Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Nisan 2024

İstikametimiz

Kişinin doğruluk üzere bulunması anlamına gelen istikâmeti sözlüklerimiz ‘doğru, düzgün, dengeli, sabit ve kararlı olma’ anlamları vermektedir. İstikamet kelimesine ayet ve hadisler ışığında dinî ve ahlâkî ölçülerle bir hayat sürme, aşırılıklardan sakınma ve Allah’a itaat edip Hz. Muhammed’in sünnetine uyma manası anlaşılmaktadır.

Sahabenin Hz. Peygamber’den kendisine, bir öğütte bulunmasını istemesi üzerine ona, “Allah’a iman ettim de sonra da dosdoğru ol!” dediği kaynaklarda yer almıştır. Allah bakara suresi 143. Ayetinde “Böylece sizi orta bir ümmet yaptık” ifadesi davranışın önemli şartının, ifrata sapmadan istikrarlı şekilde orta yolu takip etmek olduğu hususunu bize bildirmektedir.

Bütün ahlâkî davranışlara ölçü oluşturacak istikamet kavramıyla istikamet sahibi insanların davranışlarında aşırılıklardan uzak kalmaları, dengeli ve ılımlı bir hayat tarzını sürdürmeleri istenmektedir ki, hayat boyunca istikamet çizgisinden sapmadan yaşamanın güçlüğü ortadadır.

Gazzâlî, orta çizginin “kıldan ince kılıçtan keskin” olduğunu ifade ederken, sapmadan dosdoğru çizgide ilerlemenin zorluğundan bahseder ve istikametin zorluğundan dolayı her mümin kulun beş vakit namazın farzlarında, ‘Bizi sırât-ı müstakime ilet!’ diyerek dua etmesinin hikmetinin burada olduğunu ifade eder.

Peygamber’imizin kendisini yaşlandırdığını belirttiği Hûd suresi 112. ayetinde “Sana emredildiği şekilde istikamet sahibi ol” buyruğunu hatırlayalım. Allah’a ortak koşmamak, ana babaya iyilik etmek, kötülük ve iffetsizlikten uzak durmak, hayata saygılı olmak, yetim malına yaklaşmamak, ölçü ve tartıda dürüst olmak, doğru konuşmak, ahde vefa göstermek şeklindeki başlıca dinî ödevlerimiz olduğu Kur’an’da zikredilerek başka yollara sapılmaması emredilmektedir.

İnsanın yeme, içme, giyinme ve her türlü konuda itidal çizgisini takip etmesi, görevlerini yaparken günahlardan uzak durması istenmektedir. İstikamet sahibi kimse nefsini Allah’ın buyruğuna adadığından toplumla barış içinde yaşamaya gayret etmelidir. Ahlâkı düzgün olmayan birinin manevi anlamda gelişmesi mümkün değildir. Bu sebeple âlimlerimiz, “Keramet derdine düşme, istikamet sahibi olmaya çalış; çünkü nefsin seni keramet talebine zorlarken rabbin senden istikamet beklemektedir” demiştir.

Müslümanın kalbiyle, sözüyle ve fiiliyle müstakim olması gerekir. Verilen sözü yerine getirmek ve dürüst olmak Allah’ın emri, insanlığımızın şartıdır. Unutmayalım ki, münafığın sermayesi yalandır o açıdan yalan söylememek, doğru sözlü olmak gerekir. İstikametin ilahi bir lütuf olduğunu, İmam Kuşeyrî, “İstikamet öyle bir derecedir ki bütün işlerin kemâli ve tamamı onunla meydana gelir. Kim hâlinde istikamet üzere değilse onun çalışması zayi, gayretleri heba olur” derken, Bayezid-i Bestami “Bir adamın havada bağdaş kurup oturacak kadar kerametlere sahip olduğunu gözlerinizle görseniz, o adamın Allah’ın emirlerini, nehiylerini ve hudutlarını muhafaza ve şeriata riayet hususunda nasıl hareket ettiğini tetkik edene kadar ona aldanmayınız” diyerek istikametin insanın bütün eylemlerinin değerini belirleyen bir öz olduğunu ifade etmiştir.