Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.82
Gram Altın
2969.56
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​İyilik hasbi mi hesabi mi?

Kendini bilmez birtakım kimselerin depremzedeleri rencide eden sözleri, iyilik yapma konusunda bir açıklamayı zaruri kıldı. Bilindiği üzere iyilik ve yardımlaşma, İslam’ın temel ilkelerindendir. Diyebiliriz ki, İslam medeniyeti yardımlaşma ve dayanışma konusunda diğer fikir ve ideolojilerle asla kıyaslanamaz ve bu konuda açık ara öndedir. Ayrıca yardımlaşma, insanlığın da fıtratındandır. Dolayısıyla fıtratı bozulmamış bir insanın yüreğinde, fakir ve muhtaçlara yardım etme ve düşmüşün elinden tutup kaldırma hissi hep vardır. Bu hissi kaybeden insanın fıtratı bozulmuş ve bir nevi insanlığını yitirmiş demektir.

Ancak yapılan iyiliğin de “hesabî” değil “hasbi” olması yine İslam’ın olmazsa olmaz ilkelerindendir. Yapılan iyilik ne olursa olsun sadece ve sadece Allah (cc) için ve ihlasla olmak zorundadır. Aksi halde yapılan işe boşa gider. İslam sadece iyilik değil, her türlü ibadet ve salih amel için de “ihlas” ve “ihsan” şiarını emreder. Bu konudaki naslar, ilim erbabının malumudur. İşte onlardan birkaç örnek:

Allah (cc) şöyle buyurur: “Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a sadece sizin ihlâs ve samimiyetiniz ulaşır.” (Hac 22/37)

Kurbanın akıtılan kandan ve dağıtılan etten ibaret olduğu zannedilir. İnsanlar için durum böyle olabilir. Allah Teâlâ kurbanın ne etine, ne de kanına bakar. Onun için önemli olan, hayvanın sırf Allah rızâsı için kesilmesidir. Kurban edilen hayvan Allah rızâsı için kesilmiyorsa, o kurbanın hiçbir değeri yoktur. Cenâb-ı Hakk’ın değer verdiği, karşılığında mükâfat yazdığı şey insanın ihlâsı, iyi niyeti ve samimiyetidir. Tabi aynı durum; namaz, oruç, hac, zekat vs. tüm ibadetler için de geçerlidir.

“De ki: “Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben Müslümanların ilkiyim.” (Enam 6/162-3)

Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurur: “Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb-ı Hak:

- Peki, bunlara karşılık ne yaptın? buyurur.

- Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim, diye cevap verir.

- Yalan söylüyorsun. Sen, "ne kahraman, ne babayiğit adamdı" desinler diye savaştın, o da denildi, buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır. Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur‘an okumuş bir kişi huzura getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder. Ona da:

- Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın? diye sorar.

- İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızân için Kur'an okudum, cevabını verir.

- Yalan söylüyorsun. Sen "âlim" desinler diye ilim öğrendin, "ne güzel okuyor" desinler diye Kur'an okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi, buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır.

(Daha sonra) Allah'ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği zengin bir kişi getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. Hatırlar ve itiraf eder.

- Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın? buyurur.

- Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiçbir yerden esirgemedim, sadece senin rızânı kazanmak için verdim, harcadım, der.

- Yalan söylüyorsun. Halbuki sen, bütün yaptıklarını "ne cömert adam" desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi, buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır.” (Müslim, İmâre 152)

Ebû Zer’den (ra) rivayet edildiğine göre Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurdu:

"Üç sınıf insan vardır ki kıyamet günü Allah, onlarla konuşmaz, yüzlerine bakmaz, onları temize çıkarmaz. Hem de onlar için can yakıcı bir azap vardır." Râvî dedi ki, Resulullah (S.A.V.) bu cümleyi üç kere tekrarladı.

Ebû Zer: “Bu kimseler tam bir mahrumiyete ve hüsrana uğramışlar. Bunlar kimlerdir, Ey Allah'ın Resûlü?” diye sordu. Resûl-i Ekrem de:

- "Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin ederek ticaret malını iyi bir fiyatla satmaya çalışandır" cevabını verdi. (Müslim, Îmân 171. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 25; Tirmizî, Büyû' 5; Nesâî, Zekât 69, Büyû' 5, Zînet 103; İbni Mâce, Ticârât 30)

Allah (cc) amel ve iyiliklerimizi boşa çıkaracak tutum ve davranışlardan cümlemizi muhafaza eylesin. Amin!