İzmir'den Seçmenine Açık Mektup…
Perişan halde ama gerçek manada güzelliğe, hizmete kavuşma ümidini kaybetmemiş; yeniden hayata sağlam bir şekilde tutunma arzusu bulunan İzmir’den seçmenine açık mektuptur… Namı: “Güzel İzmir” hakikatte ise büyük bir köy olan ve çeyrek asrı geçen bir zamanda hizmetsiz kalmış İzmir’den son bir: Elimden tutun! Çığlığıdır…
Dibi
köşesi moloz yığınlı, yolları ise bir turlu kaymak gibi asfalta kavuşamamış
İzmir’den; çukurları bol Doğanlar’dan, Çiğli’den, Bayraklı ve Buca’dan, idrar
kokulu Alsansak sokaklarından, çöp dolu kıyılarından, atık şişelerin asaletini
bozduğu Kordon’dan mektup var… Atıl kalmış İki çeşmelik sokakları ve bahtı kara
Kemeraltı’ndan, Devamlı otobüsü bulunmayan Çiğli / Şirinevler Sitesinden mektup
var… Aktarmalı otobüslerin zamanında aktaramadığı yolcularından, yazın
mikrodalga fırını duraklarından, lağım kokulu körfez ve kıyılarından, her gün
kusursuz temizlenmeyen sokaklardan, caddelerden, kısaca: Perişan, sahipsiz
kalmış yeterince parkı, tatlı düşüncelere daldıracak yeşil ve çiçekli alanları
bulunmayan her yerinden mektup var…
İzmir’in sevdaya ihtiyacı var!
İzmir’in hizmet aşkı bulunan bir başkana ihtiyacı var! İzmir’in heykelden daha çok yerli ve milli
sanatçısına sahip çıkılmasına ihtiyacı var! Kültürün ve bilimin el üstünde
tutulmasına; konser verilecekse, bize ait ve bizim yüreğimizden çıkan, bizim
kendi nağmelerimize ihtiyacı var! Yirmi dört saat açık ama ilim irfan sahibi
edecek, ecdada ve şehitlerimize minnet duygusu yaşatacak eserlerin bulunduğu
kütüphanelere ihtiyaç var! Kısaca: İdeolojiye
esir olmadan, kimin elinden hizmet çıkacaksa ve hangi parti yaptığı hizmetlerle
memleketin çehresini 22 yılda değiştirmiş ise o partinin başkan adayının elinin
tutulmaya ihtiyaç var! Ve bir gün, bu şehre gelenler, hayranlıkla: İzmir’e
ne olmuş böyle? Ölü toprağını atmış! Muhteşem projelerle, yatırımlarla
şahlanmış ve köy değil; medeni ve irfan sahibi bir kent olmuş dedirten hizmet
aşkıyla dağ gibi yürekli başkana ihtiyaç var…
İnsan sadece mideden ibaret değildir
ki; kalbi var, duyguları var... Bunları da yaşatacak: Huzur ve güzel düşünceler
sahibi edecek ve adaletsizlik düşüncesini kafaya sokmayacak herkese eşit
hizmetin sunulmasıyla olur...
İdeoloji, taraftarını kollamayacak, kapı açmayacak! Seçilenler, ihtiyaç sahibi
ve liyakat sahibine buyur diyecekler ve kapısı hep açık olacak… Bir şehrin tamamını ancak yapılan hizmetler
mutlu eder! İdeoloji ise sadece bir kesimi mahrum bırakır…
Şehirleri
öldüren; insanları hizmetsiz bırakan kör ideolojilerdir… Milletten toplanan
vergiler şehrin insanına hizmet olarak geri dönmüyor sadece yandaş kayırılıyor
ve kendi ihtirasları doyuruluyor ise şehirler ölüme terk edilmiş olur. Ölü
şehirler de insanları mutsuz eder; hayattan beklentilerini imha eder... Yaşayan
ve tertemiz şehirler en başta huzur inşa eder.
Çağdaş
insanlar, azıcık mürekkep yalamış, arada sırada vicdanını en azından rölantide
çalıştırmış insanlar, şehrin alt yapısına, üst yapısına; ulaşımda ki
rahatlığına oy verirler… Şuurlu insanlar, şehrin elinden tutacak; trafik
karmaşasına son verecek, ağzı burnu akan sokak ve caddelere son verecek; şehre
ve insanlarına sevdası olana oy verirler… Bilinçli, medeni insanlar, gazoz
kapağına oy vermezler; sevdasını şehre kapak yapacak ve o kapağın altında
akılcı hizmetleri fokurdatacak ve de şehrin hayati fonksiyonlarını takibe
alacak birine oy verirler… Cumhuriyete
ve özgürlüğe sahip çıkanlar, tuvalet terliğine, oduna – kütüğe oy vermezler;
bütün bir şehri herkese özgür kılacak, havasını solunur kılacak, bir başkasının
özgürlüğünü kendi özgürlüğüne sınır yapacak, herkesi, şehrin sokaklarını,
caddelerini; bu benim şehrim gururuyla dolaştıracak olana oy verirler…
Kendine ve gelecek nesillere kötülük yapmak istemeyenler, kör eden ideolojiyle
hareket etmezler. Şehirde ve beldede, kendi kültürümüzü, kendi kimliğimizi
ortaya koyacak; kütüphaneleriyle gençliği ve talebeleri entelektüel bilgi
birikimi sahibi yaptıracak olana oy verirler… Gazoz kapağına değil; her seçmene başkan olacak, başkan olduğunu da
hissettirecek, en yakındaki ve en uzaktaki gerçek mağduru bulup elinden tutacak
ve sen de bu şehrin bir ferdisin sahipsiz değilsin güvenini yaşatacak; yandaş
kayırmayacak olana oy verirler… Şehrini seven, çocuklarına yaşanır bir şehir
bırakmak isteyen, ideoloji sallantısı ve reklamıyla gaz birikimi yapmış,
açtığında bir defaya mahsus foslamış, kabarmış sonra ne gazı ne de lezzeti
kalmış gazozun o kapağına asla oy vermezler!
Son
Söz: CHP iş yapmamakla kendi seçmenini
öyle bir hipnoz etmiş ki; kazanmış ve projelerini uygulamaya almış ve muhteşem
çalışmalara imza atmış devleti idare edenleri ve belediye başkanlarını hor
gördürmüş... CHP, yerliliği esas alanları ve üretenleri, dev projelere imza
atanları en basit ifade ile irtica gibi görmüş, ne gerek var diye basite
indirmiş ama hizmet görmeyince de herkesten çokkk…