İyilik Hareketi ve İnfak Vakfı
Atalarımızın bize miras bıraktığı güzel sözlerden birisi de "İyilik Yap denize at, balık bilmezse Halık bilir." Sözüdür. Bu söz uğruna vakıflar, dernekler ve çeşitli hayır kurumları kurulmuş ve günümüzde de bunlara yenileri de eklenmektedir. Burada ortak prensip insanımızın yardım yapmak ve iyilik etmekle Allah rızasını kazanma arzusudur.
Günümüzde yardımseverlik ve iyilik hareketi anlamında resmen Kızılay ve akabinde İHH ve Deniz Feneri'nin yapmış olduğu yardım ve iyilikler diğer yardım kuruluşlarına da örneklik teşkil etmiş hatta yurt dışında yardım yapmak isteyen gönüllü kuruluşlar ve vakıflar, buralardan eğitim almışlarlar. Bu vakıflarla ortaklık da yapmışlardır.
Yıllar içinde giderek sayıları artan bu yardım kuruluşlarının birbiriyle yarış halinde olmaları ve çoğunun da aynı alanda ve aynı yerlerde yardım yapmaları beraberinde sıkıntılar doğurmuş. Aralarında bir koordinasyon eksikliğini de doğurmuştur. Bu yardım koordinasyonunun eksikliği yanında ikinci bir nakısa da gözlemlenmişti. Yardım ve iyilik yapana teşekkür etmek. Bunun da başlangıç noktası Peygamberler şehri Urfa olarak tayin edilmesi tesadüfi olmasa gerekir. Çünkü yeryüzünde ilk vakfı, ilk nafakayı ilk cömertliği yapan Hz. İbrahim'in memleketidir Urfa.
Atalarımızın "iyilik yap denize at, balık bilmezse Halık bilir" sözü bu topraklarda Hz. İbrahim'in mirasıyla bütünleşiyor. Yeni bir anlam, ilahi bir anlam kazanıyor. Neydi Hz. İbrahim peygamberin bu topraklara bıraktığı büyük bir miras? Yardımseverlik, cömertlik, misafirperverlik, paylaşma, insan sevgisiu2026
Urfa'da bu yıl sekizincisi düzenlenen Hail İbrahim Buluşmaları için hazırlıklar günler hatta aylar öncesinde hazırlanmıştı. Önceleri Şanlıurfa Valiliği, bu yıl da Şanlıurfa Büyükşehir belediyesinin organizesinde yapıldı. Hz. İbrahim peygamberin bizlere bıraktığı yardım ve iyilik geleneği mirasından yola çıkarak sosyal yardım, paylaşım gibi insanu00ee değerlerin günümüzde en güzel örneklerini sunan yardım kuruluşlarının ve faaliyetlerinin bir araya getirildiği uluslararası bir etkinliği, daha doğrusu bir etkinlikler dizisini yaşadık.
Neler vardı bu etkinlikte. Öncelikle Urfa'ya özgü olan bir tirit ziyafeti vardı. Bu da sabah namazı sonrası Halilürrahman Gölü kenarında, Dergah Camii içinde, gelen misafirlere ikram edildi. Daha sonra aynı günün akşamında Hz. İbrahim geleneğinden gelen ve bizim çocukluk yıllarımızda hatırladığımız Urfa'ya uğrayan hacıları evlerde misafir etme geleneği yaşatıldı. Yurt içinden ve yurt dışından gelen misafirler komisyonca belirlenen Urfalı ailelerin misafiri oldular. Burada hiç unutmam 2008 yılında da konferansını dinlediğim bir İngiliz vatandaşı "Ben Urfa'da Halil İbrahim Buluşmaları dolayısıyla bir eve misafir oldum, ilk defa eve girerken ayakkabımı çıkardım, demişti." Bu ecnebinin söylemine çok şaşırmıştım. Medeniyet, medeniyetu2026
Urfa'da bu yıl sekizincisi düzenlenen Hail İbrahim Buluşmaları için Büyükşehir Belediyesi, sırf Allah rızası için faaliyet gösteren yardım, dernek ve diğer kuruluşları davet edip onlara teşekkür etmek adına her şeyi yaptı. Başbakan yardımcımız Yalçın Akdoğan beyin de katıldığı bir "İyilik Ödülü" töreni yapıldı. Gazze'deki Şifa Hastanesi yetkilileri iyilik ödülüne layık görüldüler. Yılın "İyilik Ödülü" Ankara merkezli İnfak Vakfına, Yurt dışından da Endonezya merkezli PKPU vakfına verildi. Bunun yanında İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sancak Holding, LC Waikiki firması kendi kategorisindeki iyilik ödüllerine layık görüldüler. Jüri özel ödülü ise Gebze kaymakamlığına gitti. Ödül töreni seremonisinde bu vakıf kuruluş, cemiyet ve şahısların birbirinden güzel yardım ve iyilik projelerine şahit oldum.
