Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.70
Gram Altın
2953.04
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ağustos 2017

Kalite kantite(Nicelik,nitelik)

Bu iki kavram, turnusol kağıdı gibidir. Her yerde ve durumda işimize yarar. Buradaki kavram kargaşası ülkemizin belki de en önemli ve öncelikli meselelerindeki çözümsüzlüklerinde ana sebebi. Askerlikte mıntıka temizliği yapan bir erden tutunda, ülkemizi idare eden erke kadar her yerde bu iki ölçüm iş görür.

Son bir haftadır babamın rahatsızlığı nedeni ile hastanede geçirdiğim günlerde bu iki kavramın neden önemli olduğunu daha iyi anladım.

İstatistik biliminde kantite önemli. Ölçümü de nisbeten kolay. Kaliteye gelince ölçümü de yorumlaması da daha zor. Çünkü içinde barındırdığı sübjektivite çok.

Özellikle sağlık gibi göreceliği fazla bir alanda kalite ve kantite ölçümündeki objektivite çok önem arz eder.

Sağlıkta dönüşüm ile dünyaya örnek olduğumuz devrimi bu iki kritere göre objektif olarak yorumlayabilirsek kat ettiğimiz mesafe çok olmasına rağmen ciddi sorunların hala devam ettiiğini görmemiz zor değil.

Özellikle acil hizmetlerde hastaya ulaşım ve hastaneye taşınım hizmetlerinde çok ilerlediğimiz herkesin malumu. Ülkemizin her yerinden saatleri bulmayan bir süre içerisinde acil sağlık hizmetine ulaşmak mümkün.

Hastane acillerimiz için aynı şeyi söylemek kolay değil.

Acillerimiz ivedi olarak ele alınmalı ve ayyuka çıkmış sorunlarının çözümünde daha fazla öteleme yapılmamalı diye düşünüyorum.

Hastane acilleri kaba tabirle dingonun ahırı olmaktan çıkarılmalı.

Aklı esen, kendine ilaç yazdırmak isteyen, mesai çıkışı acile uğrayarak evine giden ve daha yüzlerce sebeple acillerin içi dışı dolup taşıyor. Ortalama bir acile günde sayıları binlerle ifade edilen kişiler giriyor. Bu şartlar altında ne acil hizmet olur. Ne de acilde çalışanlarda hekimlik sanatı icrasının tadı kalır.

İstanbulumuzun ilçelerinden birinin belediye başkanı olan dostum geçmişte Siyami Ersek te geçirdiği bir geceden bahisle yukardaki tabloya tamda uyan yaşanmışlığından bahisle bu böyle gitmez demişti.

Bu gazi milletin acillerde yaşadıklarının bir kısmına ben yakinen vakıfım.

Gerçek acillik hastalar, gecenin ilerleyen saatlerinde enerjisi bitmiş görevlilerin kalan enerjileri ile hizmet alırken ister istemez kalite sorunu yaşayabiliyor. Kantitenin içindeki küçük bir yüzdeye ayrılması gereken zamanın büyük bir kısmı çakma acillik hastalara aktarılmak zorunda kalınıyor.

Günlük ve aylık istatistiklerdeki acil hasta portföyünü takip eden sevgili yönetici idare erki kardeşlerim, sizin de malumunuz. Ben malumu ilam ederek yeter artık. Çözün diyorum.

Yoksa bu sistem sizi çözecek. Devrim olarak kabul ettiğimiz dönüşüm bizi de sizi de devirecek. Görünen köye kılavuz aranmaz.

İnadım inat yada bir şey olmaz kolaycılığına daha fazla yatmayın. Kantite hesabı ile kendimizi avutmayalım.

Acil(!) hizmeti verilen kişi sayısını baz alarak yapılan istatistikleri bırakın.

Acillerin hepsi birden sos veriyor. Yoğun bakımlık hastalar için yatak sayısından tutunda acilde acil bulunması gerekenlere kadar bu terazi bu sıkleti çekmiyor.

Birçok ülkede katı bir şekilde uygulanan tedbirleri tedricen alarak işe başlayalım diyorum. Aciller yol geçen hanı olmaktan çıkartılsın. Aile hekimlerimiz devreye sokularak ve acillere girişe kısmi ücretlendirmeler yapılarak işe başlansın.

Ülkemizin milli servetinden aktarılan milyarlar boş yere akıtılmasın. Amerika İngiltere Almanya gibi ülkelerin bile altından kalkamadığı bu sistemden derhal tedrici olarak dönülsün. Yarın geç olabilir.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.