Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Mart 2021

Kadınların Çalışma Hayatında Kalma Süresi 2,4 Yıl Arttı

Geçen Pazartesi günü tüm dünyada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı. Bu anlamlı günde çeşitli medya kanallarında kutlamalardan ziyade ne yazık ki kadına yönelik şiddet haberlerini izledik.

İster fiziksel ister psikolojik olsun şiddetin türü ve dozu tartışmaya açık olmamalıdır. Her türlü şiddete karşı durmalı ve gereği yapılmalıdır.

Sadece ülkemizde değil tüm dünyada yaşanan bu sorun nedeniyle, kadınların yaşadığı diğer sıkıntılar pek fazla konuşulmuyor. Örneğin çalışma hayatında yapılan onca düzenlemeye rağmen cinsiyet ayrımcılığının önüne geçilemiyor. Gerek işe alımlarda, gerek maaş farklarında en göze çarpan unsurun cinsiyet faktörü olduğu biliniyor.

Elbette ki bu, çok katmanlı bir mesele. Türk toplumunda başta temizlik, yemek, bulaşık, ütü, çamaşır olmak üzere her türlü ev işi, çocuk büyütme, yaşlı bakımı ve sayamayacağımız daha pek çok iş her zaman kadınların sorumluluğu altında görülüyor.

Evin geçimini kadının sağladığı, hatta kocanın da çalışmadığı ailelerde bile bu görevler yine kadınların omzuna yükleniyor. Bu açıdan bakıldığında işverenler kendilerince mazeret buluyor. Çünkü yukarıda sayılan işler başlı başına mesai gerektiriyor. Diğer bir ifadeyle iş başvurusunda bulunan bir kadın işsiz olarak görülmüyor. İşveren, kadını zaten hali hazırda bir işi olan ve bu nedenle başvurduğu işi layıkıyla yapamayacak bir aday olarak düşünüyor maalesef. Sadece işe alımda karar veren merci değil, müşteriler de benzer bir düşünce yapısına sahip. Ankete dayalı bilimsel bir araştırmaya göre; kadın tüketicilerin çoğunluğunun özellikle hizmet sektöründe erkek çalışanı tercih ettikleri ortaya çıkmıştı. Neden olarak da ‘kadınların iş dışında kafalarını meşgul eden pek çok konu olduğunu, bu nedenle odaklanma sorunu yaşadıklarını, ve bunun sonucunda da tüketicilerin aldıkları hizmet kalitesinin düşebileceğini’ göstermişler. Bu nedenle toplumsal bilinç değişmeden iş hayatındaki kadınların aleyhine olan bu durum devam edecek.

Bir diğer sorun da daha çok tarım sektöründe gördüğümüz ücretsiz aile işçisi kavramı. Standart bir işçiden daha fazla çalışan ancak ne ücret alan, ne de sigortalanan kadınların oranı son derece yüksek. Boğaz tokluğuna çalışan bu kadınları da göz ardı etmemek gerekir.

8 Mart nedeniyle pek çok kurum kadınlarla ilgili araştırma ve rapor yayımladı. TÜİK’in açıkladığı kadın istatistiklerine göre kadın-erkek eşitsizliği devam etse de son yıllarda kadınların çalışma koşullarının iyileştiğini görmek sevindirici. Örneğin çalışma hayatında kalma süresi, 2013 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki kadınlarda 16,7 yıl, erkeklerde 37,7 yıl iken 2019 yılında bu süre kadınlarda 19,1 yıl, erkeklerde 39,0 yıl olmuş. 150'den çok kadın çalışanı olan işyerlerinde kreş açma zorunluluğu, doğum izni gibi yasal düzenlemeler kadınların iş hayatında tutunmalarına katkı sağlıyor.

Bu vesileyle gecikmiş de olsa, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.