İtaat, ama kime?
Bir Kur’an
terimi olan itaat “baş eğmek, emredileni yerine getirmek, söz dinlemek”
anlamlarına gelir. Türk Dil Kurumuna göre itaat kelimesi, “otorite
kabul edilen kişinin sözünü dinleme, buyruğuna uyma ve onun isteklerine boyun
eğme” şeklinde ifade edilmektedir.
Nisâ suresi 59. Ayette itaat edilmesi gerekenler Allah, Allah’ın resulü ve
yöneticiler olmak üzere üç kategoride ele alınmıştır. “Ey iman
edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre
(idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a
ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu,
daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” İnsanı yoktan var eden, varlığından haberdar
eden, tüm alemi onun emrine veren, doğruyu ve yanlışı gösteren, doğruya ödül
olarak cenneti vadeden, yanlışı ceza olarak cehennemle uyaran Yüce Allah itaat
edilmesi gerekenlerin başında gelir. Çünkü yarattığı insan için en doğrusunu
bilen O’dur. En mükemmel bir şekilde yaratılan insanın da yaratanına itaat
etmesi en kaçınılmaz görevdir. Allah’a itaat etmek
O’nun murat ettiğine uymak anlamına gelir.
Kur’an’da
peygambere itaat genellikle Allah’a itaat emrinin hemen arkasından gelmektedir.
“Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin.” (Nûr; 54) Çünkü O’nun
buyruklarını insanlara açıklayan ve bunlara uymanın örneklerini kendi
yaşantılarıyla gösteren peygamberlerdir. Hatta bazı ayetlerde peygambere
itaatle Allah’a itaat özdeş kılınmıştır. “Kim peygambere itaat
ederse, Allah’a itaat etmiş olur.”
(Nisâ; 80) Peygamberlere itaat hidayetin kaynağıdır. Çünkü onlar ilâhî vahye mazhar olmuş kişilerdir ve Allah’ın
buyruklarını bizlere bildirirler. Allah’a ve resulüne itaat imanın bir sonucu
ve mümin olmanın temel özelliğidir.
Kur’an’da
Allah ve resulü ile birlikte ülü’l-emr yani Müslüman toplumun değerlerini
paylaşan yöneticilere de itaat edilmesi emredilmiştir. “Ey iman edenler!
Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre
(idarecilere) de.” (Nisâ; 59) Dini
değerleri koruyan yöneticilere itaat, yönetilenlerin sorumluluk alanına giren
önemli bir dinî görev olmaktadır. Peygamber Efendimiz Veda hutbesinde cennete
girebilmek için yerine getirilmesi gereken görevleri Allah’tan korkmak, namaz
kılmak, oruç tutmak, zekât vermek ve devlet adamlarına itaat etmek şeklinde
özetlemiştir.
Allah (cc)
itaat edilmesi gerekenlerden birisi olarak ana ve babayı zikreder. “Rabbin,
kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı
kesin olarak emretti.” (İsrâ;
23) Varlığımızın sebebi olan ana ve baba Allah tarafından itaate layık
görülmüştür. Bu dış görünüşü kurtarmak için gösterilecek uyumlu bir davranış
olarak değil gönül hoşluğuyla yerine getirilecek bir ödev biçiminde telakki
edilmiştir. Ayette onlara karşı nezaketle davranılması emredilmiştir.
İslam dini
sağlıklı bir toplum meydana getirmeyi amaçlar. Aile kurumuna ve aile fertleri
arasındaki ilişkilerin düzenlenmesine önem veren dinimiz, bu çerçevede eşler
arasındaki münasebetin düzenli bir şekilde kurulup işlemesiyle ilgili kurallar
getirmiştir. Aralarındaki asıl bağın
sevgi ve saygı olduğunu belirtir. Ancak Kur’an, aile reisliği yetki ve
sorumluluğunu koyduğu ahlâk ve adalet ilkeleri çerçevesinde erkeğe vermiştir.
Bunun için de kadının kocasına itaati tavsiye etmiştir.
Allah’a (cc) ve Resulüne itaat eden, dini hassasiyetleri olan idarecilerine uyan, anne ve babasına iyi davranan ve kocasıyla hoş geçinen eşler olunca toplum huzur bulur.