Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Nisan 2018

Kafesteki Muhabbet Kuşu!

Memleketimizdeki ikinci haftasıydı,

"okumak" için gelen Kenyalı Muhammed'in.

Birkaç cümle hariç, Türkçe bilmiyordu.

Genç MÜSİAD'ın bir faaliyetinde tanıştığım Muhammed, Recep Tayyip Erdoğan'ın "One Minute" çıkışının İslam u00c2lemi'ne nasıl moral verdiğini heyecanla anlatıyordu.

"Milli Görüş" hakkında birçok makale okuduğunu ve Rahmetli Erbakan Hoca'yı "örnek alınması gereken" alimlerden biri olarak gördüğünü söylüyordu.

Rahmetli'nin D-8 girişimini öve öve bitiremiyordu.

Muhammed ile sohbet ederken, bu genç Kenyalı'nın ülkemizdeki bütün gelişmeleri yakından takip ettiğini, birçok konuda derinlemesine bilgi sahibi olduğunu anladım.

Muhammed, Türkiye'de okurken, o dönemde çalıştığım gazetenin bürosuna uğrardı.

Vaktim oldukça sohbet ederdik.

Babası Kenyalı, Annesi Etiyopyalı imiş.

Kenya (eski) İngiliz Sömürgesi olduğundan, İngilizce (ana) dilleri.

Ebeveyninin konuştuğu yerel dilleri çok iyi biliyormuşu2026

Arapça'yı kendi çabaları ile öğrenmiş.

Bir de "hafızlığı" varmış.

Babası en büyük çocuğa, en büyük çocuk bir küçüğüne, o da bir küçüğüne Kur'an ezberletmiş.

Ailede bolca hafız varmışu2026

Muhammed derdi ki,

"İki annemiz var, ikisini de anne biliriz. Anneler çocukları birbirinden ayırmaz. Evde pek kavga olmaz. Herkesin sınırları, sorumlulukları bellidir. Herkes birbirine güvenir."

Muhammed, büyümüş de küçülmüş gibiydi.

Her konuda bilgi sahibiydi sanki, çok şey biliyordu ve en çok da "haddini" biliyordu.

En küçük bir saygısızlık yaptığını, herhangi biri ile dalaştığını, harama göz kaydırdığını görmedim.

***

Son derece ölçülüydü.

Konuşanı can kulağı ile dinlediğini, hiçbir vakit söz kesmediğini fark ettim.

Hangi işi yapıyorsa, o işe odaklanıyordu.

"Senin aklın başka yerde" deriz ya sık sık; Muhammed öyle değildi, "an"ı yaşayan bir gençti.

Bir kere üzgün gördüm kendisini; Kenya'daki annesi hastaneye kaldırılmış, bunun sıkıntısını belli etti sadece.

Bunun dışında dert yandığını görmedim.

Samimiyetimiz biraz ilerleyince, "Ailesinin ayda kaç lira gönderdiğini" sordum.

Ayda 100 dolar kadar para geçiyormuş eline; bugünün parasıyla 400 lira kadar yapıyoru2026

Bunun dörtte biri, "Üç arkadaşı ile birlikte kaldığı" tek odalı evin kira parasıymış.

Muhammed'e "Hayli sıkıntıdaymışsın, bugüne kadar niçin söylemedin ki?" diye sitem ettim.

"Ayıp olurdu!" karşılığını verdi.

Genç Kenyalı, Türkçe'yi bir yıl içinde ana dili gibi öğrenmişti.

Bir de geniş bir çevre edinmişti; akademisyenler, bürokratlar vesaireu2026

"Sanayi" taraflarına gidiyordu ara sıra; "Bir mühendis adayı, piyasadaki ustalarıyla mutlaka tanışmalı" diyereku2026

Muhammed; çok rahat, çok girişken, çok dinamik, çok huzurlu bir gençti.