Bunlar arasında mihmandarlığını yaptığım Ankara Merkezli İNFAK vakfını ise ayrıca dillendirmek istiyorum. İki gün boyunca başkan Ömer Köse Bey ve yönetim kurulu üyesi Burhan İzgür ve diğer arkadaşlarla yakın sohbetlerim oldu. Bu vakfı nazarımda ayrıcalıklı kılan şey şuydu. Aynı zamanda İyilik Ödülü de alan Endonezya merkezli PKPU vakfını Somali'deki bir vakıf ile tanıştırmak ve bu vakıf ile birlikte Somali'de çeşitli yardım faaliyetlerine katılmak gibi çalışmalar içerisindedir.
İlkin Burhan Hocadan dinliyorum Vakıf çalışmalarını. İnfak Vakfı olarak Somali'ye ilk defa 2011 yılında gitmişler. Burada kuraklık, açlık, yokluk, hastalık ve ölümlerle mücadele etmeye başlamışlar. Bizim buraya geliş amacımız farklı, Avrupalıların ise farklı idi, diyordu başkan bey. Ama bunun yanında Somalili çocuklarla yakın diyaloglarda şunu görmüşlerdi. Mesela Somali'de bir çocuğa "İkra.." diye bir surenin ilk ayetini okuduğunda çocuk hemen surenin devamını getiriyordu. Bu kadar İslami terbiye ile yetişmiş bu kavmin batılılar tarafından birbirine nasıl düşürüldüklerini çok iyi biliyorlardı. Somali'de okuma yazma oranı % 10 iken buradaki insanların çatır çatır İngilizce konuşmalarına şaşırdığını söylüyordu hocamız. Demek ki İngilizler, istendik değişiklikler yapabiliyorlardı. Bunun adı da eğitim.
Başkan Ömer beye ilk sorum şu idi. Müslümanlar neden daha önce bu yardım faaliyetlerini yapmıyordu? Aldığım cevabı tahmin edebilirsiniz. "Daha önce ki devlet zihniyetinde yolsuzlukların sivillerce yapılacağını, devlet içinde bürokrasinin içinde yolsuzluğun olamayacağı inancı dolayısıyla sivil toplum kuruluşlarına sürekli baskılar yapılıyordu. Günümüz iktidarı Sivil toplum örgütlerinin önünü açtı. Bu ön açış ile dünyaya açıldık diyordu." sayın başkan.
Başkan Ömer Sümer anlatıyor İnfak vakfını ben dinliyorum. İnfak Vakfı, şimdiye kadar binlerce öğrenciye burs verir. Öğrenci evleri var. Edebiyat dergisi de çıkarıyor. Bunda ise sayın başkanın biraz da şiirle uğraşması yatıyor. İki şiir kitabı olduğunu öğreniyorum. Başkanın ağzından birkaç mısra da olsa şiirini dinliyorum. Şair ruhu bir başka olur vakıf geleneğinde.
İnfak Vakfı Sadece Türklerin ya da belli kavimlerin hedef alındığı bir alanı değil, bütün bir ümmetin hatta insanlığın hedef alındığı bir alanda yardım faaliyetlerinizi yürütüyorlar. İslam'ın evrensel bir din olduğu düşüncesindeyiz, diyor. Ümmet bilincinin neş'et bulması için yardım faaliyetlerini bir araç olarak kullanıyorlar. Yaklaşık yirmi yıllık bir geçmişiyle İnfak Vakfı, Tsunami felaketinde Endonezya'ya giden ilk yardım kuruluşlarımızdan biri. Orada yetimhanesi var. Başkan bey ve diğer arkadaşların evlat edindiği çocuklar var. Hala görüşüyorlar. Buradan Somali'ye ve Filistin'e kadar yaklaşık 24 ülkeye yardım faaliyetlerini ulaştırıyorlar.
Ez-cümle İnfak Vakfı, bu yıl ki Halil İbrahim Buluşmalarına onur konuğu olarak davet edilmenin çok ötesini hak ediyor bence.