İtibar suikastı...
Müflis tüccar işler kötüye gittiğinde eski defterleri karıştırırmış. Bu yazı buna tekabül etmese de yaşanan olayları hatırlamak için şöyle bir beyin fırtınası yapalım.
*
89
yıl önce yaşanan “Büyük Buhran”dan
sonra Amerika yeni bir “Küresel Ticaret
Savaşı” başlattı. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın Çin’e
karşı başlattığı ekonomik yaptırımlar kısa sürede küresel bir ekonomi savaşına
dönüştü. ABD’nin ek vergi tarifeleri Çin’in ardından Avrupa Birliği üyesi 28
ülkenin yanı sıra Kanada, Meksika, Çin, Hindistan ve Türkiye’ye de sıçradı.
ABD;
FETÖ, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, Türkiye’nin yoğun
çabaları sonucu toplanan BMK’nın Trump’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilân etme
kararını yok hükmünde sayması, S-400, Suriye krizinden sonra FETÖ soruşturması
kapsamında tutuklanan İzmir Diriliş Kilisesi Rahibi Andrew Craig Brunson
üzerinden Türkiye’ye “ekonomik suikast”lar
düzenlemeye başladı. Başını “evangelist”lerin
başını çektiği “Küresel Firavunlar”
topyekun saldırıya geçti.
Bu
konuya değinmişken dünya politikasının en sinsi ülkesi, “Büyük İsrail”in hamisi İngiltere ayağını unutmamak gerekir.
Yüzyıllardır “böl, parçala, yönet”
taktiklerini gözüne kestirdikleri ülkelere uygulamaya devam ediyorlar. “Şeytan ayrıntıda gizlidir” bakış
açısıyla baktığımızda fotoğraf o kadar da flu değil.
Hatırlayalım...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Mayıs 2018’de bir dizi temaslarda
bulunmak üzere İngiltere’ye gitmiş, bu seyahat esnasında Birleşik Krallık
Kraliçesi 2. Elizabeth ile Buckhingam Sarayı’ndan görüşmüştü. Bu ziyaret
esnasında yaptığı açıklamada faiz ve enflasyon konusuna değinmiş, “Sebep-netice ilişkisine baktığımız zaman,
faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o
kadar düşük olacaktır…” ifadelerini kullanmıştı. Bu söylem “Küresel Firavunlar”ın yönettiği
uluslararası piyasalarda çok sert bulunmuş, arkasından kur saldırısının işaret
fişeği atılarak 14 Mayıs’ta 4,32 Türk Lirası olan dolar, 15’inde 4,46
seviyesini test edip 16’sında 4,50 seviyesine ulaşmıştı. Tarihler 23 Mayısı
gösterdiğinde ise rekor denemelerine devam eden dolar 4,92’ye kadar
yükselmişti.
Bu
gelişmelerin arkasından 29 Mayıs’ta Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Başkanı Murat Çetinkaya İngiltere’nin başkenti Londra’da yatırımcılarla
buluşarak, Erdoğan’ın aksine faiz artırımı sinyali vermişti. Şimşek ve
Çetinkaya, yatırımcılara enflasyonun yükselişi sürdüğü takdirde Merkez
Bankası’nın yeniden müdahale edebileceği mesajını iletmişti. Bu teminatlara
rağmen dövizdeki ateş bir türlü söndürülemedi. Artçılar çoğaldıkça,
manipülasyonlarla oyun içinde oyun kuruldu. “Küresel Firavunlar”a gün doğdu.
*
24
Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Seçimleri’nden “millî irade”nin zaferle çıkmasıyla
saldırıların dozajı arttı. Seçim öncesi soğan ve patatesle başlatılan
fırsatçılık yangını, içimizdeki “işbirlikçi
Firavunlar”ın da omuz vermesiyle iğneden ipliğe her şeye sıçratıldı.
“Küresel
Firavunlar” 12 Ağustos 2018 tarihinde piyasaların kapalı olduğu bir saatte
(20.00-22.00 arasında) Asya piyasaları üzerinden harekete geçti. Londra
merkezli saldırıları sonucu, dolar 7 Türk Lirası’nın üzerine çıkarak ekonomiye
“kamikaze saldırısı” gerçekleştirdi.
Türk Lirası, “Küresel Firavunlar”
tarafından yapılan bu saldırılarla âdeta pula çevirdi.
2001
krizinden beri kısmen rafa kaldırılan “paradan
para kazanma” dönemi yeniden başladı. Uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşlarının not düşürme yarışına girişmesi, cari açığın büyümesi, faizlerin
yükseliş trendine girmesi, ekonomimizin manipülasyonlara açık hale getirilerek
bozulması Türkiye’yi ticaret savaşlarının hedefi haline getirdi.
