İzmir'de bir delikanlı!..
Ak Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Birinci Sıra Milletvekili Adayı Eyüp Kadir İnan’ın seçim çalışması sırasında yaşananlar gözünüzden kaçmamıştır.
Kendilerine “Kemalist” diyen bir grup, büyük nezâketle
yanlarına gelen İnan’ı Atatürk posterleriyle ve olmadık lâflarla protesto
ediyor.
Garip sesler
çıkartan, kin ve nefret duygularının kendilerinden geçirdiği bir grup…
Genç Aaday,
gayet sâkin.
Yine nezâketle,
bir soru yöneltiyor Kemalist, Atatürkçü, Çağdaş ve de CHP’li olduklarını iddia
eden fanatik kardeşlerine:
“CHP’nin İzmir birinci sıra adayı
kim?”
*
Oradakilerin
CHP’nin İzmir Birinci Sıra Adayı’nın kim olduğunu bilip bilmedikleri belirsiz.
Büyük
ihtimalle biliyorlardır da, soruya cevap vermek işlerine gelmemiştir.
Malûm,
CHP’nin İzmir Birinci Sıra Adayı, “Kemalizm
ırkçılığa yatkın” diyen kişi!..
*
“CHP’nin İzmir birinci sıra adayı
kim?”
Protestocuların,
bu “can alıcı” soruyu bastırabilmek için ne dediklerini gördünüz mü?
“Bize ne, biz AKP’ye karşıyız, biz
Atatürkçüyüz!”
*
Soru ne?
“CHP’nin İzmir Birinci Sıra Adayı
kim?”
Cevap:
“Bize ne, biz AKP’ye karşıyız, biz
Atatürkçüyüz!”
Alâkaya
maydanoz!
*
Biat kültürü
dedikleri bu olsa gerek.
“Seyyid, Hacı ve de Mücahit
Kılıçdaroğlu”
listenin başına kimi koyarsa koysun…
Ölü yıkayıcı
elindeki ölü gibi…
“Orası bizi ilgilendirmez!..
Kemal Bey onu oraya koymuşsa mutlaka
bir bildiği vardır.”
*
Bir “HDP”li, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atanlara…
“İt sürüsü” diyerek hakaret etmişti malûm…
O
günlerde biz, “Yok artık, bu kadar da olmaz! Bir kitlenin inancına böyle saldırılmaz!”
diyerek tepki göstermiştik de…
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diye bağıranlardan tepki gelmemişti!
Hopsss!..
Bana değil,
size hakaret ediyor, size!
Ben sessiz
kalmıyorum, sizin hakkınızı savunuyorum da sizin sessizliğiniz niye?
Açık ve de
seçik olarak görünen:
Kendilerine
Kemalist diyenlerden bazıları, Atatürk’e ve onun askeri olduklarını haykıranlara
hakaret edilmesini pek de kafaya takmıyor...
Israrla ve
inanla Anıtkabir’e gitmeyerek Atatürk’ü protesto eden HDP’lilerle kolkola
olmaktan da rahatsızlık duymuyor...
“Erdoğan’ı devirmek için şeytanla
bile işbirliği yaparız!” diyenler olmuştu ya…
Sürekli
olarak sorguladığı için "her iki
taraftaki fanatiklerin" kızdığı bendenizin dünyasına çok uzak haller
bunlar!..
*
Ak Parti İzmir Birinci Sıra Adayı Eyüp Kadir
İnan’ın karşı karşıya kaldığı “çirkin” tavırları masaya yatırmak, bunlar
üzerinden “ruh tahlili” yapmak, inanç
sorgulamasına girişmek değil elbette niyetim.
Sonuçta o
gençler de bizim gençlerimiz.
Onların
beğenmediğimiz hallerde olmaları, aslında bizim kabahatimiz!
*
Esas
üzerinde durmak istediğim:
Genç
siyasetçi İnan’ın güzel tavrı, karşı tarafı “akıl dolu” sorusuyla düşünmeye zorlaması…
“Birahaneye gel!” teklifine…
“İçmem ama sizle oturur sohbet ederim!” diyerek karşılık vermesi..