Biraz evvel belirttiğim gibi, söylenenleri can kulağı ile dinliyor, kimsenin sözünü kesmiyordu.

Neşeliydi ama "ayarı" hiç kaçırmıyordu, hep ölçülüydü.

Her duyduğunu hafızaya alıyordu, "unuttuğunu" hiç görmedim Muhammed'in.

Zaman içinde, Muhammed'in Türkiye'de okuyan Kenyalı arkadaşlarından birkaçı ile tanıştım.

Onlar da çok rahat, çok girişken ve çok saygılı insanlardı.

Beyinleri çok gelişmiş gibiydi, her anlattığımı hafızalarında tuttuklarını fark ettim.

Bir ara topluca geldiler ziyaretimeu2026

Türkiye'de yüksek lisans, doktora yapan "eğitimci"ler de vardı içlerinde.

Bizim "gençleri" nasıl bulduklarını sordum.

Tespitlerini şöyle dile getirdiler:

"Samimi insanlar, çok iyi niyetlileru2026

Çok daha iyi olabilirler amau2026

Görebildiğimiz kadarıyla aşırı himayecilik var sizde.

Çocukları sürekli olarak kontrol ediyor, onlara 'kendilerini keşfetme, yeteneklerini sergileme' imkanı bırakmıyorsunuz!..

Çocuğun neyi, ne zaman, ne kadar yiyeceğine de siz karar veriyorsunuz!..

Büyüyüp koca adam olsa bile, her şeyini kontrol etmeye devam ediyorsunuz.

Evlendikten sonrasında bile karışıyorsunuz!..

Çocuklarınızı, kafesteki muhabbet kuşları gibi yetişiyorsunuz!..

Bakıyor, besliyor, büyütüyorsunuz ama mücadele güçlerini de azaltıyorsunuzu2026

Bir de çocuklarınızın hayatları çok sınırlı; okul, ders, sınavu2026

Üniversiteyi bitirene kadar 'piyasada' çalışmayan çocuk, hayata çok geç atılmış,

hayatın gerçeklerini çok geç fark etmiş oluyor.

Bizim ailelerde böyle bir şey olmaz; yirmili yaşlarına kadar kendi parasını kazanmamış,

kazandığı parayı idare etmeye çalışmanın zevkini tatmamış genç olmaz.

Sizde gençler genellikle 'analarına babalarına'

çok güveniyorlar.

Bu da onlarda 'zarar verecek ölçüde rahatlığa'

yol açıyor.

Ebeveynler himayeci, gençler

himaye edilenu2026

Böyle, 'karşılıklı rıza üretimi'ne dayanan bir yapı var gibi.

Oysa siz çok büyük bir medeniyetin evlatlarısınız.

Bizim gibi, halkının çoğu Hristiyanlaştırılmış eski bir sömürge değilsiniz.

Siz, 'Halife Abdülhamit Han'ın torunlarısınız.

Ümmet sizden çok şeyler bekliyor.

Ümmet, 'Anadolu Gençliği'nden çok şeyler bekliyor!.."

***

Evetu2026

Muhammed de, "kontrollü serbestlik" içinde

büyümüş bir gençti.

Yeteneklerini keşfetmiş ve yol haritasını

çizmişti.

***

Muhammed, son yüz yüze görüşmemizin

üzerinden iki yıl geçtikten sonra,

hem ziyaret hem ticaret için geldi Türkiye'ye.

Kenya'da büyük bir şirket kurmuşu2026

Buradan makine alıp, Kenyalı

işadamlarına satıyormuşu2026

Böylece memleketimize "döviz", memleketine

de "Türkiye'nin ürünlerini"

kazandırıyormuş.

"Annem babam, beni kafesteki muhabbet kuşu gibi büyütseydiu2026

Allah bilir ya, her an işini kaybetme korkusu yaşayan bir aile babası olabilirdim" dedi bir arau2026

Muhammed, konuştuklarımızın hiçbirini unutmamıştı!..