Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Şubat 2024

İzmir'den Seçmenine Açık Mektup…

Perişan halde ama gerçek manada güzelliğe, hizmete kavuşma ümidini kaybetmemiş; yeniden hayata sağlam bir şekilde tutunma arzusu bulunan İzmir’den seçmenine açık mektuptur… Namı: “Güzel İzmir” hakikatte ise büyük bir köy olan ve çeyrek asrı geçen bir zamanda hizmetsiz kalmış İzmir’den son bir: Elimden tutun! Çığlığıdır…

Dibi köşesi moloz yığınlı, yolları ise bir turlu kaymak gibi asfalta kavuşamamış İzmir’den; çukurları bol Doğanlar’dan, Çiğli’den, Bayraklı ve Buca’dan, idrar kokulu Alsansak sokaklarından, çöp dolu kıyılarından, atık şişelerin asaletini bozduğu Kordon’dan mektup var… Atıl kalmış İki çeşmelik sokakları ve bahtı kara Kemeraltı’ndan, Devamlı otobüsü bulunmayan Çiğli / Şirinevler Sitesinden mektup var… Aktarmalı otobüslerin zamanında aktaramadığı yolcularından, yazın mikrodalga fırını duraklarından, lağım kokulu körfez ve kıyılarından, her gün kusursuz temizlenmeyen sokaklardan, caddelerden, kısaca: Perişan, sahipsiz kalmış yeterince parkı, tatlı düşüncelere daldıracak yeşil ve çiçekli alanları bulunmayan her yerinden mektup var…

İzmir’in sevdaya ihtiyacı var! İzmir’in hizmet aşkı bulunan bir başkana ihtiyacı var! İzmir’in heykelden daha çok yerli ve milli sanatçısına sahip çıkılmasına ihtiyacı var! Kültürün ve bilimin el üstünde tutulmasına; konser verilecekse, bize ait ve bizim yüreğimizden çıkan, bizim kendi nağmelerimize ihtiyacı var! Yirmi dört saat açık ama ilim irfan sahibi edecek, ecdada ve şehitlerimize minnet duygusu yaşatacak eserlerin bulunduğu kütüphanelere ihtiyaç var! Kısaca: İdeolojiye esir olmadan, kimin elinden hizmet çıkacaksa ve hangi parti yaptığı hizmetlerle memleketin çehresini 22 yılda değiştirmiş ise o partinin başkan adayının elinin tutulmaya ihtiyaç var! Ve bir gün, bu şehre gelenler, hayranlıkla: İzmir’e ne olmuş böyle? Ölü toprağını atmış! Muhteşem projelerle, yatırımlarla şahlanmış ve köy değil; medeni ve irfan sahibi bir kent olmuş dedirten hizmet aşkıyla dağ gibi yürekli başkana ihtiyaç var…

İnsan sadece mideden ibaret değildir ki; kalbi var, duyguları var... Bunları da yaşatacak: Huzur ve güzel düşünceler sahibi edecek ve adaletsizlik düşüncesini kafaya sokmayacak herkese eşit hizmetin sunulmasıyla olur... İdeoloji, taraftarını kollamayacak, kapı açmayacak! Seçilenler, ihtiyaç sahibi ve liyakat sahibine buyur diyecekler ve kapısı hep açık olacak… Bir şehrin tamamını ancak yapılan hizmetler mutlu eder! İdeoloji ise sadece bir kesimi mahrum bırakır…

Şehirleri öldüren; insanları hizmetsiz bırakan kör ideolojilerdir… Milletten toplanan vergiler şehrin insanına hizmet olarak geri dönmüyor sadece yandaş kayırılıyor ve kendi ihtirasları doyuruluyor ise şehirler ölüme terk edilmiş olur. Ölü şehirler de insanları mutsuz eder; hayattan beklentilerini imha eder... Yaşayan ve tertemiz şehirler en başta huzur inşa eder.

Çağdaş insanlar, azıcık mürekkep yalamış, arada sırada vicdanını en azından rölantide çalıştırmış insanlar, şehrin alt yapısına, üst yapısına; ulaşımda ki rahatlığına oy verirler… Şuurlu insanlar, şehrin elinden tutacak; trafik karmaşasına son verecek, ağzı burnu akan sokak ve caddelere son verecek; şehre ve insanlarına sevdası olana oy verirler… Bilinçli, medeni insanlar, gazoz kapağına oy vermezler; sevdasını şehre kapak yapacak ve o kapağın altında akılcı hizmetleri fokurdatacak ve de şehrin hayati fonksiyonlarını takibe alacak birine oy verirler… Cumhuriyete ve özgürlüğe sahip çıkanlar, tuvalet terliğine, oduna – kütüğe oy vermezler; bütün bir şehri herkese özgür kılacak, havasını solunur kılacak, bir başkasının özgürlüğünü kendi özgürlüğüne sınır yapacak, herkesi, şehrin sokaklarını, caddelerini; bu benim şehrim gururuyla dolaştıracak olana oy verirler… Kendine ve gelecek nesillere kötülük yapmak istemeyenler, kör eden ideolojiyle hareket etmezler. Şehirde ve beldede, kendi kültürümüzü, kendi kimliğimizi ortaya koyacak; kütüphaneleriyle gençliği ve talebeleri entelektüel bilgi birikimi sahibi yaptıracak olana oy verirler… Gazoz kapağına değil; her seçmene başkan olacak, başkan olduğunu da hissettirecek, en yakındaki ve en uzaktaki gerçek mağduru bulup elinden tutacak ve sen de bu şehrin bir ferdisin sahipsiz değilsin güvenini yaşatacak; yandaş kayırmayacak olana oy verirler… Şehrini seven, çocuklarına yaşanır bir şehir bırakmak isteyen, ideoloji sallantısı ve reklamıyla gaz birikimi yapmış, açtığında bir defaya mahsus foslamış, kabarmış sonra ne gazı ne de lezzeti kalmış gazozun o kapağına asla oy vermezler!

Son Söz: CHP iş yapmamakla kendi seçmenini öyle bir hipnoz etmiş ki; kazanmış ve projelerini uygulamaya almış ve muhteşem çalışmalara imza atmış devleti idare edenleri ve belediye başkanlarını hor gördürmüş... CHP, yerliliği esas alanları ve üretenleri, dev projelere imza atanları en basit ifade ile irtica gibi görmüş, ne gerek var diye basite indirmiş ama hizmet görmeyince de herkesten çokkk…