Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Aralık 2014

Kadın cinayetlerinin önüne Merhamet Aşısıyla geçebiliriz

Kadına yönelik şiddet ve cinayet haberleri, uzun süredir, ülke gündeminde önemli bir yer kaplıyor. Elimizdeki veriler, bu konuda alarm çanlarının çaldığını gösteriyor. Mesela,o verilerden 2014 yılında yaklaşık 300 Kadının cinayete kurban gittiğinin bilgisini verebilirim.

Değerli Dostlar, devlet hangi tedbiri alırsa alsın, bir türlü Kadın cinayetlerinin önüne geçemiyor. Görünen oki, önümüzdeki günlerdede Kadına yönelik şiddet ve cinayet haberlerini duymaya devam edeceğiz. Genelde ben, sorunlar karşısında karamsarlığa düşülmemesi gerektiğini düşünürüm. Yalnız Kadına yönelik şiddet ve cinayetler konusunu, bu pozitif bakışın dışında tutuyorum. Çünkü, Toplumumuz canavarları bile kıskandıracak insanlarla doldu. Her an kimin başına ne geleceği hiç belli değil.

Evet, bu konuda hepimiz karamsarlığa düşmeliyiz. Karamsarlığa düşelimki, mevcut tehlikeden hep beraber çıkış yolu arayalım. El-ele vererek, vicdanları sızlatan bu sorunu çözüme kavuşturalım. Biraz iddialı bir laf olacak, ama ben yinede yazmak istiyorum. Ülkemizdeki Kadın cinayetlerinin önüne Polisiye tedbirlerle filan geçilemez. Bu sorunun birtek çözüm yolu vardır. Oda kalplere merhamet aşısı yapmaktır.

Kalplere Merhamet Aşısı yapılsınki, insanlar yıllarca aynı yastığa baş koyduğu eşini öldürmeye yeltenemesin. Kalplere Merhamet Aşısı yapılsınki, insanlar çocuklarının annesine el kaldırmaya çekinsin. Yapılan Merhamet Aşısıyla, kalpler unuttuğu vicdani duyguları yeniden hissetmeye başlasın. Yapılan Merhamet Aşısıyla, Bu Toplum karıncayı bile incitmediği günlere geri dönsün.

Gelin şimdi birazda kalplere Merhamet Aşısının nerelerde yapılabileceğine bakalım. Bu aşının ilk yapılacağı yer ailedir. Daha sonraki yer okuldur. Kalplere yapılan Merhamet Aşılarının tez çabuk tutmasını sağlayacak etken ise televizyondur. Zaten başımıza ne geldiyse, bu televizyon denen aletten gelmedi mi? Toplumun genleriyle televizyon denen bu alet oynamadı mı?

Nasıl aslan yattığı yerden kalkarsa, bizi bu sorundan televizyon kurtarmalıdır. Medya patronları, reyting kaygısı yaşamadan, Toplumu içinde bulunduğu durumdan çıkaracak programlar yaptırmalıdırlar. Bu patronların hem vicdani, hemde insani görevleridir. Bilgilerine arz olunur...

Not: Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin yıldönümünde böyle bir konuyu yazmak istemezdim. Ancak, ülkemizdeki son durum bu...