Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Kasım 2022

İstiklâl ve istikbâlimize bomba

Eski Türkiye’deki karanlık günleri tekrar hatırlatmak isteyen eli kanlı teröristler dün İstiklâl’de bir kez daha düğmeye bastı. Bu bombayla sadece canlarımıza değil, hem İstiklâl hem de İstikbâlimize kastettiler.

Uzun bir sessizlikten sonra İstanbul’un göbeğinde eyleme gecen eli kanlı hainler dün saat 16.20’de dünyanın kalbinin attığı, 72 milletin ziyaret ettiği Beyoğlu İstiklâl Caddesi’nde Suriye uyruklu Ahlam Albashır isimli bir kadın teröristi kullanarak sansasyon oluşturacak çok yönlü bir propaganda için harekete geçti.

Caddedeki bir bankta uzun süre oturan kadının beraberinde getirdiği çantayı bırakarak harekete geçmesinden kısa bir süre sonra bomba patlatıldı. Her zaman olduğu gibi yine, yeniden masumlar hedef alındı: 2’si ağır 81 yaralı, 8 ölü. Talimatın perde önündeki adresi belli: Kobani. Perdenin arkasındaki gözükmeyen elin ise ABD olduğuna neredeyse hiç şüphe yok. 24 saat geçmeden derdest edilen eli kanlı bombacı sorgusunda, PKK/PYD/YPG terör örgütünce istihbarat elemanı olarak yetiştirilen Ahlam Albashır her şeyi birer birer itiraf etti.

Son yıllarda hem dağda, hem de uluslararası arenada kan kaybeden terör örgütü PKK/PYD/YPG, bu kanlı eylemle çok yönlü bir propaganda yapmayı amaçladı.

Hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Endonezya’nın Bali Adası’na hareket edeceği seyahatin saatler öncesinde... Amaç; bombanın patlatılmasından sonra oluşacak panikle Cumhurbaşkanı bu toplantıya katılımı engellenerek, dünyaya mesaj verilecekti. Olmadı.

Hem de uzun bir süredir resmi görüşme gerçekleştirmeyen AK Parti ve HDP’nin “başörtüsüne anayasal güvence teklifi” için müzakere masasına oturmasından sonra...

Hem de PKK’ya destekleri açık seçik ortada olan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine başvurması sonucu, Türkiye’nin “kırmızı çizgi” olarak öne sürdüğü desteğinizi çekin ültimatomunun karşılık bulmasından sonra...

Hem de 8 Kasım’da Türkiye’yi ziyaret eden İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un, Türkiye, Finlandiya, İsveç tarafından NATO Madrid Zirvesi’nde 28 Haziran’da imzalanan Üçlü Muhtıra’nın taahhütlerini yerine getireceklerini açıklamasından sonra...

Hem de Nisan ayında başlayan ve ara vermeden devam eden Pençe-Kilit Operasyonları sonucu inlerinin kullanılamaz hale getirilmesinden, 455 teröristin etkisiz hale getirilmesinden sonra...

Cudi’yi, Tendürek’i, Kandil’i, Mahmur’u, Sincar’ı, Kobani’yi, Beka’yı, Gabar’ı PKK/PYD/YPG’ye dar eden Türkiye, uluslararası arenada eli kanlı teröristlere yardım ve yataklık eden ülkelere geri attırmasından sonra...

Nefes alamayacak hale gelen PKK/PYD/YPG bombayı patlattı.

