İyiliği işgal girişimleri
Terör silahla, fitne ve fesat ise Allah’ın ve iyiliğin yolundan alıkoymakla öldürüyor. Kuran’ın ifadesi ile “fitne katilden beterdir.” Kötülük dünyanın başına dayanan en korkunç silah gibidir. Siz olsanız alnınıza silah dayayan katil birine teslim olur musunuz?
Bu gerçekler ortadayken ey kötülük buyur bizi teslim al mı diyeceğiz. Hayasızlık sen ne güzel şeymişsin deyip gencecik çocukların fuhuşa meze olmasına göz mü yumacağız. Aile yok mu olsun. LGBT gibi kötülük çetelerinin yapmak istedikleri budur.
Özgürlük yutturmacası adı altında uluorta en mahrem yerlerini açanlara, hayasızlığın alenen yaygınlaştırılmasına buyurun deyip toplumsal yangının büyümesine müsade mi edilsin?
İslam barış, sevgi ve hoşgörü dinidir ancak kötülüğe rıza göstermez. Kötülüğe rıza iyiliğe zulümdür çünkü. İslam, insanlığın mutlu olduğu bir dinin adıdır. Kötülük ise mutlu etmez, içten içe hasar bırakır, hasar dıştan göründüğüde de kuruyan ağaç gibi çoktan iş işten geçmiştir.
Allah her şeyi bir denge, bir ölçü ve bir düzen üzere yaratmıştır. Allah’ın düzeninde bir başıboşluk ve düzensizlik bulunmaz. Kötülük bu kurulu mükemmel düzenin bozulmasını amaçlıyor.
“O ki, birbiri ile ahenkli yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?” (Kuran’ı Kerim, Mülk süresi, ayet 3.)
Kötülüğün ipini kopardığı, fitne ve fesadın örgütlü hale geldiği, edep ve hayasızlığın toplumu ifsat etme gücüne eriştiği bir zamanda Allah’ın mutlak ve ertelenemez emri kötülükle mücadele etmektir. Bu görevi yerine getirmek bir Müslüman için farzdır.
“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun” (Al-i İmran Suresi ayet, 104) İyiliği emretmek, kötülükten de vazgeçirmek için gösterilen her çaba çok değerlidir. Allah bu çabayı cihat olarak nitelendiriyor.
Hz. Peygamber buyuruyor: “Kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme (buğzet) cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.”
Ezcümle; Türkiye içerden ve dışardan özgürlük ve demokrasi mavalı teranesiyle tehdit ediliyor, kötülük çemberine alınmak isteniyor. Bunun için işgal provaları bile yapılıyor.
Batı ve ABD, Türkiye’deki dostlarını iç huzurumuza, bütünlüğümüze ve değerlerimize saldırtıyor. Cemevlerine saldırıları ve kötülük propagandacısı Gülşen üzerinden toplumumuz provake edilmeye çalışıyor.
Seçim yaklaştıkça..
Ismarlama anket çalışmaları ve algı yalanları ile Amerika, içerideki kullandığı ekiple adeta seçim çalışması yapıyor.
Peki Muhafazakar kesim ne yapıyor?
İşini gücünü bırakmış avare ve gereksiz konularla uğraşıyor. Birbirini yemekle meşguller. Deyim yerindeyse Şeytan dişi mi erkek mi diye boş tartışmalarla uğraştırılıyor.
Kötülük haddini iyice aştı!
Eşcinselliği savunan, propagandasını yapan örgütlü kötülüğe karşı İstanbul’da bir miting ve yürüyüş yapıldı biliyorsunuz. HDP bu mitingi nefret suçu organizasyonu ve toplumu kutuplaştırıcı bir eylem olarak gördüğü açıklaması yapıyor.
Medyadaki bir başka habere göre, Batı tarafından fonlanan ve Fransa’da eşcinseller derneği kuran ‘eşcinsel bir imam,’ Ekrem İmamoğlu’nun eşi dahil Tuncay Özkan gibi bir çok CHP’li ve ABD tarafından fonlandığı açığa çıkan Ruşen Çakır’ın konuşmacı olarak katılacağı bir konferans için Türkiye’ye davet edildi. Bu girişimi; islam dini ve milli değerlerimize hakaret ve müslümanları aşağılamak olarak değerlendiriyorum.
Gaffar Yakınca’nın tespiti ile, “Türkiye, gavurların değilse de gavurlaşmış Türkler’in istilası altındadır.”