Prangalarından
kurtulmaya çalışan Türkiye, yıllarca bitmek bilmeyen bir dizi operasyonun
ardından en sonunda ekonomik olarak kuşatma altına alınarak 1881-1939 yılları
arasında Osmanlı Devleti için sahneye konan “Düyun-u Umumiye”ye (dış borçları denetleyen kurum) zorlandı.
*
Bütün
bunlar olurken ekonominin patronu Berat Albayrak’tı. Göreve geldiği (10 Temmuz
2018) ilk günden beri piyasayı bir türlü yatıştıramadı. Ne yapsa olmadı. Ne
kadar gayret etse, ne kadar uğraşsa da görev yaptığı sürece pozitif bir algı
oluşturamadı. Açıkladığı her program sonrası Türkiye’yi rakamsal verilerle
uçuşa geçirdi. Fakat piyasalar yapılan bu olumlu açıklamaları bir türlü satın
almadı. Piyasaları bırakın çarşı, Pazar, mutfak yangın yerine döndü.
Sonrasında
dövizin önlenemeyen yükselişiyle birlikte Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal
(göreve geldiğinde yüzde 24 seviyesinde olan TCMB politika faizini, Eylül
2019-Mayıs 2020 arasındaki dönemde yüzde 8,25’e kadar düşürdü. Görevi
bırakmadan önce ise politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 10,25’e
yükseltti. 5,72’den aldığı doları ise, 8,51’de bıraktı) 7 Kasım’da görevden
alınarak, yerine Naci Ağbal getirildi. Saatler sonra uzun süredir kulislerde
konuşulan başka bir istifa haberi gündeme bomba gibi düştü. 8 Kasım 2020 akşamı Hazine ve Maliye
Bakanı Berat Albayrak sağlık problemlerini sebep göstererek, Instagram hesabı
üzerinden yayınladığı metinle görevinden affını beyan etti. Bu nöbet değişimi
talebi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından uygun görülerek, jet
hızıyla yerine Lütfi Elvan atandı.
Elinde
“sihirli değnek” olmayan Hazine ve
Maliye Bakanı Elvan “faiz baskısı”na
dayanamayarak görevden affını istemesiyle birlikte yerine 1 Aralık 2021’de
Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin Nebati
atandı. Görev değişimi sonrası serbest piyasada dolar 12,8910 liradan 13,5320
liraya, 14,5920 liradan 15,3720 liraya yükseldi.
20
Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Naci Ağbal’ın yerine Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlığına atanan 25. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap
Kavcıoğlu, bu görevini 9 Haziran
2023’e kadar sürdürdü.
*
“Arap Baharı” ile başlayan vekalet
savaşlarının tetiklediği göçler, 15 Temmuz darbe girişimi, COVID-19
(Koronavirüs) Pandemisi, sel, orman yangınları ve depremlerle bozulan ekonomi
bir türlü rayına oturtulamadı.
Mayıs
2023’te yeniden cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Şimşek’in
yeni Maliye Bakanı olarak atadı. Bu atamanın ardından Kur Korumalı Mevduat
(KKM) enstrümanı ile piyasayı teskin etmeye çalışmasına rağmen enflasyonun
ateşini bir türlü düşüremeyen “gözleri
ışıl ışıl parlayan bakan” olarak nam salan Hazine ve Maliye Bakanı Dr.
Nureddin Nebati derin bir “ohhh”
çekti.
Ekonomiyi
sâhil-i selâmete çıkarmak için tekrar ekonominin dümenine geçen Mehmet
Şimşek’in ilk icraatı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına Dr. Hafize Gaye Erkan’ı getirmek oldu.
Boğaziçi
Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü birincisi, ABD’nin En Genç Finans
Profesörü ve “Müthiş Türk Kızı” olarak tanınan 1982 İstanbul doğumlu Dr. Hafize
Gaye Erkan 9 Haziran 2023’te görevi
selefi Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’ndan brüt rezervleri 99,8 milyar
dolar, politika faizi 8,5 olarak devraldı.
Göreve
gelen ekip, ortodoks ekonomi ve sıkı para politikasıyla yabancı yatırımcıyı
çekmek, hiper enflasyonu düşürmek için Orta Vadeli Programları (OVP) devreye
soktu.
Tam
piyasa yapıcı enstrümanlar işe yarıyor güven verici sonuçlar alınıyor derken, MB’in ilk kadın Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın
Sâdık abisi ile olan hikâyesi basına yansıdı.
Merkez
Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan öyle bir açıklama yaptı ki, vatandaş şaştı
kaldı. Ne dedi Hafize hanım?.. “İstanbul,
Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı.
Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz...” Başka ne dedi?.. “Apartman görevlimiz olan Sâdık abiye de
çoğu zaman fiyatları soruyorum. Onu sorguya çekiyorum. Ben ‘indi’ diyorum. O
‘inmedi’ diyor. Sürekli ‘Fiyatlar inmedi, istersen git şu soğanın fiyatına bir
bak’ diyor.”
