Kalıplar: Düzgün hayat
İnsan, sırlı ve çok yönlü belki de anlaşılması, kavranabilmesi en zor varlıktır. Hem kendi kendini hem de çevresini etkiler. Aynı şekilde çevresinden de etkilenir. İnsan, sınırlı bir varlıktır. Ömrü sınırlıdır, gidip gelebileceği yer sınırlıdır. Zamanı, mekânı sınırlı olduğu için her canlı gibi ölümlüdür ve elbet bir gün nefsi ölümü tadacaktır.
Ancak
insana öyle bir özellik verilmiştir ki yaratıcıyı, Nebi ve Resullerini tanır.
Sosyal hayat içinde yaşama, üretme, paylaşma, fedakârlık gibi duyguları, idrak
kabiliyeti ve aklı olan bir varlıktır. Ayrıca fıtratında edep ve ahlak vardır.
Ve bu özelliklerine binaen hayvanlardan ayrılır.
İnsanın
almış olduğu bilgi, ister ham ister işlenmiş olsun yeniden işlenerek ve bir
kalıba sokularak beyne yerleştirilir. Bilgi yerleştirilirken kalıplara girer.
Bazen tek bir kalıba bazen de birden çok kalıba girer. Bu tek başına bir inanç
kalıbı da olabilir. İnançve fayda kalıplarıyla beraber de olabilir. Bilginin
kalıp sayısı binleri de bulabilir binleri de aşabilir.
Tespih, bunlardan biridir meselâ. Hem zikir
çekmek için kullanılabilen hem de can sıkılınca sallanabilen bir yardımcı
nesnedir. Kimileri de antikacı gibi koleksiyonunu yapar. Tespihi sadece sever,
okşar. Bu bilgiler, bu kalıplarla işlenip beyne yerleştirilmiştir üstelik.
Meselâ
düzelme, insanın kendi kalıplarını değiştirmesiyle başlar. İnsanın kendisinde
olan kötü, çirkinahlak kalıpları kendisi istemeden asla hayırlı yönde değişmez.
Bu düzelme olacak veya olmayacaksa önce kalıplar devreye girecektir.
İnanç kalıbına
göre kendisi için ufukta bir cennet görüyorsa düzelme niyeti amele dönecektir. Kendine
veya başkalarına verdiği zarardan kurtulma faydası görüyorsa düzelme niyeti
yine amele dönecektir. Ya da bunların tersi veya hiç düzelmediği gibi belki de
daha kötüsünü yaşayacaktır.
Düzelmesini
istediğiniz insan ve topluma da kalıplarına göre yaklaşılmalıdır. Bilgileri
üzerinden yaklaşırsanız kaybedersiniz. Üstelik insan ve toplumun işlemcisini,
hangi kalıp programları varsa dikkate almak zorundasınız. Başka yerlerden
yaklaşırsanız bilgisayardan daha üstün bir bilgisayar olan insan beynini,
toplum beynini bozarsınız. Önceliğiniz kalıpları bilmek ve bu kalıpları
değiştirmek ve değişimi sağlamaktır. Yoksa yanlış yapar, yanlış sonuç
alırsınız.
Meselâ insanların inanç kalıplarını da
değiştirmek zordur. İnançların oluşumu, dini de olabilir, ideolojik de
olabilir. Vesaire… Aynı inanç (din, ideoloji, vs.) grubundan insanlar bile yol
üzerine kendi görüşlerinin istikamet ve amel çizgilerini çizerler. Beraber
oldukları, takipçileri, sevenlerio çizgiyi izler, çok uzun bir müddet o
çizgiden başkasını kullanmaz ya da o çizginin dışına hayat boyu hiç
çıkmaz.Diğerlerini öldürseniz dahi aynı yolda yürütemezsiniz.
Bugün
eğitimcilerin, sivil toplumcuların, ilim, din ve fikir adamlarının, siyasilerin
dikkat etmesi gereken en önemli husus, işte bu kalıplardır. Bir dekalıpları
dikkate almadan sadece bilgiye dayalı, terbiye ve değiştirme-düzeltme
çalışmalarının doğru netice vermeyebileceğini anlamalarıdır.
İnsana; işlenmiş bilginin kalıbından dedikoduyu
bırak, yalandan uzak dur, aklını kullan, ilim öğren, edep ve ahlakı yaşa demek;
edep ve ahlak, ilim ve yetenek, usul ve erkân yolculuğunda size derdi az bir hayat yaşatacağı
gibi düzgün bir hayat da sağlayacaktır. Ayrıca insan ve toplumu düzeltebileceğiniz
gibi kurumları ve ülkeyi de düzeltme imkânı verecektir.