İzahata değil neticeye ihtiyaç var
Kim ne derse desin Atatürk Havaalanı saldırısının hiçbir gerekçeli açıklaması yoktur. Hiçbir gerekçe insanımızın masum ve mazlum şekilde işine, memleketine, annesine babasına, oğluna kızına akraba ve taallukuna, hatta dost ve arkadaşına kavuşmak için çıktığı yolda beklediği bir yerde göz göre göre ölümünü, şehit olmasını açıklayamaz.
Bu konuda dünyanın en mantıklı izahatları yalandır. Kimse kimseyi kandırmasın. Olayları izahatla açıklamaya çalışsan kim varsa vazifesini yapmamaktadır. Derhal gereği yapılmalıdır. Çünkü netice ortadadır.
Atatürk Havalanın da, Kızılay'da, Gar'da, Sur'da Cizre'de Nusaybin'de Şırnak'ta Sultanahmet'te patlayan bombalar yapılan saldırılarda benim oğlum, benim kızım, benim babam, benim anam, benim teyzem dayım, amcam yengem, halam öldü. Ben öldüm. Ölenler biziz.
Bu izahatları yapanlar yüzlerce ocağa düşen ateşi hissetmiyorlarsa binlerce yaralının acısını duymuyorlarsa, şehit olanları, yaralananları oğlu-kızı, anası-babası gibi bilmiyorlarsa neyi çözecekler.
Ankara kulislerinde duyuyorum. Önüne gelen makamlara mevkilere oturmak için, rant kaynaklarını eline almak için en iyi çözüm yolu olarak kendilerini pazarlıyorlar. Göreve geldikten sonra değişen bir şey var mı? Hayır. Ne var? Geldikleri makamların imkanlarını kullananlar değişiyor. Çözüm ise başka bir bahara kalıyor.
Ama devlet denilen mekanizma içinde görevli yetkililerin sırça köşklerde oturup 'terörle mücadele ediyoruz' safsatasından bıktık. Terör mağduriyetinin bütün imkanlarından faydalanıp kendilerini güvene almanın dışında başka bir şey yapmayanlardan kurtulmadıkça teröre çare bulamayız. Çünkü şu an asıl terör, terör uzmanı olarak geçinenlerdir. Hiçbir ülkeyi ve istihbarat örgütünü suçlamak birilerinin vazife yapmasını sağlamıyor.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, İçişleri Bakanı Efgan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, İçişleri Müsteşarı Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Galip MENDİ, Emniyet Genel Müdürü Celalettin LEKESİZ, İstanbul Valisi Vasip ŞAHİN, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa ÇALIŞKAN, MİT İstanbul Bölge Başkanı içiniz rahat mı? Vazifelerinizi yaptığınıza inanıyor musunuz? Bu tedbirleri sizler almanız gerek mi yor mu?
Yarın Ankara'nın ortasında teröristler kurtarılmış bölge ilan edip çatışma yaşanırsa ne yapacaksınız? Yine gerekçeli izahatların arkasına mı sığınacaksınız?
Ne olacak sonuçta fatura her seferinde Başbakanlara, Cumhurbaşkanlarına çıkıyor. Siyasilere çıkıyor. Sizler fatura ödemede muhatap değilsiniz çünkü. Davul başkasının boynunda. Siz sadece tokmak vurursunuz.
Toplumda konuşulanlara bizim ev halkından biri " Kaç tane patlama oldu. İnsan bir defa vicdan azabı duyarda patlamaları engelleyemediği için istifa eder. Senin görevin bunları engellemek. Engelleyemiyorsan bırak git. Bunun için para almıyor musun? Neden para alıyorsun. Bir yılda 17 patlama oluyor. Engelleyemiyorsun. Güvenliği sağlamak için görevli hiç kimse vicdan azabı çekip istifa etmedi." şeklinde tercüman oluyor.
Güneydoğu'da neler oluyor
Yazmasam vicdan azabından ölürüm. Bir tek şehidin dahi gelmesine tahammülümüz yok. Ama Güneydoğu'da neler oluyor sorusunu sormak zorundayım. Bir dostum uyardı. Cizre'de Nusaybin'de Silopi'de terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin kullandıklar ağır silahlara neden vurucu gücü yüksek mermi ve mühimmat kısıtlamasına gidiliyor? Bundan yetkililerin haberi var mı? Verdiğiniz mühimmat teröristin arkasında saklandığı beton bloğu parçalamaktan uzak. Patlayıcı gücü azaltılmış mühimmatın ne işi var? Bu durumdan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'nın haberi var mı?
Son dönemde keskin nişancıların hedefinde ki güvenlik güçlerimiz şehit oluyor. Keskin nişancıların olduğu binalar neden tahrip edilmiyor?
Memlekette 12 Eylül öncesi olgunlaşması için beklenen bir ortam mı oluşturulmak isteniyor?
Cuma'nın hayrı, Ramazan'ın bereketi üzerine olsun