İyi İmzalar
Ortaya iyi eserler koyamayan sözde akademisyenlerin toplumu geren, çirkin, insafsız ve haksız bildirilere imza atması kaçınılmaz. Bu konu çok yazılıp çizildi. Şehit kanları aktıkça, kanlı teröristler çoluk çocuğu katlettikçe, vicdanları (kalmışsa) elbette kanayacaktır. Devletine-milletine düşman kişilerden hayır gelmez. Biz kötü örneklerden değil iyilerden, ülkeye hizmet eden bilginlerden, araştırmacılardan bahsedelim. Zira kötü örnekleri fazla tasvir etmemek gerek.
Geçen sene aziz hocamız Mehmet Kaplan'ın doğumunun 100. yılıydı. Bazı faaliyetler yapıldı. Bu sene de vefatının 30. senesi. Mehmet Kaplan'ın bütün eserlerini kültür ve edebiyat dünyamıza kazandıran Dergah Yayınları, Hocanın iki eserini daha edebiyatseverlere sundu. İlk kitap Yavaş Aydınlanan Tanpınar adını taşıyor. Eseri, Kaplan Hocanın en yakın ve vefalı talebelerinden Prof. Dr. Zeynep Kerman Hanımefendi neşre hazırlamış. Eserin başında Kaplan'ın Hocası Tanpınar ile çekilmiş güzel resmini görüyoruz. Zeynep Hoca, "Sunuş" yazısında bir hakkı teslim ediyor ve diyor ki: "Prof. Dr. Mehmet Kaplan, 1962'den çok önce başladığı Tanpınar'la ilgili çalışmalarına büyük bir hız vererek ömrü boyunca bu büyük kültür adamının eserlerini bastırmayı ve tanıtmayı gaye edinmiştir. Eğer bugün Tanpınar tanınıyor, seviliyor, üzerinde çeşitli araştırma ve çalışmalar yapılıyor ve eserleri üniversite ve lise kitaplarında yer alıyorsa, bunu gerçekleştiren vefakar talebesi ve meslektaşı Kaplan ile Dergah Yayınları'dır." Çok doğru. Dergah'ın kurucusu Ezel Erverdi'ye toplum olarak şükran borçluyuz. Hocaya rahmet, Ezel Beye selam olsun!
Zeynep Kerman o bilinen titizliğiyle Kaplan Hocanın Tanpınar hakkındaki yazılarını bir araya getirirken yine önemli tespitlerde bulunuyor ve Tanpınar-Kaplan münasebeti üzerine özlü, aydınlatıcı ve hakkaniyetli kanaatini okuyucularıyla paylaşıyor. Biz de bu mühim satırları zihinlerimize nakşedelim. Zeynep Hoca diyor ki: "Türk edebiyatının en güzel fakat o nispette kapalı, derin bir kültür, fikir ve sanat terbiyesinin süzgecinden süzülerek gelen eserlerini vermiş olan Tanpınar'ı anlamak kolay bir iş değildir. Bir yazısında da belirttiği gibi, bu eserleri anlayabilmek ve zevkine varabilmek için, okuyucunun da belli bir seviyede olması gerekir. Tanpınar'ın en büyük şansı, hiç şüphesiz, aziz hocamız Mehmet Kaplan gibi derin kültürlü bir yorumcuya sahip olmasıdır."
1980 yılında Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne kayıt yaptırırken Mehmet Kaplan gibi büyük bir alimin talebesi olacağım için heyecanlanmıştım. Gerçekten bu, yaşanası bir haldi. Zira önceden tahmin ettiğim gibi Hoca, talebeleriyle ilgileniyor, yazdıklarıyla meşgul oluyor ve onları teşvik ediyordu. 35 yıl önce Tanpınar'a bu kadar revaç, eserlerine bu denli rağbet yoktu. Ama Kaplan Hoca, neredeyse bütün derslerinde Tanpınar'ın fikirlerinden ve eserlerinden söz ediyor, onu hep gündemde tutuyordu. Sözü yine Zeynep Hocamıza bırakalım: "Kaplan Bey, o son derece sağlam fikir sistemi ve o derece vazıh üslu00fbbuyla öğrenci ve okuyucularına sırlarla dolu bir alem gibi gelen o mükemmel eserleri, dibi pırıl pırıl görünen bir deniz haline getirmiştir." 320 sayfalık eserde dipnotu0005arın yLnı sıra çok zengin bir dizin, okuyucunun işini kola,laştıAıyor. Şair, hikayeci, romancı, münekkit, edebiyat tarihçisi ve deneme yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar'ı yakından tanımak, onu bütün cepheleriyle anlamak ve idrak etmek isteyenler, bundan sonra Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar eserini de okuma ihtiyacını hissedeceklerdir. Yine Dergah'tan?çıkan? Ahmgt Miskioğlu'nun Tanpınar'dan Notlar Yeni Tü?k Ed%biKatı Tezli Sertifika Ders Notları (1952) adlı kitabı da tavsiye ediyorum.
Yunus niçin büyüktür? Bu Türkmen Dervişi, 700 yıldan beri terennüm Fttiği ?lahileriyle nasıl oluyor da milletimize bu ölçüde ku0010vvetli u001eesir ediyor? Bunu da yine Yunus'un hemşehrisi, Eskişe?ir doğ?mlu Mehmet Kaplan'dan öğrenmek mümkün. Dizi editörKüğün/? İncm Enginün Hocamızın yaptığı, Mustafa Sökmen'in yayıma hazırladığı Yunus Bir Haber Verir bir muştu gibi doğup içimizi ısıtıverdi. Kaplan Hoca bir YunussEmre au0005?ığıydı. Zannediyorum Türk edebiyatında, fikir ve2gönül?coğrafyamızda en çok sevdiği şahsiyetlerin başında Yunus geliyordu. Zira onun muhabbet ve birlik telkin eden şiirleriyle büyümüş, bu şuurla yetişmişti. Hocanın Yunus hakkındaki yazılarının toplamı olan eserin başında Orhan Okay ve İnci Enginün'ün yazıları var. Öğreniyoruz ki eseri? adı, ?ehmet Kaplan'ın yazmak istediği kitabına ad olarak du0002?şünd??ğü isimdir. Dolayısıyla belki de söylenmemiş bir vasiyet, gizli bir temenni gerçekleşmiş oluyor. Yunus'a dair olan bu hakikat sohbetlerini, ilim ve irfan meraklıları alıM okuyacu0012ktır. Son söz merhum Hocamızın olsun: "Masamın ?&zerinde?daima Yunus Divanı durur. Muhtelif yazarları okurken,?ara sıu0015a ont açar, çağımızdan ona haberler götürürüm.?O, yüz>ılların ötesinden gelen sesiyle bana cevap verir."