Joe Biden: "Endişelenmeyin, Türkiye'yi özgürleştireceğiz"
Galip Vanlı İlhaner: “Türkiye, 15 Temmuz gecesi, 24 saat içerisinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, 2. Kurtuluş Savaşını kazanarak özgürleşti.”
**
Türkiye’yi özgürleştirme/köleleştirme süreci
…
31 Mart Vakası (13 Nisan 1909),
27 Mayıs 1960 Darbesi,
12 Mart 1971 Muhtırası,
12 Eylül 1980 Darbesi,
28 Şubat 1997 (Postmodern Darbe),
27 Nisan e-Muhtırası,
Gezi İsyanı,
Kobani İsyanı,
15 Temmuz 2016 darbe ve işgal girişimi, … aslında,
Joe Biden’ın da dediği gibi, Türkiye’yi özgürleştirme girişimleriydi.
*
ABD Başkanı Joe Biden; 8 Kasım'daki kongre ara
seçimleri öncesinde, Kaliforniya'da düzenlenen Demokrat Parti etkinliğinde
yaptığı konuşmada, İran'daki gösterileri değerlendirdi.
Konuşması sırasında destekçilerinin cep
telefonlarını kaldırarak "Özgür İran" mesajı göstermesi üzerine
Biden, "Endişelenmeyin, İran'ı özgürleştireceğiz. Onlar çok yakında
kendilerini özgürleştirecek" dedi.
*
Joe Biden’ın sözlerine İran lideri İbrahim Reisi:
"Birkaç saat önce ABD Başkanı'nın belki de dikkati dağıldığı için bir
açıklama yaptığını öğrendim. 'İran'ı özgürleştirmeyi hedefliyoruz' dedi. İran,
43 yıl önce özgürleşti ve sizin esaretinize düşmemeye kararlıdır" diyerek
cevap verdi.
**
Sıra İran’da mı, Türkiye’de mi?
ABD, özellikle İslam dünyasını
özgürleştirmeye/köleleştirmeye çalışıyor.
BOP ve G-BOP ile önemli bir aşamaya da geldi.
Türkiye ve İran henüz bu plana dahil
edil(e))medi.
*
Özgürleştirmeden kastım, aslında
özgürleştirme adı altında köleleştirme.
ABD, İslam ülkelerini özgür/köle haline
getirerek, iç çatışmalarla bölüp parçalayarak, … İslam dünyasında kaos
oluşturarak, emperyalist emellerini devam ettirmeye çalışıyor.
*
Libya, Yemen, Irak, Suriye, … ABD’nin özgürleştirme
stratejisi doğrultusunda, iç karışıklarla yıllardır perişan oldu.
Şimdi sıra İran’da mı yoksa Türkiye’de mi?
ABD Yunanistan, Ege Adaları, Kıbrıs, Suriye
(PKK, …), Ermenistan, … üzerinden Türkiye’yi ablukaya almaya çalışıyor.
İran’da da Kürtler, Azeriler, … üzerinden bir
iç çatışmanın temellerini atmış durumda.
İran eğer Suriye gibi parçalanıp perişan
olursa, bunun Türkiye’ye yansımaları da çok kısa bir süre içerisinde
görülecektir.
*
Fars-Azeri ve Fars-Kürt çatışması
İran’ı karıştırmak için kullanılan kıvılcım
olan Mehsa Emini protestoları, 16 Eylül’de başladı.
Bir kıvılcım (Öcalan, Demirtaş, Bayık, … gibi
birinin ölümü ya da başka bir olay), çok önceden hazırlanmış olan süreci çok
hızlı bir şekilde harekete geçirir.
Türkiye’yi de böyle bir süreç bekliyor.
Bunun altyapısını hem içeriden hem dışarıdan
oluşturuyorlar.
İran’ı Türkler (Azeri) ve Kürtler üzerinden
karıştırıyorlar.
*
Mehsa Emini'nin memleketi Kürdistan Eyaleti başta
olmak üzere çok sayıda eyalette protestolar hala devam ediyor.
Fars-Azeri, Fars-Kürt çatışması artarsa,
İran’ın parçalanma sürecine girmesi an meselesi.
İran’ın parçalanması en çok Türkiye’yi
etkileyecektir.
