Kâinat kitabının bir ayeti: ARILAR
Kâinat kitabının ayetlerini keşif yolculuğundan herkese selamlar sayın okur. Yaratılışın, varlığın ve yaşamın hayranlık uyandıran işleyişini keşfetmeye devam ediyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki bu keşif yolculuğu, eşhedünün (ben şahidim) içini dolduracak. Böylelikle Yaratıcıya olan hayranlığımızın, sevgimizin ve de saygımızın içi dolacak ve sağlam bir alt yapıyla donanmış iman kalemiz olacaktır. İmanının sorumluluğunun bilincinde olan bir Müslüman için çok keyifli ve heyecan verici bir konu ile karşınızdayım: Arılar…
Bilindiği üzere gezegenimizdeki bitkilerin dörtte
üçü polenleme için hayvanlara bağlıdır. Arılar da bu polenleme işinin hatırı
sayılır bir kısmını, bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak üstlenmiştir. Zira genel
olarak çiçekli bitkiler arılar tarafından polenlenir. Polen üretimi verimli
erkek bitkilerindedir ve bunların dişi bitkilere taşınması gerekmektedir. Tek
başına rüzgâr bunun için yeterli değildir. Tam bu kısımda böcek familyasının
büyük çoğunluğunu oluşturan arılar devreye girmektedir. Tozlaşmayı
gerçekleştirerek bitki, hayvan ve insan neslinin devamlılığı için önemli bir
tuğla bırakmaktadırlar. Aynı zamanda bitki çeşitliliğine de katkı sağlamaktadırlar. Yani
demem o ki; Büyük bir keyifle ısırdığınız kırmızı elmadan tutun da etinden ve
sütünden faydalandığınız hayvanların bile besininin oluşmasında arıların bir
parmağı vardır. Küçücük bir arının, kâinat üzerindeki etkisinin bu denli önemli
olduğunu öğrendikten sonra, zihin merceklerimiz kendi üzerimizde toplanmış
olabilir.
Yaratılmış bütün varlıklar, kendi fıtrat kodlarına
uygun hareket ederken, insan, amacından sapmış, fıtratından uzaklaşmıştır.
Kendisine verilen her türlü nimete nankörlük edip, Allah’a, kendi fıtrat koduna
sadık kalmamıştır. Yüce Allah her bir insan topluluğunu kendi kodlarına dönmeleri
için hatırlatıcı, yol gösterici vahyini göndererek, biz insanları başıboş
bırakmamıştır. Gerçeği bizlere büyük bir ustalıkla hatırlatan Yüce Rabbimiz,
Kur’an Kitabı ile de vahyini tamamlamıştır. Kur’an, muhteşem öğretmen, rehber.
Muhatabıyla her zaman için konuşan, ihtiyaçlara cevap veren, yeri geldiğinde
muhatabıyla savaşa giren, bazen hicrete hazırlanan, bazen fetihlere çağıran ama
hep doğru yolun izini sürmeye teşvik eden bir öğretmendir. Kendi ayetleriyle(
işaretleriyle) sınırlı kalmayıp, muhatabını kâinat kitabının ayetlerine de
yönlendirerek, gerçeği keşfedip şahit olmamızı ister. Böylelikle öğrencisine
sadece bilgi yüklemesi yapıp teoride bırakmıyor, onu yaratılmış gerçek hayat
ile buluşturup, uygulamaya, deneyimlemeye, gözlem yapmaya, keşfetmeye
çağırıyor. Kâinattaki diğer varlıklardan veya olaylardan misaller vererek,
benzetmeler yaparak bizi diğer işaretlere (kâinat kitabının ayetlerine)
yönlendiriyor ki biz üzerinde düşünüp ders çıkaralım.
İşte bunlardan
biri de Nahl Suresine ismini veren dişi arılar (bal arıları)’dır. İlgili ayet
şöyledir:
“Rabbin
bal arısına şöyle vahyetmişti (bildirmişti): ‘Dağlardan, ağaçlardan ve
(insanların) yaptıkları çardaklardan kendine yuvalar edin! Sonra meyvelerin her
birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarına gir!’ Karınlarından
renkleri çeşitli bir içecek (bal) çıkar ki onda insanlar için şifa vardır.
