Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Mart 2021

​Kale ve dergi

“Hür tefekkürün kaleleri” olan dergileri çok seviyorum. En zor şartlarda bile okuyucunun önüne çıkıp meraklılara manevi ziyafet oluyorlar. Aslında bu salgın döneminde dergi çıkarmak yiğitlik, dergiciler hakikaten alkışlanacak birer kahraman. Her dergi tafsilatlı bahsedilmeyi hak ediyor. Ancak yer sınırlı olunca bu tanıtımı mecburen muhtasar yapıyorsunuz. Olsun, lâfın kısası daha iyidir.

Ali Haydar Haksal yönetimindeki Yedi İklim, dergiciliğimizde “özel sayıları” ilk başlatan mecmua olarak ‘öncülük hakkı’na sahip. Kasım 2020 sayısı “Üstad Sezai Karakoç Armağanı” olarak çıkmıştı. Nurettin Durman, Âlim Kahraman, Durali Yılmaz, Ali Haydar Haksal, Mustafa Özel, Mehmet Törenek, Şakir Diclehan, İsmail Kıllıoğlu, Osman Bayraktar, Mahmut Babacan, Osman Koca, Sevgigül Kandoğmuş Şahin, Uğurcan Güler imzalı nefis yazılar gönülleri şad etmişti. Sadece Sezai Karakoç hayranları için değil, araştırmacılar için de kaynak bir sayı hüviyetinde. Benim başucu dergimde üstat Sezai Beyin şu sözü tek sayfada levhalaştırılmış: “Gölge ne düşünürse düşünsün, güneş kendi kavisini çizer, yolunu tamamlar.” Yedi İklim’in Aralık, Ocak, Şubat sayıları da muhteva olarak dopdolu. Bütün edebiyatseverlere ısrarla tavsiye ediyorum.

Hece ve Hece Öykü Ankara’dan yola çıkıp İstanbul’a ve Anadolu’ya yayılıyor. Sahibi Ömer Faruk Ergezen, Yayın Yönetmeni Rasim Özdenören. Başka söze hâcet var mı? Büyük titizlik, seçicilik ve duyarlılıkla okurun önüne çıkıyor her ay. Ankara benim gözümde biraz da Hece’dir. 80’lerden önce Başkent benim için büyük ölçüde Hisar’dı. Farklı çizgide görünse de Hece bence o bayrağı devralmıştır. Hece, Türk edebiyatına tarihine Hisar gibi şimdiden köklüce yerleşen seçkin dergidir. Emektarlarına teşekkür ve saygı.

Her ay içimizi ismi gibi ısıtıveren bir dergidir Dergâh. Mustafa Kutlu abimizin adıyda özdeşmişti önce şimdi Ali Ayçil kardeşimiz alın teri döküyor. Tabii Ezel Erverdi’nin büyük desteği ve duası unutulmamalı. Dergâh Yayınları ve ondan önce kurulan Hareket Yayınları da öyle değil mi? Bu müesseseler irfanımızı zenginleştiren birer ocaktır. Bir okuldur ki kültürümüze değer katar, seviye getirir. Mektep olabilmiş, hocaları ve talebeleri bulunan birer edebiyat okuludur bahsettiğim dergiler. Hangisine el atsanız size doğru istikameti gösterir. Kitap çıkarmak isteyen heveskârlara ilk tavsiyem “Aman önce dergi! Önce dergilere gidin, yazılarınız, şiirleriniz çıksın önce mecmualarda, gerisi kolay…” Dinleyen de oluyor beni, umursamayan da… Ama hakikat bu aziz okuyucular. Sahici yazarlığın, kitap sahibi olmanın yolu dergilerden geçiyor.

Kudret Ayşe Yılmaz’ın Genel Yayın Yönetmenliğinde, Necmettin Turinay’ın Yayın Danışmanlığında, Murat Sedat Sert’in editörlüğünde her ay bir fikir ve sanat çiçeği gibi açan Şiraze öncelikle ismiyle gönüllerde taht kurdu. Sonra da edebiyat sevdalılarına baht oldu. Haksız yere unutulan küçük boy dergiciliğin bence en iyilerinden. Her ay bir kapak konusu, bir vefa köşesi, yazılar, röportajlar, makaleler, şiirler, kitap tanıtımları, anketler ve daha birçok edebî ürün… Bu kadar zengin muhteva, dergiye nasıl sığar, sığdırılır. Ama siz Şiraze’yi iyi ve doğru tutturmuşsanız az çoğalır, küçük büyür. Eksikliği hissetmezsiniz. Ne diyeyim, Allah yâr ve yardımcınız olsun. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu zor şartlarda dergi çıkaranlara inşallah destek oluyordur. Bence Türkiye’nin bütün kütüphanelerine bu dergiler en az 500’er adet aldırılmalı ve vatandaşlarımız bu düşünce ve sanat sofralarından mahrum edilmemelidir.

Benim de her ay yazdığım Şehir ve Kültür, Mehmet Kâmil Berse’nin olağanüstü çabası ve dirayetiyle çıkıyor. İsminin hakkını veren bir dergi. Şubat sayısının konusu “Haydarpaşa’da Tarih”ti. Mart sayısında nefis bir kapakla “Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!..” ibaresi yer aldı. Kapak üstünde bu derin manayı tamamlayan ulvi söz: “Korkma – Lâ Tahzen”. İstiklal Marşı şairimizin ilhamını aldığını manevi iklimi hissetmemek mümkün mü? Şehir ve Kültür’de sadece şehir yazıları yer almıyor. O, dört başı mamur bir medeniyet ve fikir dergisidir. Bir gün hakkında müstakil yazmak istediğim Genç dergisini, mükemmel mizanpajı ve muhtevasıyla görenler asla ümitsiz olmaz. “Z Kuşağı” yalanlarıyla ortalıkta fal açıp karamsarlık dağıtan münadilerin kulakları çınlasın. Ne kuşağı? Âsım’ın Nesli ayakta! Çok güzel Anadolu dergileri: Bursa Günlüğü ve Düşünen Şehir. Mustafa Aydın’ın Diksiyon ve Edebiyat’ı da unutulamaz.