Jandarma Genel Komutanlığı'na ihbar!..
NE tuhaf değil mi, CHP milletvekili Mahmut Tanal, hakaretler ettiği Jandarma’yı kovalıyor, ben Jandarma’yı bekliyorum!..
Konu ne mi?
Anlatayım.
Öncesinde bu Tanal Olayı ve “güvenlik” hakkında
birkaç satır.
Sonrasında, ailece ölümün kıyısından dönüşümüz ve “Neyse
ki maddi zararla kurtulduk, Rabbim’e şükürler olsun cana bir şey gelmedi”
deyişimiz…
Bakın, memleketin yollarında, caddelerinde kimler kol
geziyor!..
Ve ben niçin Jandarma Genel Komutanlığı’na sesleniyorum!
CHP’li Mahmut Tanal’ın hakaretler ettiği Jandarma’yı bir de
önüne katıp kovalaması hepimizi çok üzdü, şok etti.
Tanal’a tepkiler, tepkiler…
Memleketin hassas evlâtları neler dedi, neler!
Orada birçok polis, jandarma var…
Belli ki, bir vekile usulünce de olsa müdahale ettikleri
takdirde, bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmaktan endişe ediyorlar.
Etmeseler, en azından çembere almak suretiyle, engel
olabilirlerdi Tanal’a.
AK Parti zihniyet dünyası, özellikle sosyal medyada çok etkili.
Ortalığı ayağa kaldırmakta ve psikolojik baskı ortamı
oluşturmakta çok mahirler.
Tanal’dan kaçan Jandarma görüntüsü milyonlarca vatan evlâdı
gibi beni de çok rahatsız etti ama ortadaki durumu tamamen “Jandarma’ya”
bağlamak da doğru olmaz.
Bir hava var memlekette, çok tehlikeli bir hava.
Bazı polis memurları ile, “müdahalelerin yeterli olup
olmadığı” üzerine lâfladığımız oluyor.
“Suç işlemiş şahsı alıp savcılığa sevk ediyoruz..
Bir bakmışsınız, o şahıs kısa bir süre sonra elini kolunu
sallayarak etrafta geziyor!” şikâyetini siz de işitmişsinizdir.
Birine toplu halde saldırarak ağız, burun, kafa kıran
kişilerin “adli kontrol şartı ile serbest bırakıldıklarını” hemen her
gün televizyon haberlerinden öğreniyoruz.
Esenyurt’taki tekel bayiinde meydana gelen korkunç katliama
tepki gösterenlerin yorumlarına baktım, kahir ekseriyet katillerin beş altı
sene sonra aramıza karışacakları görüşünde.
Memlekette, hainlerin, katillerin, sapıkların hak
ettiklerini bulacaklarına inananların oranı maalesef yüksek değil.
Bu durumun önüne geçilmesi için, İslam’daki “kısas”
hükmünün uygulanmasını talep edenler var.
Laiklik engel.
İdam derseniz…
O konuda da muhtelif görüşler var.
Kimileri, saçma sapan bir gerekçeyle “çağdaşlığa aykırı
olur” diyerek karşı çıkıyor…
Kimileri de…
Bambaşka bir gerekçeyle, “endişe” dile getiriyor:
“Ya günün birinde idam cezası, tarihte birçok kez olduğu
gibi suçlulara değil de, masumlara uygulanırsa!”
Türkiye, ekonomideki sıkıntıların da etkisiyle, sokaklarının
gittikçe daha güvensiz hale geldiği bir ülke oluyor ne yazık ki…
Sokaklarının ve caddelerinin…
Bakınız, İçişleri Bakanlığı’nın, Jandarma Genel
Komutanlığı’nın ilgisine arz edeyim bir “cadde” olayını.
Geçtiğimiz günlerde Kastamonu’daydık.
Ankara’ya dönüş yolunda, ben, eşim, kızım, torunum ve dünür
hanımefendi…
27 Temmuz’u 28 Temmuz’a bağlayan gece.
Akşam 22 civarı.
Otogaz takviyesi yapmak üzere, Gerede Ankara otoyolundaki
Allar Petrol’e girdik.
Gazı aldıktan sonra, çıkış yaparken, siyah kartal
otomobilden fırlayan, beyaz takkeli adam, önümüze atladı.
Gayri ihtiyari direksiyonu kırdım.
Benzinlikten çıkış yapan tır, az daha bizi altına alıyordu!
Bizim araca yandan çarptı, biraz da sürükledi.
Allah korudu, cana bir şey gelmedi.
O halde çoluk, çoluk…
İndik, o siyah kartallı herif kaçmış!
Sonradan aklıma geldi:
Yolda gözüme takılan bir Siyah Kartal otomobil vardı.
Beni bir geçiyor, bir arkamda kalıyordu.
Işıkları da ya yanmıyordu ya da çok az yanıyordu.
Arka camında “K.Atatürk” imzası vardı.
Benzincide kaza yapmama sebebiyet veren de bu arabaydı. Biz
o haldeyiz.
Biraz sonra trafik polisi geldi, tutanağını tuttu.
Onlara, “Burada biri vardı, kazaya sebebiyet veren!”
dedim.
Orası Jandarma Bölgesi imiş…
Trafik, Jandarma’ya bildirdi.
Bana, ekibin biraz sonra geleceği söylendi.
Bekle bekle gelmez.
O sırada benzin istasyonundakilerle konuştuk…
Buralara birileri dadanmış, benzinliklerde yol kesip para
topluyorlarmış.
“Benzinim bitti, yolda kaldım” diyerek…
Para vermezseniz baskıyı gittikçe arttırarak!
Dediklerine göre bana da öylesi denk gelmiş!..
Söylenenler doğruysa (ki sosyal medyadan o civarlarda böyle
işler yapan başka tiplerle karşılaştıklarını bildirenler oldu) kapsamlı bir
operasyon şart demektir!
Neyse…
Benzincide Jandarma bekleyişimizle devam edelim:
Aradan epeyce vakit geçti, 7 kilometrelik mesafeden Jandarma
gelmedi.
Aradım, “Ekip başka olaya gitti, bekleyin” dediler.
İşi ne zaman biterse o zaman gelirmiş…
Ne zaman geleceği de belli olmazmış.
O halde, çoluk çocuk tır altında kalmaktan kurtulmuş, korku,
titreme… Daha ne kadar beklersin, “Konu Ankara’ya kalsın!” diye ayrıldık
oradan. Yaşadıklarımızı sosyal medyadan duyurduk.
İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı sosyal
medya adreslerini de etiketledik.
İşte böyle:
CHP vekili Jandarma kovalıyor, ben Jandarma bekliyorum!..