Şüphesiz ki bunda düşünen bir toplum için bir delil vardır.”
(Nahl /68-69)
Görüldüğü üzere Yüce Rabbimiz, arıya vahyettiğini ve
onun fıtratına kodlar yüklediğini haber verip bizim bunun üzerinde düşünüp ders
çıkarmamızı istiyor. Rahmet elçisi Peygamberimiz de bu ayet üzerine düşünüp bir
rivayete göre şöyle buyurmuştur:
“Mü’min bal arasına benzer. Temiz olanı yer,
temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar ve konduğu yeri ne kırar ne
de bozar”. (Ahmed bin Hanbel, II, 199)
Efendimizin hadisinde de belirttiği gibi arılar, temiz yerlere; daha önce bir arının
konmadığı bir çiçeğe konar ve bu konma esnasında çiçeği incitmez. Arının
ağırlığından çiçek incinip kırılmasın diye bir yandan polen ve nektar alırken
bir yandan da arı kanat çırpmaya devam eder. Peygamberimiz, İnanan
Müslümanların da kendi insan ilişkilerinde, sosyal hayatta arılar gibi
olmalarına dikkat çekmektedir. Müslümanlar olarak, kurduğumuz ilişkilerde arı
örneğinden hikmetler çıkarmakta fayda görüyoruz. İnsanlarla kurduğumuz
iletişime bu örneği taşıyabiliriz. Arılar gibi temiz yerlere konmalı yani,
temiz, güvenilir, sorumluluk sahibi ve bize zararı değil faydası olan
insanlarla iletişime geçmeliyiz. Temiz
olan şeyler ortaya koyar; arılar son derece faydalı bal, bal mumu ve arı
sütü meydana getirmektedir. Hatta arı venomlarının (zehir) bazı kanser
hücrelerini yok ettiği de araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bununla da
yetinmeyip gezegendeki biyoçeşitliliğe, bitkilerin üremesine büyük katkı
sağlar. İnanan insanlar da faydalı işler peşinde koşmalı, toplumun huzuru,
refahı ve dünyamızın yaşanılabilir bir yer olarak devam edebilmesi için çaba
sarf etmelidir. Sürekli tüketen, hiç üretmeden tüketen biz insanların, bu
konuda arılardan alacağımız ders büyük. Arılar gezegenimize büyük hizmetler
sunmakla birlikte bunu yaparken çiçeklere zarar vermiyor, incitmiyor aksine
çiçeklerin üreyebilmesi için onlara yardım ediyor. Yani çiçekten faydalandığı
gibi ona fayda da sağlıyor. Yine arılar, bir arı kovanının inşası için ekip
halinde çalışırlar. Arı topluluğunda herkes üzerine düşen görevi titizlikle
yerine getirir. Rekabet ve yarıştan ziyade birlik ve beraberlik söz konusudur.
Arı yeni keşfettiği bir çiçeğin yerini kovan arkadaşlarının yanına gelip dans
ederek tarif eder. (Çember ve kuyruk sallama dansı). Bu şekilde yardımlaşarak
mükemmel bir iş meydana getirmektedirler. Biz inananlar da yeryüzünde halife
olabilmek için üretiriz. Yaşamımızı daha kolay hale getirebilmek için üretir ve
tüketiriz. Üretirken diğer insanlarla iş birliği içinde olmamız gerekirken
çoğunlukla rekabet halindeyiz. Yine biz
insanlar üretirken doğaya, insana, hayvana ve de değerlere zarar verir, onları
incitiriz. Bencilliğimizin, açgözlülüğümüzün bedelini ziyadesiyle ödüyor ve
ödemeye de devam edeceğiz. Zira biz biliyoruz ki doğa, intikam alıcıdır.
Velhasıl sayın okur, kâinat kitabının ayetlerinden (işaretlerinden) biri olan arılar üzerinde derin tefekküre dalmalıyız. Onlarda bizim için hikmetler, güzel örnekler vardır. Bunları keşfedip hayatımıza alabilmemiz temennisiyle, sağlıcakla, bilinçle ve sorumlulukla kalın...