Kadın Düşmanı Batı Sözleşmesi
Kadın insan dahi sayılmıyorken, onu en mümtena bir statüye kavuşturan imlamdır. İslam’da kadın evinin hanım efendisi, erkek ise; eşinin ve tüm ailenin hizmetkârıdır. Erkeğin evin reisi olması, aynı zamanda ona böyle bir sorumluluk da yüklemektedir. Bu sebepledir ki, erkek, tüm ailenin nafakasından sorumludur.
Allah (cc) şöyle buyurur: “Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. Şu halde bana ve ana babana şükret diye emrettik. Dönüş banadır.” (Lokman 14) Peygamber Efendimiz (sav): "Müminlerin imanı en kâmil olanı, ahlâkı en güzel olandır. Sizin en hayırlınız da, hanımlarına karşı en iyi davrananızdır." (Tirmizî, Radâ:11, No:1162, Ebu Dâvud, Sünnet:16) Bu vb. nice uyarı ve tavsiyeler varken, aklıselim Müslüman eşine şiddet uygular mı?
İslam’da kadın; toplumun ustası, öğretmeni, bekçisi, muhafızı, mürebbisi ve annesidir. Öyle ki, cennet annelerin ayakları altındadır. İslam ümmetine batı rüzgârı esmeden önceki 1300 yıllık tarihine bakalım. İslam gelmeden önce cahiliye döneminde kadın ne haldeydi? İslam geldikten sonra nasıl oldu. Batının kadını insan sayması kaç yıl oldu ki, kadın üzerinden İslam’ı karalamaktadır.
Batı kültürü kadına ne vermiştir. Sadece kadına değil, erkeğe, çocuğa, gence, kısaca insanlığa ne vermiştir. İnsanı biyonik robota çeviren batı kültürü değil mi? İnsana dair fazilet, erdem, şefkat, merhamet, muhabbet, meveddet ne varsı hepsini ustaca, sinsice, kalleşçe sıyırıp alan batı kültürü değil mi? Şimdi batının bu kapkara, zelil ve rezil hali meydandayken bizim insani değerler adına, batıdan alacağımız ne olabilir?
Yakın geçmişe kadar içinde şeytanın varlığını iddia ederek sayısız masum kadınları çarmıha gererek yakan batı değil mi? Dilerseniz gelin, batının kadına bakışına sadece birkaç Fransız atasözün bakalım. “Kadın vücudunun üstündeki baş, şeytanın başıdır” “Kadın şeytandan beterdir...” “Kadın bir örümcektir...” “Karısı olanın arısı var demektir, ne zaman sokacağı belli olmaz...” “Kadın zarurî bir baş belâsıdır...” “Kadın erkeğin sabunudur...” (Kirini temizler anlamında) İşte kadınlar konusunda en nazik, en anlayışlı, en hoşgörülü toplum olmakla övünen Fransızların sadece birkaç atasözü…
Kadın konusunda batının merhemi olsa kendi keline çalardı. Tüm insanlığı perişan eden batının kadına vereceği ne olabilir? İşte İslam dünyasında sömürü, işgal, talan ve savaşların çarkları arasında paramparça yapılan kadınlar ve çocuklar patının eseri değil mi? İslam diyarında kadını sıcak savaşlarla ezen batı, dünyanın diğer yerlerinde de kadını sex kölesi ve cinsel obje yaparak ezmektedir. Yanı batının kadına ve insanlığa verecek dirhem iyilik yoktur. Ne olur bunu anlayalım ve yönümüzü batı bataklığından, İslam’ın hak ve adalet iklimine çevirelim artık.
İstanbul sözleşmesinden sonra kadına şiddet, katlanarak büyümektedir. Öncelikle bu sözleşme iptal edilmelidir. % 99 u Müslüman olan ülkemizde bizim inancımız, örfümüz kültürümüzle alakası olmayan batı kaynaklı düzenlemelerden vaz geçilmelidir. Özellikle kadın ve aileyle ilgili Allah (cc) ın koyduğu kural ve prensipler ışığında çözüm aranmalıdır. Yaratan, kadını erkeğiyle kullarını en iyi bilendir. İlahi prensipler ışığında, kadının evinin hanım efendisi olacağı düzenlemelere acilen ihtiyaç vardır.
Kadının beyanının esas olması, kadına dokunmanın, adeta ona yan bakmanın dahi şiddet kapsamına alınması ve psikolojik şiddet gibi ne olduğu belli olmayan aileye dinamit düzenlemeler acilen iptal edilmelidir. “Kadına pozitif ayırımcılık” adı altında yapılan tüm düzenlemeler yeniden ele alınıp İslami prensiplere göre düzenlenmelidir. Ömür boyu nafaka, dul kadına maaş, çalışan kadına imtiyaz üstüne imtiyazlar tanınması, kadını perişan ediyor. Yuvalar yıkılıyor. Aileler savruluyor. Yıkılan yuvaların enkazı altında yine kadın kalıyor. Yazık çok yazık… Sayın yetkililer! duyun feryatlarımızı… Aile yıkılırsa toplum yıkılır. Aile yıkılırsa ümmet yıkılır. Böyle giderse sadece Ak Parti değil, tüm ülke yıkılır… Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...