Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2308.82
BIST 100
9079.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Temmuz 2020

Kafkasların Yiğit Evladı: Şamil Basayev

1995 yılı Mayıs ayı sonlarına doğru, Azerbaycan - Dağıstan sınırını yaya geçip; 250 kmlik yolu özel ayarlanmış bir otobüsle ve özel bir metodla Derbent, Mohaçkale şehirlerini geçip, Çeçenistan sınırındaki Hasavyurt'a vardık. Burada bir gece kaldıktan sonra ertesi günü Çeçenistan topraklarına girip Naiber-Alleroy üzerinden, Genelkurmay Karargâhı'nın bulunduğu Vedeno şehrine ulaştığımızda bizi Şamil Basayev karşıladı. Basayev'i ilk gördüğüm anda, Fetih Suresi'nin son ayetlerini hatırladım: "Muhammed Allah'ın Rasülü'dür. Ve O'nunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler."

Kendisiyle yaklaşık 45 dakika yaptığımız görüşmede, sıcakkanlı, cana yakın ve sempatik bir izlenim bıraktı. Görüşmemizin akabinde, hemen yanı başımızda bulunan askerleriyle, aralarında geçen diyalogları; bana, Şehid Reisimiz Metin Yüksel'i hatırlattı. Askerleriyle olan samimi ve şakalaşan davranışları, tıpkı Metin Yüksel'in davranışı gibi idi.

Cephede durumunu sorduğumda, cevabı şaşırtıcıydı "Yaklaşık yüze yakın tank ile bize saldırdılar. On günden beri bir adım ilerleyemediler. On gündür Vedeno'yu uçaklarla bombardıman ediyorlar. Şehirde, isabet almadık bina, neredeyse kalmadı. Maalesef, uçaksavarlarımız yeterli değil. Bizim elimizdeki uçaksavarlar 1.000-1500 m. menzilli. Uçaklar ise 3.000 m.den aşağıya inmiyor. Yukarıdan bombaları sallayıp kaçıyorlar. Bizim ise elimiz kolumuz bağlı, sadece taciz atışı yapabiliyoruz. Ama karada, bir adım bile attırmıyoruz. On günden beri, sadece kırk kişi karşısında, bir adım bile ilerleyemiyorlar."

Dr. Hasan Bayev'in, Basayev'i Ameliyatı

Dr. Hasan Bayev, Basayev'in bacağını kestiği ameliyatı şöyle anlatıyor:

"… 31 Ocak 2000'de, sabah saat altıda Nuradi beni çok acil hastaneye çağırdı. "çabuk gel! Yaralılar akın ediyor!" dedi. Hastaneye vardığımda düzinelerce yaralının, hastanenin birinci ve ikinci katlarındaki koridorlarda, üst üste yığılmış odunlar gibi yatmakta olduğunu gördüm. Hastane koridorlarında tüm yaralılar için yeterince yer yoktu, bu yüzden de çoğu dışarıda yatıyordu. Hastaneye, kızakların ya da ceket ve kazaklardan yapılan sedyelerin üzerinde veya arkadaşlarının sırtlarında getirilmişlerdi. Bu görüntüler bende şok etkisi yaratmıştı. Önce kimi tedavi etmeliydim? Hiç ağrı kesicimiz kalmadığına göre, acıyı nasıl hafifletebilirdik? Birkaç dakikalığına donup kaldım.

(…) Ameliyat masamdaki ikinci kişi, Rusların öldürmeyi çok istedikleri ve kendisini yakalayana bir milyon dolar ödül verilecek olan Basayev'di. Hayatta insanın başına garip şeyler geliyor. O'nu tanıdığım okul yılları boyunca, sessiz ve sürekli futbolla haşır neşir olan bir çocuktu. Bugünse koridorda yatarken, O'nu güçlükle tanıyabiliyordum. Sakalının altındaki yüzü, kan, pislik ve barut dumanı içinde kalmıştı. Elleri soğuktan donmuştu ve yırtık bez parçalarına sarılmıştı.

Kan basıncını ölçme aletine baktım: Kan basıncı çok düşmüştü, ölmek üzereydi. Herhâlde kanının yüzde ellisini kaybetmişti; müdahale etmeden yarım saat daha geçerse, ölmüş olacaktı. Çok hızlı çalışmak zorundaydım. Kan dolaşımı yavaşladığından, nefes darlığı çekiyordu. O kadar barut isi ve pisliğin içinde derisi, simsiyah sakalının aksine bembeyazdı. Asker postallarından geriye kalanları çıkardım. Sağ ayak tabanı parçalanmıştı, parçalanan kaval kemiğinden ve fibulasından fırlamış olan tendonları ve yumuşak kas dokuları dışarı sarkıyordu.

"Canın acıyor mu?" diye sordum. "çok sessizsin. "Kafasını salladı ve "Çalışmana engel olmak istemiyorum" diye fısıldadı. Yeğenim Ali'nin yardımıyla, kesilmiş bir uzvu sararken. "Ayağını bileğinin üzerinden kesmek zorunda kalacağım." dedim.

- "İşini yap; ama daha kötü durumda olanlar varsa önce onları al." dedi.

Kolundaki damardan iki ölçü glikoz ve Polyglukin verdik, ardından hemşirelere her üç dakikada bir, kan basıncını ölçmelerini ve sonuçları, yüksek sesle bana bildirmelerini söyledim. Kan basıncını bir nebze olsun yükseltmeyi başardık.

(…) Ben ameliyatı tamamlar tamamlamaz, Basayev'in adamları, Ruslar tarafından her yerde arandığını bildiklerinden, O'nu hemen binadan çıkardılar. Onlar gitmeden Rumani, Basayev'in kesik bacağını bir torbaya sardı ve gömmeleri için Basayev'in akrabalarına verdi.

Bütün bir gün ve gece boyunca, yaralıların iniltileri ve imamla köy büyüklerinin ölenler için Kuran'dan okudukları dualar arasında çalıştım. O korkunç saatler boyunca, pek çok ünlü saha komutanı, hastanemde hayatını kaybetti.

Abdül Malik yaralı bir halde getirilmişti, Hünkar Paşa İsparov ve Leça Dudayev gibi bazılarıysa hastaneye geldiklerinde ölmüşlerdi; Ruslan Gelayev koridorlarda yatmak zorunda kalmış ama sonunda kurtulmuştu.

Birkaç hemşireyle birlikte Ömer Kambiyev'in de aralarında bulunduğu birkaç doktorun ve Çeçenistan Sağlık Bakanı'nın yardım için Grozni'ye geldiğine dair duyumlar aldım. Bu iyi haberdi; çünkü artık direncimi yitirmeye başlamıştım, insanların kol ve bacaklarını kesmekten, kollarım sızlıyordu. Bunun yanı sıra bir marangoz matkabıyla, beyin ameliyatları da yapıyordum.

O kadar çok kemik kesmiştim ki, kısa bir süre sonra testerenin ortasındaki dişler köreldi. Başka bir testerem yoktu, ben de sert kısmı testerenin uç taraftarıyla, daha yumuşak dokuları da ortasıyla, kesmeye başladım. Elim bu üç aşamalı kesme hareketine o kadar alışmıştı ki; kesmek, otomatik bir işleme dönüşmüştü. Yirmi dört saat boyunca, ne ameliyat haneden çıktım, ne de bir şey yiyip içtim…"

10 Temmuz 2006 Pazartesi günü İnguşetya'nın Ekazevo köyünde, askeri bir konvoyda seyreden Basayev, konvoydaki bir patlayıcının infilak etmesi sonucu şehid oldu.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan