Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2961.15
BIST 100
9669.05
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Aralık 2022

Jeremy Rifkin ve CHP'nin dönüşümü

WEF’in “büyük sıfırlamacı” ideologlarından biri olan Rifkin’in ekrandan CHP’lilere seslenmesini “millet bu teknolojiyi görsün istedik” şeklinde izah eden Kılıçdaroğlu, çoktan yazarlarımızın diline düştü bile.

Kimi dalga geçerek kimi de “acıklı bir hal” olarak bu sözleri köşelerine taşımaya başladı. Bu hamallık bir tarafa kimse Rifkin’i ve bağlı olduğu ideolojiyi derinlemesine işleme zahmetinde bulunmadı. Abdurrahman Dilipak hariç.

Dilipak, “Habervaktin’deki” köşesinde Rifkin üzerinden WEF’in hedeflerini ve CHP’nin geldiği noktayı anlaşılabilir bir dille kaleme aldı.

Yalnız şu bölüm dikkat çekici; “Siyasi yelpazede hangi fikri-ideolojiyi dönüştürmek istiyorsan oraya ait birilerini başa getireceksin. Dindarları dönüştürmek için dindarların içinden birilerini, solu dönüştürmek için solcuların içinden birilerini, Kemalistleri dönüştürmek için Kemalistlerin içinden birini iktidara taşıyacaksın.”

Belli ki küreselciler şimdi de Kemalizm’i dönüştürmeyi kafaya koydular.

Sen kalk yıllardır “Kahrolsun ABD” de, “kahrolsun emperyalizm” nutukları at, solcu devrimci sloganlarla bağımsızlık ideali güt sonra da Rifkin gibi dünyayı ve insanlığı topyekûn değiştirmeyi kafaya takmış bir avuç küresel elitin hedefi doğrultusunda kendine yeni bir yol haritası belirle!

Bu tespitimin sadece CHP için geçerli olmadığını ayrıca söylememe bilmem gerek var mı?

Üçüncü sanayi devrimi ekonomik vizyonunun baş mimarlarından biri olan Rifkin hakkında birkaç bilgi vereyim ki ne demek istediğim anlaşılsın.

Bu adam, Avrupa Komisyonu'na büyük sıfırlama konusunda danışmanlık yapmaktadır. Aynı zamanda Çin'in üçüncü sanayi devrimi vizyonunun da baş mimarlarından biridir.

2017 yılında kendisiyle yapılan bir röportajda şöyle diyor; “Yaklaşık 18 yıl önce(tarihe dikkat) AB'de ve dünyada yeni bir ekonomik vizyona ihtiyacımız olduğunu söyleyerek işe başladık. Hem ekonomiyi ileriye taşımak hem de iklim değişikliğini ele almak ve onu çok hızlı bir şekilde devreye sokmak için bir plana ihtiyacımız olduğu gördük. Bu oldukça büyük bir görev. Oldukça zorlu.”

Bay Rifkin, “zorlu” diyor ancak Covid döneminde de gördük ki işleri pek de öyle zor olmadı.

Diğer taraftan Rifkin, dostu Gates gibi kafayı hayvanlara takmış bir isim. The Guardian’da kaleme aldığı bir yazıda şöyle diyor.

Tüm dünyada yüz milyonlarca insan aç kalıyor çünkü ekilebilir arazinin çoğu insanlardan çok hayvanlar için yemlik tahıl yetiştirmek için kullanılıyor. Sığırlar en verimsiz yem dönüştürücüler arasındadır. “

Ayrıca “Gelişmekte olan dünyada, çiftlik hayvanlarına verilen tahılın payı 1950'den bu yana üçe katlandı ve şu anda üretilen toplam tahılın %21'ini aşıyor” diyerek de endişesini dile getiriyor!

Ve et yemekten kaynaklı kalp krizi, felç, diyabet, kanser gibi hastalıkların çoğaldığını dikkat çekerek insan ırkı için çeşitlendirilmiş, yüksek proteinli, vejetaryen bir diyetin teşvik edilmesi gerektiğini öneriyor.

Peki, bu kimin fikriydi? Ülkemizin medya organlarını takip ederseniz görürsünüz…

Jeremy Rifkin, gelecekte karbon sorunu çözmek için de özel sektör, sivil toplum ve hükümetlerden oluşan sağlam bir işbirliğine ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Yakın bir zamanda Gates liderliğindeki elitler, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme bağlamında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden 19 hükümetle birlikte çalışacak bir planlama yaptı.

Ülkeler, temiz enerji konusunda küresel inovasyonu gerçekleştirmeyi amaçlayan https://mission-innovation.net/ adlı bir bildiriyi de imza attı.

Bu, Paris Anlaşması hedeflerine ve net sıfıra giden bir yolun ilk sapağı. Şimdi bu ülkelere belli ki Türkiye de dâhil edilmek isteniyor. Demem o ki, mesele Kılıçdaroğlu’nun komik açıklamasından daha vahim.

Ülkedeki tüm partilerin WEF’in büyük sıfırlama politikaları doğrultusunda hareket etmeleri bekleniyor.