Kahramanmaraş’ta Bayram
Kurban bayramını doğup büyüdüğüm Kahramanmaraş ‘ta akraba ve dostlarımla beraber memleketimde geçirerek sıla hasretimi giderdim. Büyükleri, eş ve dostları ziyaretler, hoş beş derken memleket meselelerini Maraş özelinden yerel ve genel sorunları hemşerilerimle enine boyuna konuşma tartışma hatta çare ve çözüm üretme fırsatlarım oldu.
Geçen hafta bu sütunlarda sizlerle paylaştığım eyyamı bahur günlerini on gün gecikme ile Maraş ‘ta her yönü ile yaşadım. Sıcak nemle birleşince özellikle gündüzleri insan sağlığını nasıl etkiliyor, geceleri uyku düzenini nasıl bozuyor bizzat üzerimde yaşadım ve denedim.
Halsizim bitkinim asabiyim gibi yakınmalarla şikayette bulunanlara bol sıvı gıda tüketmeleri yanında sabretmelerini ve hava şartları düzelince rahatlayacaklarını söyleyerek mesleğimi icra eyledim.
Sıcaklardan kaçarak yayla ve sayfiye yerlerine akın edenler çok oldu. Bizde ailecek bu bayram başkonuş yaylasını tercih ettik. Gördüğüm manzara ve kısa günde orada yaşadıklarımdan bir özet aktararak yetkili ve etkili insanları uyarmak isterim.
Çok kalabalık olmasına bir sözüm yok. Başkonuş yayla girişindeki küçük mescit ve lavabolar ancak bu kadar pis ve pespaye olabilir. Mescidin abdesthanesi sanki abdest almamak için dizayn edilmiş. Böyle özel günlerde basit tedbirler alınarak gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler hayal kırıklığına uğratılmadan misafir edilebilir.
Temizliğine azami dikkat edilerek ziyaretçiler memnun edilebilir. Bayramı fırsat bilip seyrek de olsa, doğduğu büyüdüğü yerlere memleket hasreti ile gelenler sükûtu hayale uğratılmadan güzel hatıra ve anılarla yaşadıkları yerlere yolcu edilerek damaklarında Maraş tadı bırakılırsa tekrar gelişleri teşvik edilmiş olur.
Ben bunları yazayım mı yoksa ilgililerle iletişim mi kurayım mı düşünürken başka bir sayfiye yerindeki işletmeci - misafir kavgasını ve yararlanan ziyaretçiler olduğunu duyunca meselenin sadece sıcaklar olmadığını insan sorunumuzun da olduğunu anladım.
İşletmeciliği ve esnaflığı komşu illerimizdeki kadar profesyonel ve akıllıca yapamadığımızı zannediyorum. İnsan ilişkilerinde sıcakkanlı tarafımızı tam kullanamamanın bedelini memleketim daha fazla ödememeli. Bu öz eleştiriden rahatsız da olunmamalı.
Siyasi dedikoduları her ziyaretim de olduğu gibi bu bayramda da bol bol işittim.
Eş dost eteğinde taşı olanlar taşları ile ağzı laf yapanlar lafları ile bu dedikodulara çorba tuzu olma gayretinde birbirleri ile yarıştılar.
İyi şeyler konuşmayı elbette çok arzu ederdim ancak memleketin hali pür melali ortada.
Bayramla birlikte ekonomideki kısa süreli canlanmanın oluşturduğu ılımlı hava geçince iyiden iyiye devam eden ekonomik sorunların etkisi birçok insanda birbirine soru sorma ihtiyacı hissettirdiğinden olsa gerek dostların soru yağmuruna muhatap oldum maalesef.
Ne ekonomist, ne stratejist nede siyasetçiyim. Ancak memleketimin bir evladı olarak vatandaşın sorduğu soruları bendenizde ayna vazifesi görerek yukardakilere, idarecilerimize yansıtacağım.
Ne de olsa gazetede bir köşemiz var. Duyurabildiğim kadarını duyurabilsem kafi.
Bu ülkede yaşamaktan gurur duyan bir vatandaş olarak mevcut gidişat beni de ciddi olarak endişelendiriyor.
Ekonomik savaşı yetersiz gören zinde güruh nedip edip bizi komşularımızla sıcak savaşa sokmaya yemin etmiş gibi gerdikçe geriyor oyaladıkça oyalıyor. Dün Mümbiçte oyalayan ABD bugün de Fırat’ın doğusu ve kuzey Suriye ‘de ipe un sermeye çalışıyor. Her türlü entrika alavere dalavere serbest. Yersek zehiri bal tadında yedirecekler ama köprünün altından akan suların hala farkında değiller.
Yeni Türkiye’nin kül yutmaya oldu bittilere okey demeye hiç bir açıdan lüksü ve tahammülü yok.
Maraş özellikle tekstilde ülkemizin gururu. Bu öyle bir gurur ki, dışarı göç vermediği gibi çevre illerden de göç alıyor.
Geçen yıl kadar olmasa da bu fabrikaların bir kısmının kapılarını kapatmaya devam ettikleri hatta çalışanlarının maaşını ödeyemeyenler yanında ücretsiz izinle yarı zamanlı çalıştırıldıklarını duyunca toparlanmanın henüz daha devam ettiğini ve bir süre daha sabırla sebata ihtiyaç olduğunu anladım.
Ağzını açan ard arda gelen zamları takip etmekte zorlandıklarından bahisle acil çözüm bekliyor.
Çiftçi ağzını açtığında bu şartlarda ayakta kalmanın derdine düşmüşlüğün çaresizliği içinde.
Dostlar kime dokunsan bin ah işitilen günler henüz daha geçmemiş.
Vatandaş Erdoğan ‘dan hala umudunu kesmediğinden olsa gerek sabır ve sebat ederek bekliyor olsa da nereye kadar sorusunun cevabı memleketimde hala cevap bekliyor.
Bu millet 15 temmuzda canını verenlere nasıl minnet duyuyorsa bu zor günleri rant fırsatına çevirenleri de aynı şiddette nefretle kınıyor. İdare erkinden beklediği desteği ve samimiyeti bulamayınca paniklemeleri devam etse de sabır yönünde tercih kullanmayı yeğliyor.
Telefonla arayarak bunları da yaz diyen bir dost, hocam biz Erdoğan’ı çok seviyoruz. Her türlü aleyhte propagandaya rağmen yerel seçimlerde kendisine ve partisine verdiğimiz oy oranından belli. Şimdi ondan şunu istiyoruz. Ak parti Kahramanmaraş teşkilatına bir el atsın. Onun hatırı için seçtiğimiz belediye başkanlarını yakından takip etsin.
Büyükşehir ve 12 Şubat belediyesinde bayağı bir şikâyetler var.
Soru da sorar hesap da sorar.
İdarecilerimizin ellerini taşın altına sokarak iğneyi kendilerine batırdıktan sonra çuvaldızı vatandaşa batırması icap ediyor.
Vatandaş fedakarlığı yapmada istekli, bu gönüllü isteklilik suiistimal edilmemeli. Maraş halkı daha fazla dedikodularla birbiri ile gerginlik yaşamamalı.
Kısa günün kazancı misali Maraş’ta bayram süresince yaşadıklarım ve eş dosttan duyumlarımdan kısa bir özet aktardıklarım.
Konuşacak yazacak çok şey var elbet.Yeri geldikçe onlarıda paylaşmaya çalışacağım inşaallah.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.