Amaç; en başta toplumu paniğe sevk ederek huzursuzluğu artırmak. Ardından da 50 milyon turist, 44 milyar dolar gelirle dünyanın cazibe merkezi olan Türkiye’nin güvenli ülke olmadığı yalanını yaymak. Nasıl?.. Medya ve sosyal medya aracılığı ile.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı aldığı tedbirlerle hem yazılı, hem de dijital medya üzerinden “bomba” propagandası yapılmasına, yayılmasına izin vermedi. Fakat dış basında zil takıp oynayanların haddi hesabı yok. Bunlardan birisi de ABD merkezli yayın organı New York Times. İstiklâl Caddesi’ndeki bombalı saldırıyı sosyal medya hesabından paylaşan New York Times, “Her yıl dünyanın dört bir yanından Türkiye’yi ziyaret eden on milyonlarca turistin çoğu, Pazar günkü bombalamanın gerçekleştiği bölgede vakit geçiriyor” ifadeleriyle alçaklığını gösterdi. Yetinmedi ardından da bir tweet atarak, “Türkiye turizm sektörü koronavirüs pandemisinden kurtulmak için çalışırken, patlama yıllarca süren sakinliği paramparça etti” vurgusuyla kinini turizm algısı üzerinden kustu.

Alçaklık, algı ve dezenformasyonda sınır tanımayan, doğrudan ve dolaylı olarak teröre destek veren ABD ve Avrupa ülkeleri, patlamanın ardından “Türkiye’nin yanındayız” açıklama ve bildik tepkileriyle bizi yine şaşırtmadı.

Sakın unutmayın!..

İstiklâl Caddesi’ndeki sivillere yönelik kanlı patlama, bazı ülkelerin terör örgütlerine verdiği desteğin doğrudan ve dolaylı neticesidir. Yapılan kötülük kimsenin yanına kâr kalmaz. Gün gelir bu terör bumerang gibi sizi de vurur.

***

BİR ÖLÜR, BİN DİRİLİRİZ

Pazar günü İstiklâl Caddesi’nde gerçekleştirilen menfur saldırı ilk değil, son da olmayacak...

Haksızlıklar karşısında susmayan ümmetin hamisi Türkiye; nerede bir mazlum görse hepsini ana şefkatiyle bağrına basıyor. Sessizliği bozuşunun bedeli olarak da; kâh FETÖ’yle, kâh PKK’yla, kâh canlı bombalarla, kâh ekonomik darbelerle terbiye(!) edilmek isteniyor. Pusuda bekleyen “korku imparatorluğu”nun eli kanlı kiralık katilleri FETÖ, DEAŞ, TAK, PKK birer birer sahaya sürülüyor.

12 Ocak’ta İstanbul Sultanahmet’te 11, 17 Şubat’ta Ankara Çankaya’da 29, 13 Mart’ta Ankara Kızılay’da, 38, 19 Mart’ta İstanbul İstiklâl Caddesi’nde 5, 28 Nisan’da Bursa’da 1, 1 Mayıs’ta Gaziantep Şehitkamil’de 4, 7 Haziran İstanbul Vezneciler’de 13, 28 Haziran’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 45, 15 Temmuz’da genelde Türkiye özelde İstanbul ve Ankara’da 246, 20 Ağustos’ta Gaziantep Şahinbey’de 57, 26 Ağustos’ta Cizre’de 13, 9 Ekim’de Şemdinli’de 17, 16 Ekim’de Gaziantep Şahinbey’de 4, 10 Aralık’ta İstanbul Beşiktaş’ta 46, 17 Aralık’ta Kayseri Melikgazi’de 15 insan “canlı bomba”lar tarafından katledi. Türkiye’nin Suriyeleşmesi için düğmeye basanlar, 2016’da tam 17 kez milleti yasa boğdu.

Uzun bir sessizlikten sonra dün yine ortaya çıkan eli kanlı PKK/PYD/YPG terör örgütü masum 8 insana kıyarken, 2 ağır 81 canımızı yaraladı.

Fakat nafile!.. Dün başaramadılar, bugün de başaramayacaklar.

Biz millet olarak “bir ölürüz, bin diriliriz” amma; canımız çok acıyor.

Bıçak kemiğe çoktan dayandı; “Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet” ruhunu artık sözde değil özde ve her nefeste hissetmek zorundayız. Onun için emrolunduğu gibi olmalıyız; düştüğümüz yerden kalkıp, “Hak” ile “bâtıl” mücadelesinde Hak’tan yana tavır koymalıyız.

Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifâ diliyoruz.