Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kalbin Dirilişi ve Ölümü

Hükümdar olan kalp, düzgün olursa, onun askerleri de düzgün ve erdemli olur. Kalp, inanç ve fazilet için çalışmalı ve yorulmalıdır. Hırs, kalbi öldüren en büyük marazdır. Doymayan kalbi, Allah’tan başka kimse doyuramaz. Sabır, şükür ve tevekkül kalbi gençleştiren ve ömrünü uzatan Yaratan’ın bahşettiği erdemlerdir.

Erdemle nurlanan kalp, kurtuluş ve mutluluk içindedir. Dünyevîşlemenin cenderesinden kurtuluş, ölüm gelmeden ölmenin huzuru ve mutluluğu bu kalbin en büyük beslenme kaynağıdır.

Her şeyi Gören el-Basîr, bedenin şekil ve formuna, güç ve kuvvetin kimin elinde olduğuna bakmaz. O, ancak, yapılan eylemlere/amellere ve kalplere bakar.

Dolayısıyla arınmış kalp bize istikameti gösterir. Dosdoğru yoldan ayrılmayan kalp, Hakk’ı ve hakikati kendisine rehber edinmektedir. Zira değişmeye ve bozulmaya muhatap olan kalp, Allah’ın Resulü’nün (s) benzettiği gibi, “çöldeki bir tüy gibidir. Rüzgâr onun içini dışına, dışını da içine çevirir durur.”

Değişen katı kalp, beraberinde ‘göz katılığını’, yani ağlamamayı getirir. Hırs ve tul-i emel de onlarla beraber bulunur. Halbuki kalbi rahatlatmak ve inceltmek, zühd sahibi olmakla mümkün olur. Kalp ve içinde olduğu beden, dünyaya rağbet etmekle katılaşır, duygusuz hale dönüşür. Onun için kalpler ayrı düşmemelidir. Aynı safta ve beraber olan kalpler, Allah’ın tevhid ipine bağlı olan gönül kuşlarıdır. Bu gönül kuşları ki, zarif, refik ve şefiktir.

Kalbin ilmi ve bilgisi, dilin ilminden farklıdır. Tevazu ve sadelik, kalbin anahtarıdır. Gurur ve kibir ise, kalbin kilitleridir. Kalp, mütevazilikle büyür, şereflenir; ucupla küçülür, alçalır.

Kanaat sahibi selim kalpli kul, şükürle mükafatlandırılır. ‘Kendisi için istediğini başkası için de isteyen’ kalp, sadıkların gönlünü anlatır. Bu anlamda kendisinin ihtiyacı olduğu halde onu başkasına veren (isâr) kimse, en zengin ve cömert kalbe sahiptir.

Faziletle yüklenmiş kalpleri körleştirmemek ve öldürmemek gerekir. Nefsin ölümü, kalbin dirilişidir. Nefsin azgınlaşması ise, kalbin ölümüdür. Güçsüzleşen kalp, erdem ve takvanın nefesi olmadan hayatta kalamaz. Az gülmek ve çok ağlamak kalbi güçlendirir ve körlüğü önler.

Zevk ve sefa, başkasının derdiyle dertlenmeyen ve kendisini düşünen narsist ve bencil kalp, ölümünü ilan etmektedir. Onu diriltecek olan kalbin ışığı olan imanın nurudur. Bu nur ki, veren, infak eden, bağışlayan bir kalbi inşa etmektedir. Kalp, faziletlere bürünüp diğerkâm ve isâr sıfatlarını alır.

Diğerkâm kalp sahibi, ‘başkalarının yararını da kendi yararı kadar gözeten’ bir hassasiyeti taşımaktadır. Yani çıkar ve menfaat gözetmeksizin faydalı olmayı amaç edinmektedir. İsâr sahibi ise, kendisinin muhtaç olduğu şeyi, başkasını tercih edip ona veren kimsedir. Böylece o, yüce gönüllüğünü gösteren faziletleri elde etmektedir.

Erdemlerle bezenen iman, kalbi temizleyen en büyük destektir. Kararan kalpler, günahtan uzaklaşıp tövbeye yakınlaşarak arınırlar. Böylece tövbeleri çok çok Kabul Eden et-Tevvâb’ın rahmet şemsiyesi altına girerler. Sonunda kararan kalpler cilalanıp temizlenir ve nurlanarak parlar.

Kalbi ve nefsi özetleyen Hz. Peygamber’in (s) duası ne güzel bir duadır: “Allâh’ım, fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten ve kabul olunmayacak duâdan Sana sığınırım.”