Kabil'in kanı
Değerli okurlarım Kabil, evvelki gün eli kanlı tek dişli canavarların emir ve komutası içerisinde kana bulandı ve ard arda patlatılan bombalarla onlarca masum insan dünyasını değiştirdi.
Bu kan elbette yerde kalmaz ve müsebbipleri bedelini öder
ödemesine de bu ülkenin çektikleri yetmez mi artık.
Nerede ise 100 yıldır huzur yüzü görmeyen bu insanlara;
demokrasi, hak hukuk ve hürriyet adına götürülen zulüm yetmez mi?
Zalimlerin insafına kalındığında yaşanılanları gözlerimizle
gördük ve şahidiz ki, gâvurdan ne dost ne de post oluyormuş.
Olsa olsa Afganistan’a yaşatılanlar oluyormuş ki, bunun
mazlum dünyada başka örnekleri de var. Suriye, Irak, Libya, Mısır hatta Tunus
Yemen.
Hepsi İslam toprakları ve hepsi de mazlum.
Ülkemiz insanı birlik hamuruna su katanlara daha fazla
müsamaha gösterse idi, belki de bizim durumumuzda gördüklerimizden farklı
olmazdı.
FETÖ ve benzeri unsurlar ile başımıza örülmek istenen
çorapları elimizin tersi ile paramparça etmese idik, olacak olan bugün mazlum
dünyada yaşatılanların benzeri ile boğuşmak durumunda olacağımız idi.
Çok şükür.
Binlerce şükür devletimiz dimdik ayakta.
Hükümetimiz her türlü puştluğa ve alçaklığa rağmen daha bir
güç ve gayretle gecesini gündüzüne katarak var gücü ile mücadelesini sürdürüyor.
Sağdan soldan gelen kroşelere misli ile cevaplar vererek
demir bilye olduğunu gösteriyor ve yemeye kalkanların boğazında kalıp oksijensiz
bırakarak şer güçleri bir bir alt ediyor.
Bakmayın siz mızıkçılara, trollere, toplara, boplara ve
BOT lara ve yedikleri haltlara….
Halkımızın büyük çoğunluğu hemen her şeyin farkında ve
devletine milletine birlik ve bütünlüğüne tasallut edenlere yerinde ve
zamanında dur diyerek çok şükür 20 yıldır kurda kuşa yem olmadan bugünlere
geldik.
‘Su uyur düşman uyumaz’ atasözüne uygun olarak da içerde
dışarda sınırlarımızda uyumadan yerli ve yabancı hainlerin ensesinde boza
pişiriyor.
Görevi yakmak olana da yıkmak olan bedbahtlara ne yapsanız,
ne etseniz eskiden olduğu gibi bu milleti geriye götüremezsiniz diye
haykırıyor.
Eski Türkiye yok artık.
Doğal olarak eskiye dönüş de yok.
Görmeyene yani körlere, sağırlara, dilsizlere ülkemizin
bugün geldiği yeri anlatmak beyhude olduğu için daha fazlasını yazmaya ve
konuşmaya gerek yok.
Bilen biliyor.
Nankörler bilmese de olur.
*
Fetöcüler de tutuştu
ABD Afganistan’dan apar topar pılını pırtısını toparlamadan
arkasına bakmadan kaçınca FETÖ mensubu teröristlerin elleri ayaklarına dolandı.
Sıra bize mi geliyor korkusu ile el aman demeye başladılar.
Be gafiller gâvurdan dost olduğuna tarihin şahit olduğunu hiç
gördünüz mü?
Gâvur ya kuyu kazar.
Ya da arkadan vurur.
Hocamız dediğiniz sapığın bedduasının sizleri ne hallere
düşürdüğünü bildiğiniz halde inadım inat demeyi daha ne kadar sürdüreceksiniz?
Beddua kasetini rahmetli babamla izlerken babamın şu
sözlerini hiç akıldan çıkarmadım ve çıkarmayacağım. Rahmetli babam, ”oğlum bu adam çıldırmış olmalı böyle bir
beddua ancak aklını yitirmiş çılgın bir insanın ağzından çıkar. Ne yapmaya
çalışıyor bu diyerek” hayıflanmıştı.
Bende FETÖ konusu açıldığında kripto fetöcüleri bu beddua
kaseti ile test ediyorum.
Bugüne kadar yanılmadım.
FETÖ gibi bir örgütün babası olan ABD, Afganistan’da olduğu
gibi burada da bir tökezlese ve ben ne yaptım diyerek tıpkı Afganistan’dan
çekildiği gibi kendini geri çekse, her şey daha açık ve şeffaf olacak ama
bakalım ne zaman akıllanıp hem FETÖ hem PYD konusunda aşikâr olan yanlıştan
dönecek.
Böyle devam eder ve mazlumların eceli olmayı sürdürürse
çöküşünü hızlandırmaktan başka bir kazancı olmayacak.
Bizdeki sevdalılara duyurulur.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.