İYİLİKLERİNİZLE KÖTÜLÜKLERİNİZİ ÖRTÜNÜZ
İmam Malik'den:
u2013 Doğruluk ve dürüstlük üzere yaşayın. Dosdoğru olmayı tam başaramayabilirsiniz. O halde salih ameller işleyiniz.
(Muvatta, Taharet 36)
* * *
İnsan, tüm gücünü ve iradesini doğruluktan ve dürüstlükten yana kullanmalıdır. Eksik ve noksan kalan yanlarını da, güzel ve hayırlı ameller işleyerek kapamalı; kusurlarını iyilik işleyerek affettirmelidir.
Doğruluk ve dürüstlükten milim bile şaşmadan yaşamak, hiç yanlış yapmamak, hatalı davranmamak elbette bir mü'min için en ideal yaşam şeklidir. Ancak hayır ve şerrin içiçe olduğu dünya hayatında bu ideale ulaşmak, hak ile batılın birbirinden bütünüyle ayrılmasını sağlamak imtihan sırrına aykırı bir haldir.
O halde, insan yaşadığı sürece hayatında hak ile batıl, hayır ile şerr, eğri ile doğru çatışması; yer yer birinin diğerine galebesi söz konusu olacaktır... Hak ile batılın tam ayrılma ve ayrışma yeri, bu dünya hayatı değil, ahiret alemidir.
Madem insan her ne kadar doğruluk ekseninde yaşamak, dürüstlük çizgisinden ayrılmamak istese bile, zaman zaman kırılmalar olacak, çizgiden sapmalar yaşanacaktır; o halde mühim olan, yanlış ve hata yapıldığı zaman o yanlış ve hataların hemen telafisine gidilmesidir. İşlenen kötülüklerin silinmesi veya affı yönünde tedbirlerin alınmasıdır.
İşte hadiste, bu konuda insanlara büyük bir kolaylık ortaya konmakta; işlenen hataların telafisinde gerçekçi ve ümit verici bir yol gösterilmektedir.
O yol da, insanın işlediği hatalarına karşılık, iyiliklerini artırma cihetine gitmesi; salih amellerini çoğaltarak günahlarını sildirme ve affettirmeye çalışmasıdır.
Nitekim Peygamberimiz, bir hadislerinde, "yaptığın bir kötülüğün ardından hemen br iyilik yap ki, o iyilik o kötülüğü yok etsin." buyurmaktadır.
Demek insan, hata, kusur, yanlış, günah işlemekten bütünüyle arındırılamasa bile; iyiliklerini, sevaplarını çoğaltarak kötülüklerini örtmekten, silmekten, yoketmekten de engellenemez. Allah, kuluna merhameten bu telafi yolunu ona göstermiş; saptığı doğruluk çizgisine tekrar geri dönme şansını ona tanımıştır.
İnsan kendini sıfır günahlı hale getirmese bile; sevapları, günahlarını aşan, iyilikleri kötülüklerini geçen bir hali her zaman kazanabilir. Allah da haşirde, amel tartısında, kulunun iyiliklerinin kötülüklerine ağır gelmesi ile onun kurtuluş fermanını vereceği rivayetlerden anlaşılmaktadır.
