İstihza
“Başkasının söz ve
davranışlarını kusurlu görmek veya göstermek amacıyla onu alaya alıp küçük
düşürmek” manasında kullanılan istihzanın sözle yapılanı, kaş göz işareti
gibi hareketlerle ve yazı, resim, şiir, karikatür, taklit gibi ifade
tarzlarıyla yapılan şekilleri de vardır. Kişiye yönelik olabileceği gibi
düşünce, inanç, yaşam tarzı vb. konuları da hedef alabilen istihza çeşitleri de
vardır.
İnsanın şahsiyetinin ve onurunun
korunmasını son derece önemseyen İslam dini insanları hor görmekten,
küçümsemekten, üstünlük taslamaktan, alay etmekten, incitmekten ve rahatsız
etmekten men eder. Onun için kaş göz işareti ile başkalarını rencide etmek,
yazı, resim, şiir, taklit vb. tarzlarla insanları rahatsız etmek, düşünce,
inanç ve yaşam şekilleriyle alay etmek İslam ahlakı ile bağdaşmayan
davranışlardır. Eşref-i mahlûk olan insan kendi değer ve onurunu koruduğu gibi
başkasının onur ve değerlerine de saygı gösterir. Fiziki yapıları, akli
melekeleri, zekâ ve hisleri farklı olan insanların birbirlerine göre eksik veya
kusurlu yönleri de olabilir. Ancak bu özellikler üstünlük vesilesi değil, birbirini
tanıma ve anlaşma vesilesi olmalıdır.
Kur’an’da istihza inkârcıların
başvurduğu psikolojik bir savaş taktiği olarak zikredilmektedir. Kendi
peygamberlerinin uyarı ve tebliğlerini alaya alıp reddedenlerin sonunda çeşitli
felaketlerle yok edildiğini de yine Kur’an’dan öğreniyoruz. Çünkü itikadî
konularla alay etmek insanı küfre götüreceği gibi inanç esaslarıyla alay etmek
ise aynı zamanda yalanlamak anlamına geleceğinden küfür ve inkâr sayılmaktadır.
“Ey iman edenler! Bir topluluk
bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar
da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.
Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan
sonra fâsıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin
ta kendileridir.” (Hucurât; 11) buyuran
Yüce Mevlâ’mız alay etmeyi ve kötü lakap takmayı zalimlik olarak zikretmekte ve
yasaklamaktadır. Çünkü istihza kul hakkıdır. Başkalarını küçümsemek çirkin ve
zararlı bir davranıştır. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.) “… Bir kimseye günah
olarak Müslüman kardeşini küçümsemesi yeter” ( Buhari, Edep, 57) buyurmuştur.
Mümin başkasını incitmez, başkalarını incitecek söz ve davranışlardan kaçınır,
insanların şahsiyetlerini ve onurlarını zedeleyecek niteleme ve
adlandırmalardan sakınır. Bu dinin bir emridir. Bu fiil ve sözler içinde
olanların “Kim bir kardeşini, kusur ve günahı sebebiyle ayıplarsa, o günahı
kendisi işlemedikçe vefat etmez.” ( Tirmizi, Sıfat’ul- Kıyame, 38) hadisini asla unutmaması gerekir.
Müminler başkalarıyla alay
etmedikleri gibi dinlerini alay konusu yapan inkârcıları da dost edinmemeleri, ayetlerin
inkâr edildiği veya alaya alındığı yerleri terk etmeleri, kendi kişilikleri ve
onurları kadar inanç ve düşüncelerini de saygın ve dokunulmaz bilip korumaları
gerektiğini bilirler. İnsanlarla, onların inanç ve fikirleriyle alay etmek cahiliye
putperestleri gibi zihnen ve ahlâk bakımından gelişmemiş topluluklara has bir
davranıştır. Nitekim Kur’an’ı Kerim’de Hz. Mûsâ’nın, “Bizi alaya mı
alıyorsun?” diyenlere karşı, “Cahiller gibi olmaktan Allah’a sığınırım”
(Bakara; 67) cevabıyla alay etmenin cahillere yakışan bir davranış olduğuna
işaret edilir.
İstihza, kardeşlik ve dostluk
ilkeleriyle bağdaşmayan, insanların manevi kişiliğine saygısızlık ifade eden,
onur ve haysiyetlerini zedeleyen davranışlardandır. Kur’an’ı Kerim’de,
insanların birbirleriyle alay etmelerinin, birbirlerine çeşitli kusurlar isnat
etmelerinin ve çirkin lakaplar takmalarının ağır bir günah ve zulüm olduğuna
işaret edilmektedir.
Ey Rabbimiz! Bizleri alay
etmekten, kusur araştırmaktan, başkalarını hor görmekten, küçümseyici
davranışlardan, kötü ve sevilmeyecek lakap takmaktan muhafaza eyle.