Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Mart 2021

Kadına şiddet; geleceğe şiddettir

Yaşanmış bir hikâye dinlemiştim... Çocuk yedi yaşındaymış. Babası evde şiddet imparatorluğu kurmuş, arada kendisine de düşen payın acılarını bir köşede sessizce yaşarmış... Akranları dışarıda top oynayıp koştururken, o her gün ağlayan anasının yanındaymış. Çünkü onu eski bir kravatla kendini asmaya çalışırken bulmuş ve küçücük kollarıyla sandalyeden çekip aşağı indirmiş. O günden sonra bir an olsun anasının yanından ayrılmak istememiş. Ve bu travma – sarsıntı yıllarca yüreğinde yük olup, yakasını bırakmamış…

Kadına şiddet, anaya şiddettir, çocukların geleceğine şiddettir ve her türlü suçun temellerine hazırlıktır. Şiddetin kimliği olmaz! Şiddette karşı olmada sadece bir cins ele alınır ise sanki diğer tarafa şiddeti görmezden gelinmiş olunur. Şiddet tahriptir, yıkımdır, yıllarca sürecek bir sarsıntıya sebep olacak cinayettir. Bütün kâinatı terazinin bir kefesine koysak, diğer kefesine de tek bir insanı, netice; insan ağır basacaktır. Bu kadar büyük bir değerde yaratılan insanın şiddet yanlısı olması, kaba küvetle hak sahibi olmaya çalışması taşıdığı değere o kadar zıt ki cehennemi hak edecek bir tavır sergilemiş oluyor.

Bir sanatkârın eserine bilerek zarar vermek, nasıl sanata ihanet ise; Allah’ın eseri olan insana ve canlıya bilerek zalimce zarar vermek çok daha büyük bir ihanettir… Erkeğin yapmış olduğu zulüm sadece kadınla sınırlı kalmıyor; çocuk üzerinde tamiri imkânsız yıkım bırakmış olunuyor. Çocuklara yapılan en büyük zulüm; analarının canını yakmaktır! Kadını acımasızca döverken, öldürürken, çocukların her bir duygusuna dinamit atılmış oluyor. Toplumlarda en yaralı insanlar; anası zulüm görmüş insanlardır. Ve unutmayalım ki; kendi anasına – bacısına şiddet istemeyen insan, başka kadınlara ve canlıya şiddet gösterdiği vakit o şerefli duyguyu imha etmiş oluyor. İçinden şiddet duygusu geçen insan bilsin ki kendi kızı ve evladı var!

Ödünç alınan kıyafette, ya da eşyada herhangi bir değişiklik yapılmaz veya kırıp dökülmez! Ancak sahibi istediği tasarrufu yapabilir ve her şeyin sahibi Allah’tır. Kadınlar kırılacak eşya gibi dikkatli kullanılması gereken bir emanettir. Eğer ahlaksızlık yapmış, ya da başka kusurları var ise yahut huzur temin edilememiş ise yollar suhuletle ayrılır. Kadın mal değil ki, ya benimsin ya da kara toprağın diyip; canına kastedesin. Böyle bir hal insanı insan olmaktan çıkarır en vahşi canavar haline dönüştürür. Ayrılmakla yürek soğumuyor ise unutulmasın: Boynuzlu koyundan boynuzsuzun hakkını soracak adalet elbette haklı tarafın hakkını hukukunu ortaya koyacaktır.

Evet, aklın ve vicdanın gereğidir her türlü şiddetten uzak durmak. Toplumlarda sadece şiddet yanlısı erkekler mi mevcut? Evlilik boyunca erkeğe farklı şiddetler gösteren ruhsuz ve hanımefendilikten çok uzak şirret kadınlarda küçümsenmeyecek sayıdadır. Özellikle bazı televizyon programları ve sosyal medya yine bazı kadınları aç gözlü, birileriyle yarışan, nikâhta verdiği sözü unutan, saygıyı ayaklar altına alan dişi canavarlar haline getirmiştir... Bu asla ana olamayacak dişi tiplerin varlığı göz ardı edilemeyecek sayıdadır!

Kanun ve vicdan şiddette cinsiyet ayrımı yapmadığı sürece kökü tamamen kazınmasa bile kahir ekseriye huzur elde edilmiş olur. Elbette şiddetin tamamen ortadan kalkmasını isteriz. Fakat burası dünya ve mutlaka Ebû Cehiller ortaya çıkacaktır. İnşallah bizler, sağlam eğitimle, Alileri ve Fadimeleri çoğaltarak, geleceğin şiddetten uzak, sevgiyle, merhametle kol kola olmasını sağlarız… Unutmamalı; kadına şiddet; geleceğe şiddettir.

Israrla ve sanki maksatlı bir şekilde her gün kadına yönelik şiddeti ana haberlere taşıyanlar, hapishanelerde mahkûmların birbirine yaptığı her türlü şiddeti ve işyerlerinde ki aşağılama hor görme ve istismar şiddetini göz ardı ediyorlar... Bir belediye başkanının vatandaşı tehdit edercesine: “Seni bulacağım” demesi bile bal gibi bir şiddettir. Arabayla su birikintisinden hızla geçip, vatandaşı ıslatmak, temiz olmayan gıdayı yedirmek, aşırı fiyat uygulamak, vatandaşı aldatmak alçakça şiddettir. Bütün bu olumsuzluklardan, şiddetin her cinsinden kurtuluşun yegâne çaresi; kul hakkının ne olduğunu bilmek, hesap gününü unutmamak ve güzel ahlaktır. Madem her insan kâinattan ağır bir değere sahiptir, ister kadın olsun, ister erkek olsun değerini bilerek hareket etmelidir. Ahlaksızlığı yayanların, kadını çırılçıplak bırakanların erkek üzerinde bıraktığı travmanın etkisini de asla unutmamak lazım! En kudurmuş erkek bile eşinin özelini sadece kendisine ister ama medeniyet denilen sapıklık, kadını yatak kıyafetiyle sokağa saldı, en bozuk bir erkekte bile azda olsa huzursuzluk, kıskançlık duygularına sebep oldu. Aslında moda denen karşılıklı güven esasını dibinden sarsan etkeni de göz ardı etmemek lazım! Zira moda denen ruhsuz ve hayâsız bırakan tuzaklar, kadının ziynetini hırsızların, hayâsızların gözü önüne serdi. Dışarıda yarı çıplaklarla gönül eğlendirenler, kendi eşlerinde farklı beklentilere girdiler…

Yapılacak olan: Erkek, şefkat kahramanı kadının şefkat dolu sinesini kendine yurt edinecek; kadında erkeğin merhametini ve sevgi dolu bakışlarını kendisine yurt edinecek. Kadın bilecek ki; erkeği bir annenin aslanı; erkekte bilmeli ki; hanımı bir babanın gözü gibi baktığı biricik meleği. Erkek, evi kadın için baba evi gibi güvenli hale getirmeli, kadında anne şefkatini hiç eksik etmemeli ve analar, babalar baş tacı edilmeli…