Vay
bunu diyen sen misin!..
“Kiralar pahalı” diyen Hafize Gaye
Erkan’ın iki yıl önce 1,3 milyon euro ödeyerek Bodrum’dan denize sıfır villa
aldığı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Sonrasında Merkez Bankası (MB)
çalışanı Büşra Bozkurt’un, Başkan Hafize Gaye Erkan’ın babası Erol Erkan
tarafından işten çıkarıldığı iddiasıyla CİMER’e şikâyette bulunmasıyla birlikte
medyada polemik konusu olan olayın arkasından iddiaların ardı arkası kesilmedi.
*
İşleyen
bu süreçle birlikte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ilk kadın Başkanı
Hafize Gaye Erkan yüzde Mayıs’ta 8,5 olan politika faizini Haziran’da 15’e,
Temmuz’da 17,5’e, Ağustos’ta 25’e Eylül’de 30’a, Ekim’de 35’e, Kasım’da 40’a,
Aralık’ta 42,5’e, Ocak 2024’te ise 45’e çıkararak yeni bir faiz rekoruna imza
attı. Hafize Gaye hanım ilklerle başladığı görevi yine ilklerle bitirdi. Devraldığı
99,8 milyar dolarlık brüt rezervleri 26 Ocak itibariyle 137 milyar 161 milyon
dolara dolara çıkardı.
Türkiye
Cumhuriyeti’nin en itibarlı kurumu Merkez Bankası’nın başkanı olarak “itibar suikastı”na uğradığı
gerekçesiyle Cuma günü saatler 22.06 gösterirken X.com’dan yaptığı paylaşımla
görevden affını istedi.
Hafize
Gaye hanım her ne kadar “itibar suikastı”nı
öne sürse de iyi gitmeyen bir şeylerin olduğu muhakkak. (Genel geçer bir
kuraldır, aksi ispat edilene kadar kişinin beyanı esastır.)
Faiz
yüzde 45’le zirvede, enflasyon İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) açıkladığı
verilere göre İstanbul'da perakende fiyatlar 2024 Ocak ayında perakende
fiyatlar yüzde 6,72, toptan fiyatlar yüzde 4,69 artış gösterirken, yıllık bazda
perakende fiyatlarda artış yüzde 76’yı aştı. (Türkiye İstatistik Kurumu’nun
(TÜİK) enflasyon verisi bugün açıklanacak.)
Yani
bir anlamda Hafize Gaye hanım devraldığı görevi zirvede bıraktı. Bu sürecin
başarı hikâyesi var mı, umutlar sukutuhayale mi uğradı, cevabı piyasada
gizli!..
Bugün
piyasanın davranışı buna dair ilk tepkiyi verecek.
Şimdilik
hepsi bu kadar.
*
Bu
gelişmelerle birlikte jet hızıyla olaya müdahil olan Hazine ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şahsi tasarrufta bulunan
Hafize Gaye Erkan’ın yerine MB Başkan Yardımcısı Dr. Fatih Karahan’ı önerdi. 3 Şubat tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan
Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Hafize Gaye Erkan görevden alınırken Dr. Fatih
Karahan başkan olarak atandı.
*
Doktor
Hatice ve Prof. Dr. Servet Rüştü’nün evladı olarak 1982 yılında Eskişehir’de
dünyaya gelen Fatih Karahan, aynı zamanda AK Parti eski Eskişehir Milletvekili
ve Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan’ın yeğeni. Boğaziçi Üniversitesi
Matematik ve Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Karahan, Pennsylvania
Üniversitesi Ekonomi alanında yüksek lisans ve doktorasını yaptıktan sonra New
York Merkez Bankası’nda ekonomist, İç Gücü ve Ürün Piyasası Çalışmaları Başkanı
ve para politikası danışmanı olarak çalıştı. Amazon’da kıdemli ekonomistlikten
başekonomistliğe terfi eden Karahan, Temmuz 2023’te Merkez Bankası Başkan
Yardımcılığı görevine atanmıştı.
*
Bu
atamaya daha iç piyasa tepki vermeden jet hızıyla ABD yatırım bankaları J.P.
Morgan ve Morgan Stanley’den “Yeni TCMB
Başkanını dezenflasyon ve lira için olumlu görüyoruz” değerlendirmesi
geldi.
27.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı olarak göreve başlayan Karahan’ın
masasında faiz sarmalından kurtulmak ve enflasyonun ateşini söndürmek var.
Bakalım enflasyon ateşinin harlı harlı yandığı, fırsatçıların milletin kanını
iliğini kuruttuğu bir ortamda Türkiye hangi gelişmelerle karşı karşıya kalacak,
hep birlikte göreceğiz.