İran’ın parçalanması Türkiye’yi, Suriye’nin
etkilediğinden daha çok etkileyecektir.
Rusya İran’a da yerleşecektir. Buna ÇİN’in de
İran’a yerleşmesini ekleyebiliriz.
Rusya ve ÇİN İran üzerinden Anadolu
Coğrafyası (Orta Doğu)’ında ABD ile direk sınır olur.
İran ABD-Rusya-ÇİN için mücadele alanı olur.
Bunun Türkiye’yi derinden etkilememesi ise
imkansız.
Hem ABD hem Rusya hem ÇİN aynı anda Anadolu
Coğrafyasında Orta Doğu’nun sınırlarına dahil olur.
ABD, Rusya, ÇİN yeni bir Yalta ile İslam
dünyasını aralarında paylaşır.
Orta Doğu, Orta Asya, Balkanlar, Kafkaslar, …
dünyanın en sorunlu alanları direk komşu olur.
3. Dünya savaşının çıkması da kaçınılmaz olur.
ABD Orta Asya’yı da Ortadoğulaştırmaya
çalışıyor.
Bir de bakmışsın Türk Cumhuriyetleri arasında
bile savaş çıkmış.
Orta Doğu’nun sınırlarına Ukrayna ve
Yunanistan’dan sonra Orta Asya üzerindeki karışıklıklarla Rusya ve Çin de
girebilir.
Orta Doğu’nun sınırları (Ukrayna, Yunanistan,
Rusya, Çin, Orta Asya, Balkanlar, Kafkaslar, …) genişliyor.
Bütün oyun Türkiye ve Kürtler üzerine
oynanıyor.
Bu oyunu BOP ve G-BOP projelerini bozduğumuz
gibi bozmalıyız.
*
Mesele Mehsa Emini ya da kadın hakları değil.
Mesele önceden altyapısı hazırlanmış bir
isyanın çıkması için kullanılan kıvılcımıdır.
CHP ile HDP (PKK) ya da herhangi bir parti
ile HDP (PKK) arasındaki seçim ittifaklarının Türkiye’yi götüreceği uçurum
budur.
Türkiye’de de Mehsa Emini gibi bir kıvılcım,
hiç tahmin etmediğimiz sonuçlar doğurabilir.
O zaman Joe Biden gibi biri çıkıp, “Endişelenmeyin,
Türkiye’yi özgürleştireceğiz.” diyebilir.
Türkiye merkezli büyük bir Kürt isyanının
hazırlıkları yapılıyor.
Bu oyunu bozmalıyız.
Bu oyunu bozacak olan da Kürtlerdir.
Aksi halde ne Türk kalır ne Kürt
Türkiye de Türkistan ve Kürdistan olarak en
az ikiye bölünür ve hepimiz perişan oluruz.
***
Selam Diplomasisi Stratejisi (STS)
Türkiye’nin Selam Diplomasi Stratejisi hemen
her konuda meyvelerini veriyor.
Türkiye’nin yumuşak gücü olan Selam (Barış/Pax/
Aşitî) Denge Stratejisi, Uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin önünü açıyor.
Türkiye, sözü dinlenen bir ülke haline
geliyor.
Bunun en son örneğini ‘tahıl koridoru’
sorununda gördük.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sorunu
yine diplomasiyle çözdü.
Türkiye’nin dış politikadaki ‘Selam
Stratejisi’ önemli sorunları çözmede anahtar rolünde.
*
Yunanistan ile sorunlarımızda yumuşak güç mü
sert güç mü?
Devletlerin milli menfaatlerini korumasının
temel kuralı, güçlü olmasıdır. Bu güç genel olarak ikiye ayrılabilir; hard
power (sert güç) /soft power (yumuşak güç). Yumuşak güç diplomasi ile
desteklenen çözümler, sert güç, askeri çözümlerdir.
Türkiye Azerbaycan-Ermenistan savaşında Selam
Diplomasi Stratejisi ile birlikte hem yumuşak gücünü hem sert gücünü kullandı.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların
büyüyeceği ve bir çatışmaya dönüşeceği görülmektedir.
Türkiye’nin, Azerbaycan-Ermenistan savaşında
olduğu gibi yumuşak gücünün yanında sert gücünü de kullanacağını tahmin etmekteyim.