Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Aralık 2022

Kahve: Hikaye, hatır ve hatıra

KAHVE, bütün içecekler arasında çok özel bir yere sahiptir. Kahve etrafında bir psikoloji, sosyoloji, kültür ve hayat inşa edilmektedir. Kahve, belkide insanı ve doğayı kendi içine alan gizemli ve çekici hayat içeceğidir. Kahvede duygularımız, düşüncelerimiz ve aşklarımız ifade edilmektedirEn zor anlarımızda kahveye sığınmakta, ilişkilerimizi kahve üzerinden kurmaktayız. Kahve kadar insanla ve hayatla bütünleşen bir içecek yoktur.

Kahve, hikâyedir, hatırdır ve hatıradır. Bir kahvenin kırk yıllık hatırı olduğu ifadesi neredeyse dünya genelinde kabul gören bir gerçeğe dönüşmüştür. Kahvenin kırk yıllık hatırı uğruna, insanlar birbirini kırmaktan, incitmekten ve üzmekten çekinmektedir. Kahve, hayatımızı insanla ve doğayla doldurmaktadır. Sahici anlamda her yanımızın insanla ve doğayla dolduran kahveyi Edip Cansever şöyle anlatmaktadır:

“Bir hoş oldum ele güne karşı / Herkeslerden utandım / Bir yanım insanlı kahve / Dünyalar dolusuydu bir yanım / Ah beyler söylemesi güç / İşim bitince kahvelik olurum / Bana cezveler tutulunca / Bir yanlara çevrilidir başım.”

Kahve, ruhlarımızı, ilişkilerimizi ve işlerimizi incelten, rafine eden ve olgunlaştıran bir pınardır. Kırk yıl hatırı olan kahve, insanlı ve doğalı kahvedir. Kahvenin kırk yıl hatırının olması için, insanın hatıralardan oluşan bir hikâyesinin olması lazımdır. Kahve, hikâyedir. Kahvenin gerçek işlevi, hayatımızı doğa ve insanla doldurmasıdır.

Kahve hafızadır

Kahve etrafında hatır olduğu gibi, kahveden geriye hatıra kalmaktadır. Kahve, hafızadır. Yaşadıklarımızı kahve etrafında hafızaya dönüştürüp hatırlıyoruz. Kahve, balık hafızalı olmaya engeldir. Yaşadıklarımızı kısa sürede unutmak yerine kahve sayesinde, hafızamız unutulmaz hatıraları saklayan değerli bir hazineye dönüşmektedir. Kahveden geriye hatır ve hatıra kalmaktadır. Belki de geride hatıra bırakmanın yolu kahve bilincine sahip olmaktan geçmektedir. Bir kahve, sadece kahve değildir. Kahve, hikâye, hatır ve hatıra demektir.

Geçmişi günümüze taşıyan kahve, bizi ileriye doğru yaşamaya itmektedir. Kahve etrafında yaşadığımız hatıralar, geçmişin esiri olmak anlamına gelmemektedir. Kahve, sevgiyle tutkuyla, arzuyla, umutla inançla biriktirdiğimiz hatıraların hikâyesinin sembolü olarak işlev görmektedir. Kahve, geçmişi, anı ve geleceği birbirine bağlayan efsanedir.

Kahve, hayatı hatırlatmaktadır. Hayatta yaşadıklarımızı unutmaya başladığımız gaflet anlarında kahve, uyarmakta ve hatırlatmaktadır. Kahve, unutmamayı, unutulmamayı ve unutturmamayı bize öğretmektedir. Kahve, ruhumuzun ve doğanın derinliklerinden gelen ve uyaran bir mesajdır. Kahve, nefret yerine sevgiyi, ümitsizlik yerine umudu, tükenmişlik yerine yaşamayı, atalet yerine arzuyu hatırlatmaktadır. Kahve nasıl olmalı sorusunun cevabını bir Kolombiya atasözü çok iyi vermektedir: “Kahveyi gece kadar siyah, cehennem kadar sıcak ve kadın kadar tatlı içeceksin.” Kahve, hayatı, hatırı ve hatırayı hatırlatmaktadır.

Kahve, ruhumuzu beslediği gibi, bedenimizi de beslemekte ve korumaktadır. Bedenimizdeki kötü radikallere karşı güçlü bir antioksidan kaynağı olan kahve, ruh ve beden sağlığımızla bir bütün olarak ilgilenmektedir. İnsanın biyolojik, psikolojik ve sosyal iyilik halinin bütün boyutları kahvenin ilgi alanına girmektedir. Kahve, insanın dostu olduğu gibi, insanın insana dost olmasını da sağlamaktadır.

Sonbaharda kahve, farklı bir tada, anlama ve işleve sahip gibi hissediyorum Eylülde, ekimde ve kasımda odamda yalnızken, tenha bir yerde otururken okuduklarımı ve yazacaklarımı düşünürken bana, hep O (Merve), kitap ve kahve eşlik etmektedir. Merve’yi hep sıcacık bir kahvenin derinlikli dünyasına benzettim. Kahvenin derinlikli dünyasında saklı olan bütün sırlar ve gizemler, sanki onda toplanmış gibidir. Her kahve içişimde Cemal Süreyya’nın şu dizesini onun kulaklarına sessizce mırıldanıyorum: “Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen kalayım.” Ardından. Ümit Ziya Altı’nın şu mısrası dökülüyor dilimden:” Yüreğinden bir fincan kahve koy ki yüreğime, içer içmez kırk değil bir ömür sende kalayım.”

Hiçbir fal, kahvenin ve Merve’nin güzemler dünyasını açmaya yetmemektedir. Kahve ve O, sonsuzluktur, bilinmezliktir ve sınırsızlıktır. Elimde kahvemi yudumlarken sonbahar serinliğinin ruhumun ve bedenimin içinden geçtiğini ve bana nefes aldırttığını hissediyorum. Düşüncelerimi ve yazdıklarımı savuran kahve ve sonbahar, yeni düşüncelere, duygulara ve arzulara yelken açmama neden olmaktadır. Sonbahar rüzgarıyla savrulan düşüncelerim, yazdıklarım ve duygularım, her şey yerli yerindemi korkusunu atmamı sağlıyor. Kahvem elimde olduğu sürece bırakalım her şey farklı yerlerde olsun duygusuyla özgürleşiyorum ve genişliyorum. Kahve, bana telaşa gerek yok, bırak her şey savrulsun diyor. Kahve, sonbaharda bir başka güzel! Sonbahar ve kahve, hatıra ve hayat olarak nefes veriyor, nefes aldırtıyor. Kahvede, kendimi, hayatı ve doğayı seviyorum.