Kalbin mührüdür ve aklın esrarıdır Ramazan…
Ramazan’ın ne olduğunu bilir misin. Ramazanla irkilir, onunla dirilir misin.Ramazan, Müslümanların kalplerine ekmesi gereken bir huzur nüvesidir. Ramazan, huzur hanemizdir aslında. Mümin olmamıza vesile olabilecek istisnai bir zamanlardandır. Kendimizi İslam’la olgunlaştırabileceğimiz bir tefekkür mecmuasıdır bu dem. Kur’an’i kelam, Muhammedi kemal ile keşfedebiliriz şu ilahi saltanatın sanatını. Müslümanca bir hayatın başlangıcı, adam gibi bir Müslüman olmanın miladı olabilir mi?
Ruhumuzu sarsmıyorsa hasat beklemeyin bu mevsimden. Kuyumcu terazisinde nefsimizin muhasebesini yapmıyorsak, sadece aç kaldık. Namazımız gözyaşıyla bütünleşmiyorsa hüngür hüngür, deli divane… Günahlarımızı Ramazanın affındaki nedametle yıkayamıyorsak, zikir seansları kalbimizi okşamıyorsa, tefekkür faslıyla İslam’la bütünleşmiyorsak, İslam’ın burçlarını keşfetmeye kalbimizden başlamıyorsak, aklımız ve kalbimiz fethetmiyorsa Ramazan’a dair ne varsa, sana sunulan bu bereketle şenlenmiyorsa ömrün…
Önce, en önce kendinle başlayacaksın ey nefis. Kendinle başlayacaksın bu mevsimin şerefine ermeye. Evvel, evvela seccadenle baş başa kalacaksın fikir ve zikir telakkilerinde, Rabbinin hikmetlerini gönlüne ve aklına soracaksın en nefis. Namazın seni tatmin ediyor mu, ibadetin seni memnun ediyor mu, lezzet alabiliyor musun Müslümanım dediğin İslam’dan… Kalbin Medine’ye gidip, Mekke’den dönüyor mu... Ey nefis! Ahlak desenli misin. Ey amel! Samimiyet niyetli misin. İhlas sarmış mı yaraları. Dermanı İslam’da aramış mısın. Allah’tan başkasına kul olmuş musun. Madde ve mana harbinde gözlerin dolup taşıp üzülüyor musun kendine, mağlup olduğun nefsine… Ramazan, Ramazan, sor kendine nedir Ramazan…
Sor kendine şu Ramazan, aşkı tanıyor musun, sevgiyi, sevgiliyi biliyor musun. Jilet gibi ayazlarda yürekleri ısıtan, ruhu okşayan, bedeni sarmalayan sevgilinin misk kokusundan haberdar mısın, bütün acılara rağmen Muhammed’ül emin büsbütün serinletiyor mu yürek denen dergâhı. Allah’ın habibi, sevgililer sevgilisi, aşkın emin beldesi, kalbin nabzı, ömrün aşk melekesi Muhammed Mustafa doluşuyorsa her cenahından hayatına, işte o an Ramazan’dır bütün zaman…
Tut bizi ey oruç. Mide denen aza seni tutarken, sen de bizi tutasın ya Ramazan. Kalbimizi tut, aklımızı tut, gözlerimize örtü ol, ömrümüze nur, ahlakımıza Muhammedi bir neşe ol ey oruç. Hayatımıza Hira ol. Müslüman kardeşimize ensar, İslam’dan uzaklaşan hayatlarımıza muhacir ol ey oruç.
İftarımıza gıda olurken, ruhumuzu sensiz bırakma ya oruç. Akşamlarımıza teravih olurken, kıyamımıza Müslümanca bir duruş ol. Teheccüde uyanırken, âlem-i İslam’ın dirilişine sebep ol ey oruç, ya Ramazan. Yerine göre sabrımız, yerine göre eylem ol… Ol, ol, Miraç ol, kalbimiz aslını görsün.
Ramazan, âşık olma hâli, Muhammed Mustafa’yla bütünleşme hayalidir. Ham hayatlarımıza olgunlaşma vesilesi, Müslümanca bir dirilişin o kuvvetli nişanesidir. Madde kulelerini yıkmak, kibir hastalığını gömmek ve mazlumun ve mağdurun ve yetimin gönlünde ekilirken, İslam’i bir mefkûreyle dirilme sahnesidir Ramazan.
Sarıl Ramazan’a, tanı Ramazan’ı, yaşa Ramazan’ı. Ramazan Muhammed Muhabbetidir. Hira’nı inşa etme fırsatı, kurtuluşun ay ışığıdır Ramazan. Sönükleşmiş hayatların aydınlık membaıdır Ramazan. Küflenen kalplerdeki küfrün temizlenmesi için o aşki kifayettir Ramazan. Kalbin sessiz sessiz bangır bangır bağırmasıdır nimetini Ramazanın…
Kalbimiz, aklımız, aslımız, amelimiz sana ulaşsın ey oruç, ya Ramazan…
