Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kadına karşı vahşet sürüyor!


Denizli’den gelen korkunç vahşet haberiyle sarsıldık. 25 Yaşındaki Şebnem Şirin, Furkan Zıbıncı isimli bir erkek tarafından vahşice katledildi. Şebnem Şirin’in boğazını mutfak bıçağıyla keserek öldüren Furkan Zıbıncı adlı vahşet makinesi, kadına karşı vahşette sınır tanımazlığın en korkunç örneklerinden birini oluşturmaktadır.

Furkan Zıbıncı isimli vahşinin işlediği cinayet, kadınların her an erkek barbarlığına maruz kalacağını göstermektedir. Kadınlar, erkek barbarlığına karşı güvende değildirler. Erkek barbarlığına karşı kadının güvenliğinin sağlanması için gerekli olan güvenlik ve hukuk tedbirleri, uygulamaya konulmuş değildir. Kadın güvenliğinin olmadığını gören erkekler, kadına karşı vahşet ve cinayet dahil her türlü kötülüğü yapabileceklerini sanmaktadırlar. İşin kötüsü kadına karşı cinayet dahil şiddetin her türlüsünü işleyen erkekler, yaptıklarının yanlarına kâr kalacağı özgüveniyle hareket etmektedirler.

Furkan Zıbıncı isimli katilin ortaya koyduğu vahşet, Şebnem Şirin’le aslında hiçbir aşk ve duygu ilişkisinin olmadığını göstermektedir. Furkan Zıbın, Şebnem Şirin’i bir kadın, sevgili ve insan olarak değil, şiddet ve vahşetini üzerinde uygulayacağı nesne olarak görmektedir. Kadının erkek tarafından nesneleştirilmesi, Furkan Zıbıncı tarafından işlenen cinayetin arkasındaki en büyük nedendir. Ortada bir aşk cinayeti yoktur. Ortada ataerkilliğin yozlaştırdığı bir erkek vahşeti vardır.

Her kadının ilişkisini bitirme hakkı vardır. Medyada yer alan haberlere göre Şebnem Şirin’in ayrılmak istediği, fakat katil Furkan Zıbıncı’nın bu ayrılma kararını kabul etmediği anlaşılmaktadır. Şebnem Şirin’in ayrılma şeklinde karar verme hakkının ve konumunun olmayacağını vehmeden katil Furkan Zıbıncı, mutfak bıçağıyla Şebnem’in boğazını kesmek suretiyle onu cezalandırmayı kendisine bir hak ve ayrıcalık olarak görmektedir. Her kadının ayrılma hakkı vardır. Hiçbir erkek ayrılmak istediğinden dolayı bir kadına şiddet uygulama ve öldürme imtiyazına sahip değildir.

Kadının erkek şiddetinden korunması için devletlere sorumluluklar yükleyen İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye çekildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine rağmen Türkiye, şimdiye kadar kadına karşı şiddetin ve vahşetin önlenmesi için etkili bir hukuk ve güvenlik politikası ortaya koymuş değildir. Türkiye’nin kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda etkili, işlevsel ve caydırıcı bir politikası bulunmamaktadır. Kadına karşı işlenen şiddet konusundaki politikasızlık durumu, erkeklere pervasızca kadına karşı her türlü vahşeti işleme cüreti vermektedir.

Kadınlar, öldürülmeye devam edilmektedir. Kadınları öldürenler, onlarla yakın ilişki içinde olan sözde eşleri, arkadaşları veya akrabalarıdır. Erkekler, kadınlara karşı cinayet dahil şiddetin her türlüsünü yaptığında kadının kimsesiz, çaresiz ve sessiz kalacağını vehmetmektedirler. Kadının en yakınında olan erkeklerin kadını kimsesiz olarak görmesi, aslında kadınla hiçbir zaman gerçek bir ilişki yaşamadıklarını göstermektedir, çünkü erkek kadınla kurduğu ilişkide kendisini hiçkimse ve hiçbir şey olarak gördüğünden dolayı kadını öldürebilecek kadar vahşileşmektedir. Kadına karşı en büyük tehdit, en yakınlarında bulunan hiçkimse ve hiçbir şey olan erkeklerden gelmektedir. Hiç kimse ve hiçbir şey olan erkekler üreten cinsiyetçi ataerkil yapı, erkek kılığında ölüm makinalarını kadınların üstüne salmaktadır. Şebnem Şirin cinayeti, kadının düşürüldüğü çaresizlik ve kimsesizlik durumu kadar, erkeğin hiçkimse ve hiçbir şey şeklindeki durumunun da konuşulmasını gerekli kılmaktadır, çünkü hiç kimse ve hiçbir şey olan erkek, kolaylıkla kadına karşı bir vahşiye dönüşebilmektedir.

Ülkemizde her gün kadınlar, öldürülmeye devam edilmektedir. Kadın cinayetinin olmadığı bir günü yaşamak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Sorun, kadın düşmanlığıdır. Kadını hor gören, kadından nefret eden, kadını bir zevk objesi veya vahşice sahip olunan bir mal olarak gören erkekler, kadınları öldürüyorlar. Kadın düşmanlığıyla mücadelenin yolu, erkeklerin kadına saygı duymayı, kadının hak ve özgürlük sahibi bir kişi olduğunu tanıması, kadına sahip olmak sapkınlığından kurtularak kadının eşit ve özgür muhatap olduğunu öğrenmesinden geçmektedir. Kadını hor gören, kadından nefret eden, kadını cinsel haz objesi olarak değersizleştiren ve kadını kendi tapulu malı olarak gören ataerkil zihniyet, erkekliği zehirlediği sürece, kadın cinayetleri adı verilen insanlığa karşı suç, kadın düşmanı erkekler tarafından işlenmeye devam edilecektir.