KAFREŞ
Edebim elvermez edepsizlik edene; en güzel cevap susmak edebi elden gideneu2026 Yunus.
(Lütfen sözü ve yazıyı başka alana çekmeyin, kimseyle, hele hele Kamer Gençle ilgisi yoktur. Ama elbette ki Kamer Genç'in başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan'ın muhterem eşlerine yönelik edepsizliğini kınamakla yetinmiyor lanetliyorum)
Eskiden kış mevsimlerinde küçükbaş hayvanlara yem bulma imkanı olmadığından kışın ot ve yem yetersizliğinden dolayı bizim oralarda (Bingöl, Muş, Erzurum) küçükbaş hayvanlar Diyarbekir, Mardin, Ş. Urfa, Batman gibi kışları daha rahat geçirebilecekleri otlak meraları bulunan illere götürülüyordu. Nisan ortalarında da kuzulayan koyunlarıyla köylerine geri dönüyorlardı koyun sahipleri.
Yaya gerçekleştirilen bu yolculuk sırasında kimi zaman koyunlar telef olur, yolda diğer yük hayvanları kaybolur, ama bazen de beraberlerinde götürmedikleri bir şeylerle dönüyorlardı.
Yine böyle bir dönemde köylüler koyunlarını götürdükleri yerden memlekete dönerken Hamo (Ahmet Dayı) yolda bitap düşmüş bir köpek yavrusu (enik) bulur, perişan bir vaziyette, acır Allah'ın hayvanına, alıp besler ve köye vardıklarında sağlıklı hale gelmişti hasta hayvan. Hamo, ilerde bütün köylüye kan kusturacak bu büyüyen köpeğine kafası kapkara olduğundan olmalı ki Kafreş (Karabaş'a tekabul eder) adını koymuş, bütün köylü de Hamo'nun köpeğini kafreş kafreş kafreş diye çağırıyordu. Küçükken yaramazlıkları hoş görülen hayvan büyüdükçe zıvanadan çıkıyordu. Haftalar geçmişti.
Bildiğimiz itlerden olmadı Kafreş, büyüdükçe diğer köpekler gibi ne koyunları korudu ne de evi bekledi. Bildiğimiz köpeklerden değildi Kafreş, yaradılışına uygun, yani köpek oluşunun gereği gibi davranmıyor, adeta köylüyü çileden çıkarma eğitimi almış gibiydi. Öyle ki Kafreş sanki köyde sadece "pislik" çıkarmakla görevliydi.
Nerde bir şenlik var kafreş huzursuzluğuyla orada, nerde bir hasta, yas var kafreş pislik için oradau2026 Diğer köpeklerle hemen hemen hiç uğraşmayan kafreş çocuk, kadın, yaşlı ayrımı yapmadan insanların huzurunu kaçırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Biri konuşurken sataşırcasına uzaktan hırlar havlardı, bir yas olur halk toplanır yine öyle. Yazın köylerin düğünleri dışarıda olur, govend/halay dışarıda çekilir, kafreş bozgunculuğa başlardı. Kafreşin işi sanki sadece hırlamak havlamakmış gibiu2026
Günler, haftalar Kafreşe tahammülü tüketmiş, köylüleri adeta çileden çıkarmıştı.
Bir keresinde köye yıllardır çerçilik için gelen Palulu Yusuf Amca (biz köylü çocuklar Yusuf Amcayı çok sevdiğimiz için kendisine Usiv'u00e9 Cano diyorduk) kuru üzüm, halkalı şeker, el kremi, çat pat, sakız, balon, düdük, kaymaklı bisküvi ve lokumlarını alarak köye gelmişti. Mala Apu00ea Zaku00e9 dediğimiz Rahmetli Zakir Amcagillerin evinin önüne eşyalarını kahverengi katırından indirip yerleştirdikten hemen sonra o ana kadar ortalıkta görünmeyen kafreş, sanki Usivu00e9 Cano'nun bütün eşyalarını yere dizmesini bekliyormuşçasına jet hızıyla geldi, bütün eşyayı dağıttı, herkese saldırdı ve eşyaların üstünü pisleyip dama çıkıp yaptığı bu pisliğini seyretti. Bizler kaçışmıştık, döndüğümüzde Usivu00e9 Cano boğazı düğüm düğüm elleri havada;
"Ya Rebbu00e9 Alemu00e9, em nikarin bi kafreşu00ee, tu bi silametu00ee me ji vu00ee kafreşu00ee xu00eelas bike/ Ey u00c2lemlerin Rabbi, bizim kafreşe gücümüz yetmiyor, sen selametle bizi bu kafreşten kurtar"diye beddua ediyordu.
Yine bir gün köyün tek, ama çok halim selim ve kimseye zararı olmayan delisi vardı, Mehmet Sıddık'tı adı, ama dilsiz de olduğu için biz ona Lalo diyorduk. İşte Kafreş bir gün Lalo'yu kıstırıp üstünü başını perişan ettikten sonra bir de zavallı Lalo'nun üstünü de pislemişti. Lalo garibim, hem ağlıyor hem de ellerini kaldırıp başını dövüyor, sonra da yüzüne çarpıyordu ellerini.
Neyse kafreşin kafreşliği anlatmakla bitmez, köylü çileden çıkmış, köylü çileden çıktıkça sanki kafreş de amacına yaklaşmış gibi kafreşliğini arttırıyordu. Kafreş artık zıvananın son kertesini de geçmiş, adeta pislik ve "terör" saçıyordu. Bu yüzden Hamo da Kafreşi kendi haline bırakmıştı.
Köylülere "işkence" hayatı çektirdiği için kaç kere kilometrelerce uzaklara götürdüler kafreşi de onlar köye varmadan kafreş köye varmış ve yeni bir pislik yapmıştı bile.
Hiç unutmuyorum,
Hamo bir gün kafreşe uzaktan bağırıyor:
Ben sana minnet etmiyorum, ama ben seni sadece pislik ve rezillik çıkarasın diye mi o haldeyken alıp getirdim? Sen bir kere olsun köpek olarak kalsan kıyamet mi kopar?.. Tamam, anladım, sen böyle kalmak istiyorsun köpek olmak istemiyorsun, çünkü köpeğin de bir haysiyeti varu2026
Nice sonra köylülerin bir gün balık toruyla Kafreş'i yakalayıp ilçeye baytara götürdüklerini duyduk. Köyde büyük bir sevinç, bayram gibi bir bugün yaşıyoruz.
Sonra mı?
Sonra köylüler iğne ile sakinleştirilmiş Kafreş'i alıp döndüler. İlacın etkisi geçtikten sonra kafreş yeniden kafreşliğe devam etti. Günlerce köylüye kan kusturdu, kimsenin aklına bir şey gelmiyordu.
Derken bir gün biz çocuklar toplanıp kafreşi balık toruyla yakaladık, bir ağaca bağladık, başına demirden tasma taktık. Kafreş çılgına dönse de günlerce, haftalarca yiyeceğini, suyunu verirdik o kadar. Bir süre sonra Kafreş uslanmış sadece cılız sesler çıkarabiliyordu. Çok sessiz, çaresiz olan Kafreşin bu haline daha fazla dayanamayan köylüler kafreşi salı verdiler. Kafreş de durumu anlamış olmalı ki köyün dışına çıkıp orada kalmayı tercih etti.
Sonrası mı?
Hatırlamıyorumu2026
Twitter:@ahmetay