İyilik yardım niçin
İnsan bu dünyaya imtihan için
gelmiştir. İmtihan gereği iyilik ve kötülük, hayır ve şer, hak ve batıl, iyiler
ve kötüler hep olmuş ve kıyamete kadar da var olacaktır. Doğal olarak; hakkın,
hayrın, iyiliğin yanında ve iyilerin safında olanlar imtihanı kazanacak. Karşı
cenah ise imtihanı kaybedeceklerdir. Şer cephesindeki kötüler velev ki, bu
dünyada bazı mevziler kazansa, sureta kazanmış gibi görünseler de onlar, ebedi
alemde kesinlikle kaybedecekler.
Ülkemiz tüm dünyanın dört gözle
gözetlediği bir seçimi daha alnının akıyla geride bıraktı derken, havayı
bulandıran farklı bir gelişme yaşandı. Deprem bölgesinde Cumhur İttifakı’nın
oyları önde çıkınca karşı cenahtan kendini bilmez kimi zavallıların hakaretin
de ötesinde sarf ettikleri sözler… Bu tavrı sergileyecek kadar cahil ve zavallı
olan insanlar gerçekten depremzedelere iyilik yapmışlar mıdır? Bunu ancak Allah
(cc) bilir. Ancak anlaşılan bu zavallılar, iyilik ruhundan mahrum kimselerdir.
Şimdi gelin Kur'an-ı Kerim'in
1450 yıl öteden ferman buyurduğu iyilik manifestosuna kulak verelim. Bu
ayetler, iyilik ve yardımlaşmaya dair onlarca ayetten sadece bir kaçıdır. Şunu
da ekleyelim ki, Kur'an'ı Kerim’de bir surenin adı “Maûn” yani
“yardımlaşmak”tır. Allah (cc) şöyle buyurur:
“Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren
bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat
fazlasını verir. Allah'ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir. Mallarını Allah
yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan
kimseler var ya, onların Allah katında has mükâfatları vardır. Onlar için korku
yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir. Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme
gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur. Ey iman
edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için
harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız
hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan
düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz
kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip
olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez.” (Bakara 1/261-164)
Bu ayetlerde hayır yapma teşvik
edilmiş ve yapılan iyiliğin yedi yüz kat karşılıkla mükafatlandırılacağı da
müjdelenmiştir. Ancak hayır yaparken kalp kırılmaması, fakirin küçümsenmemesi,
eziyet edilmemesi ve yapılan iyiliğin başa kakılmaması, gösterişten kaçınılması
emredilmiştir. Aksi halde yapılan hayırdan fayda ve sevap yerine karşılık
olarak günah ve azap gelir.
“Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği
kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarf edenlerin durumu, bir tepede kurulmuş
güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir.
Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah,
yaptıklarınızı görmektedir. Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm
ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden
(bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken
kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga
isabet ederek yakıp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) İşte düşünüp
anlayasınız diye Allah size âyetleri açıklar. (Bakara 1/265-166)
Bu ayette verilen örnek son
derece ilginçtir. Zira insanın dünya hayatında daima karşılaşması beklenen
durumları dile getirmektedir. Kişinin dünyada elde ettiği mevki, makam,
zenginlik gibi değerlerin aslında hiçbir garantisi yoktur. Nice saltanatlar,
devletler yıkılmakta, zenginler fakir düşmekte, iç savaşlar ve ihtilaller
sebebiyle beklenmedik olaylar meydana gelmeden önce insanlar neler temenni
ediyorlar, ne düşler kuruyorlardı. İşte her şeye rağmen insanı teselli edecek
tek çare Allah’a iman ve ona dayanmaktır.
Bu ayetlerin işaret ettiği en
önemli mesaj ise, gösteriş veya başa kakmak gibi çirkin davranışlar
sergileyenlerin iyiliklerinin boşa çıkma tehlikesidir. Başka bir deyişle
iyiliği başa kakmak, iyilik yaptığı kimselere hakaret edip aşağılamak, Allah
(cc) rızası için değil de gösteriş veya maddi bir takım çıkar veya ikbal için
iyilik yapmak, iyiliği yakıp küle çeviren ateş fırtınasına benzetilmiştir.
Şimdi, yaptığı iyiliği boşa çıkarmak akıl karı mıdır? “Nice
oruç tutanlar var ki, aç kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Ve yine nice
namaz kılanlar var ki, yorgunluktan başka namazından elde ettiği bir şey
yoktur.” (İbn Mace, Sıyam,21) Bu vb. hadislerden anlıyoruz ki, iyilik
ve ibadet ihlasla Allah (cc) rızası için olmasa, boşa gitmektedir. Allah (cc)
muhafaza…