Kadınları susturun!
Gün geçmiyor ki yeni bir kadın cinayeti haberi ile karşılaşmayalım! En az yarısı
resmi nikâhlı kocası, diğerleri baba, erkek kardeş, eski eş, partner, ret edilen hasta ruhlu âşık
tarafından öldürülüyor! Sadece katillerin kadınla yakınlığı üzerinden yapılabilecek önyargısız
bir bakış açısı bile durumun ciddiyet ve vahametini ortaya koyacaktır.
Dedik ya, önyargısız bir bakış açısı…
Muhafazakâr/dindar kamuoyunda kadın hakları, kadın cinayetleri, kadın eğitimi,
kadının iş hayatı hâsılı içinde “kadın” kelimesi geçen her konuya yönelik -artık
saklanamayan- öyle bir öfke/nefret/düşmanlık yerleşmiş ki bu konuda tek bir cümle kurmaya
izin verilmiyor!
Eğer yanılıp da Twitter’da içinde kadın kelimesi geçen bir paylaşım yapmaya
kalkarsanız tweetinizin altına sizi feministlik, erkek düşmanlığı, aile yıkan/aile düşmanı
olarak suçlayan onlarca yorum ile karşılaşmanız kaçınılmaz!
Üstelik başörtülü bir kadın olarak bu mecrada yer alıyorsanız işiniz daha zor olacak,
artan oranda ithamlarla yaftalanmaktan hiçbir şekilde kurtulamayacaksınız!
Boşanmaların sebebi olarak gösterilmekten tutunuz, gençliğin dejenere olmasına,
aileyi bitirmeden kadınları ajite etmeye varıncaya kadar nice suçlamalar paylaşımınızın altına
dizilir de ilgili yorumunuzu silmek zorunda kalırsınız!
Neden mi; çünkü siz de her şeyden önce bir ailenin kızı, bir adamın eşi, çocukların
annesi, sosyal bir hayatın ferdi olarak kişisel/ailesel/toplumsal bir çevreye sahipsinizdir ve her
şeyden önce bu çevreniz size yapılan yorumlardan ciddi anlamda rahatsızlık duyar, incinir!
Mahalle baskısı sosyal medyada artık öyle bir noktaya gelmiştir ki pandemi
sürecinde artan şiddet verilerini de her gün çarşaf çarşaf sayfalara düşen kadın cinayetlerini de
paylaşmak, buna ilişkin yorum yapmaktan kaçınmaya başlamışsınızdır!
Hadsiz-hudutsuz adamların sayfanızı doldurduğu çirkin ve suçlayıcı dil, ifade bir
yerden sonra sizin için de aileniz, çevreniz için de iyice rahatsız edici boyuta ulaşmış ve bu
adamlar sizi susturmayı başararak(!) kazanmıştır!
Sosyal medyadaki mahalle baskısıyla susturulan kaç dindar/muhafazakâr kadın
vardır bilemem. Sayılarına ilişkin bir tahminde bulunmam da mümkün değildir! Lakin
bildiğim, emin olduğum; sosyal çevremden çok sayıda kadının bu çirkin dille muhatap
olmamak için bu tür cinayetleri, şiddeti -görmezden gelemese de- kınamaktan, telin etmekten
vazgeçtikleridir!
Sosyal medyanın aşırı özgüven verdiği, bu mecradaki bilinmezlik dehlizinde
kendisini/kimliğini/izini gizlemeyi başaran saldırgan, ötekileştirici, suçlayıcı, incitici dilini ilk
önce dindar/muhafazakâr kadına uzanmakta hiçbir beis görmemekte, endişe duymamaktadır!
Nasıl olsa kimliği meçhul, ismi fakedir!
Bugün sosyal medya üzerinden hakaret ettiği, suçladığı kadınla yarın sosyal hayatta
karşılaştığında ceketini iliklemeden onu hiçbir şey alıkoyacak da değildir!
Arkasına saklanarak salvolarına devam ettiği dinin, kötü olan her şeye yasak
koyması kimin umrundadır ki? Haysiyet, onur, nezaket gibi erdemlerin bu tiplerin değerleri
arasından çıktığı hayli olmuştur! Kendisine/cinsiyetine dokunan her şeye karşı her yolla
saldırıyı mubah gören bir tarikatın üyesidir ve sayılarının çokluğu kendilerine inanılmaz
güven vermektedir…
Twitter.com/sabihadogann