaslı bir iman niyaz ediyorum. Allah var gam yok! Kâinatta her şey O’nun emriyle, O’nun izniyle hareket eder, her ihtiyaç sahibinin ihtiyacını ancak rahmetiyle O karşılayabilir, her dua edenin duasını işitip, yalnız O cevap verebilir: Madem O var her şey var!”