Onca tahrike
rağmen, sâkin kalabilmesi…
Medenî
cesareti…
“AK Partiliye Ak Parti propagandası yapmayı”
marifet sayan bazı teşkilât mensuplarına,
“Bu iş böyle yapılır!” dersini vermesi…
Bunlar çok
önemli.
Bendeniz Ak
Parti Teşkilâtı’nın bazı ev toplantılarına “gözlemci” sıfatıyla katıldım.
Birileri, “Recep Tayyip Erdoğan güzellemelerini”
öne çıkartarak bir şeyler söylüyor…
Evlerde
toplananlara bir şeyler anlatıyor.
Bir
bakıyoruz ki, oradakiler zaten Ak Parti seçmeni!
Birkaç kere “Arkadaşlar, bunları faaliyet diye listeye
ekliyorsunuz, güzel yapıyorsunuz da…
Bunlar zaten sizin seçmeniniz.
Yapmanız gereken, Erdoğan
karşıtlarına ulaşmak…
Onların tepkileriyle karşılaşmayı göz
önüne alarak, doğru bildiklerinizi anlatmaya çalışmak…
İkna etmeye çalışmak, değil mi?” dediysem de…
Baktım ki,
hoşlarına gitmiyor…
Baktım ki, keyiflerini
kaçırır pozisyona düşüyorum, ilgimi alâkamı kestim.
*
Sol medyadan
“muhafazakâr medya”ya geçtiğimde, “buradakilerin” genellikle “kapalı devre” habercilik yaptıklarını
görmüştüm.
Salt “kendi adamlarından” görüş alarak idare
ediyorlardı işi.
Ben daha
çok, çalıştığım medya organlarının dünya görüşlerine muhalif olanlara gittim.
Onların
bakış açılarını, çelişkilerini yansıtırdım.
Benim böyle
yaptığımı gören o zamanki patronum Rahmetli Mustafa Karahasanoğlu Ağabey de,
“Sendeki medeni cesareti çok takdir
ediyorum.
Bizim kesimde, uzun yıllar boyunca
Kemalist zihniyet tarafından ezildikleri, ikinci sınıf insanlar olarak
görüldükleri, her yerde hakarete uğradıkları için medenî cesaret sıkıntısı var!” derdi.
Allah rahmet
eylesin.
*
İzmir’de,
dâvâsından ve kendisinden emin halleriyle, “fanatik kardeşlerimize” ders veren Ak Parti Gençlik Kolları Genel
Başkanı ve İzmir Milletvekili Adayı Eyüp
Kadir İnan’ı tanımam.
Twitter
hesabıma baktım; takip ettiklerim arasında da, beni takip edenler arasında da
değil.
Kendisi
hakkında bir araştırma da yapmadım.
Normaldir, yeni
nesilden;
28 Şubat günlerini de, o günlerde verilen
mücadeleleri de pek bilmiyor olabilir.
Allah ömür
verirse, eksiklerini zaman içinde tamamlayabilir.
Ben video üzerinden değerlendirmede bulunuyor ve
bu genç kardeşimizin duruşunu takdir ettiğimi belirtiyorum.
Sinirlenmeden,
tahriklere kapılmadan…
Konuya hâkim
olmanın rahatlığı ile farklı kesimlere de hitap edebilecek insanlara, medeni
cesarete sahip gençlere ziyâdesiyle ihtiyaç var bu toplumda.
Bu bir…
Bir de…
Şunu tekrar
belirtmiş olayım:
Genç
siyasetçiye tepki gösteren, çok çirkin tavırlar ortaya koyan gençlere kızmaya
da hakkımızın olmadığını düşünüyorum.
Onlar,
kendilerine ne verildiyse, verilebildiyse onu yansıtıyorlar bize…
“Ne ektiysen onu biçersin!” meselesi…
“Eğitim ve kültür alanlarında maalesef yeterince
başarılı olamadık.
Siyasal iktidarımız var ama kültürel
iktidar noktasında sıkıntı çekiyoruz!” diyorsanız, karşınızdaki tabloya da şaşırmayacaksınız!
Kızmayacak,
hayıflanmayacaksınız!
*
Velhâsıl kelâm:
“Medeni cesaret sahibi” bütün gençlere selâm!