Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Haziran 2020

Kabine değişikliği

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne yakın birkaç isimden çıktığı söylenilen bir “iddia” son iki haftadır Ankara kulislerinde yoğun bir şekilde konuşuluyor.

Sözde kaynakların iddiasına göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın üzerindeki “bürokratik yükü” almak için bazı değişiklikler yapmayı planlıyormuş.

İddianın devamında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı da olan son Başbakan Binali Yıldırım’ın isimleri yeni “Cumhurbaşkanı Yardımcıları” olarak geçerken İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un adı da Kültür ve Turizm Bakanı olarak anılıyor.

Bu kulisin bazıları tarafından kamuoyunda açıkça dile getirilmesinden sonra Ankara’da yeni bir “liste hareketi” başladı. Kendilerine “yakın” adamları Bakan yaptırmak isteyenler, çarşaf çarşaf listelerle “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” gibi düzenleyerek sağda solda yaymaya başladılar.

Bir de muhalefet kanadından suyu bulandırmak isteyen “bazı işgüzarların” liste furyasına katılması ile yine bir “komedi dükkânı” kuruldu.

Örtülü hedeflerine ulaşmak için hamaset yapanların; sistemi, ülke siyasetini yıpratmaya çalışması basit ve komik bir çaba bence.

Süper bekçi dönemi

Ramazan Bayramı sonrası başlayan normalleşme ile birlikte Meclis’in gündemine ilk gelen konulardan biri de Çarşı ve Mahalle Bekçilerinin yetkilerini artıran kanun oldu. Bekçilerin artan yetkileri ile ilgili polemik kapısı da bu şekilde aralandı.

Sağ sol olaylarının olduğu günlerde bekçilerin bir fişleme aracı olarak kullanıldığını hatırlayan vatandaşlardan yeni düzenlemeyi şüphe ile karşılayanlar oldu. Bu düşünceyi de çok makul karşılarım.

O dönemdeki ulusal ve uluslararası sistemin getirdikleri ile bugünü karıştırmamak gerekiyor. Bugün o dönemden farklı olarak bekçilerin işe alım yönteminden eğitim düzeyine kadar aklın ve vicdanın kabul ettiği, herkese açık, rasyonel bir süreç var.

Bekçi olmak için getirilen üniversite mezuniyeti şartı vatandaşa yapılan hizmetin kalitesinin artmasını sağlarken uygulamasının tekrar hayata geçirilmesinden bu yana düşen suç oranları da elde edilen başarıyı göstermekte.

Pandemi dönemindeki sokağa çıkma kısıtlamalarında sahada aktif görevler alan bekçilerin vatandaşların hayatını kolaylaştıran birçok uygulamada yer alması da bekçilere olan ihtiyacı açıkça gösterdi.

Bu güzel örnekleri göz ardı etmek doğru olmaz.

Başarılı bir uygulama, verilen yeni yetkilerle daha ileri taşınmak isteniyor.

Verilen yetkilere detaylı bakılınca “soruşturma” ile ilgili konulardan ziyade “operasyonel” yetkilerde bir artış olduğu görülür. Bu yetkilerle bekçiler polis olmuyor ama bazı ihtiyaç durumlarında, “devlet nerede” diyen vatandaşlara çare olacak hale getiriliyor.

Topluma faydalı gazetecilik yapılmalı

Gazeteci çok yönlü olmalı. Kendisini siyasetçilerin polemikleri arasına sıkıştıran ve laf salatası ile günü geçirmeye çalışan gazetecinin ne kendisine ne de topluma faydası yok.

Gazetecilik kamu adına yapılan bir iş. Bu nedenle de gazetecilerin kendilerine sürekli olarak geliştirmeleri gerektiriyor.

Biz de kısa adı “TESPAM” olan “Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi”nde enerji, güvenlik ve uluslararası ilişkiler alanındaki paneller, makaleler ve analizler ile akademik çalışmalarımızı sürdürerek kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz.

Geçtiğimiz gün “Uzay Çağı ve Uzay Madenciliği” konulu panelde moderatör olarak önemli bir konu gündeme getirdik.

Yakın zamanda dünyaya yönelen meteor yağmurlarında Türkiye’ye de ufak boyutlarda gök taşları düştü.

Gelişmiş devletlerin milyonlarca hatta milyarlarca dolar harcayarak uzaydan getirdiği bu örneklerin doğal yolla ülkemize gelmesi bilim insanlarımız için büyük bir fırsat.

Girişimciliği ile bu durumu fırsata çevirmek isteyen bazı vatandaşların bu taşları hemen internette satışa koyması ise bu fırsatın yok olmasına neden oluyor.

Panelimizde konuşmacı olan Türkiye Uzay Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sacit Özdemir’e konuyu bildirdik. Yakın zamanda bu uzay taşlarının kamu malı sayılması için bir mevzuat oluşturulacak.