İstihdam Yapısı Değişmeli
Dünkü yazımızda
işsizlik verilerini manşet rakamlar üzerinden değerlendirmiştik. Ancak işten
çıkarma yasağı, ücretsiz izin uygulaması gibi küresel salgınla mücadele
kapsamında alınan tedbirler sayesinde işsizlik oranı yaşadığımız bu sıkıntılı
döneme rağmen düşüyor. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre; işsizlik oranı Kasım döneminde, geçen
yılın aynı dönemine göre 0,4 puan
azalarak yüzde 12,9 seviyesinde gerçekleşti. Kasım ve Aralık, vaka
sayılarının arttığı, bunun sonucunda kapanmaların yoğun olarak yaşandığı
aylardı. Bu nedenle iş gücü verilerinin alt detayını incelemek daha sağlıklı
olacaktır.
Türkiye
ekonomisinin en temel sorunlarından biri hiç kuşkusuz işsizliktir. Sadece
pandemi sürecine özgü olmayan bu sorun özellikle genç nüfus için yıllardır
devam ediyor.
İşsizliğe neden
olan pek çok unsur bulunuyor. Bunların başında nüfus artışı, alınan eğitim ile iş hayatının bağdaşmaması, kalifiye
eleman yetersizliği ve teknolojik
gelişmeler geliyor. Bu oldukça uzun bir konu, bu nedenle bugün işsizlik
sorununu sadece sektörel dağılım açısından inceleyelim.
Ülkemizde istihdam edilenlerin yüzde 16,7'si tarım, yüzde 20,9'u sanayi,
yüzde 6,2'si inşaat, yüzde 56,2'si ise
hizmet sektöründe yer alıyor. Sektörlerin istihdamdan aldıkları pay görüldüğü
üzere eşit dağılmıyor. Bu da
beraberin de başka sorunlara yol açıyor.
Örneğin hizmet
sektörünü ele alalım. Pandemi sürecinden en fazla zarar gören sektör hizmet
oldu. Küresel salgın gibi hiç kimsenin beklemediği bir durum karşısında
ülkemizde istihdam edilenlerin yarısından fazlası dolaylı ya da dolaysız bir
şekilde etkilendi. Sektörel dağılım biraz daha dengeli dağılsaydı zarar daha az
olabilirdi.
Bu dönemde, istihdam edilenlerin sayısı tarım
sektöründe 361 bin, sanayi sektöründe 91 bin, hizmet sektöründe 751 bin kişi
azalırken inşaat sektöründe ise 101 bin kişi arttı. Arındırılmamış verilere
göre istihdamı artan tek sektörün inşaat olduğu görülüyor. Ancak yukarıda da
belirttiğimiz üzere inşaatın istihdamdan aldığı pay yüzde 6,2. Bu nedenle
inşaat sektöründeki olumlu gelişmeler genel istihdam verilerini ciddi bir
şekilde etkileyemiyor.
Ekonomik
faaliyete göre, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam ise, sanayi sektöründe 83 bin kişi artarken,
tarım sektöründe 62 bin kişi, inşaat sektöründe 6 bin kişi, hizmet sektöründe
38 bin kişi azaldı.
Mevsimsel
değişimleri göz ardı eden mevsim etkilerinden arındırılmış veriye göre ise
yalnızca sanayi sektöründe istihdam artışı gerçekleşmiş. Son bir yıla ait
sanayi üretim endeksi verilerine bakıldığında karşımıza çok olumlu bir tablo
çıkıyor. En son yayımlanan verilere göre; sanayi
üretimi Aralık ayında yıllık yüzde 9
aylık ise yüzde 1,3 arttı. Sanayi üretimindeki bu güçlü artış, sektörün
istihdam rakamlarına aynı ölçüde yansımıyor.
Sonuç olarak istihdam yapımız teknolojik gelişmelere paralel olarak değişmesi gerekiyor. Şu an sektörlerin dengesiz dağılımının yol açtığı sorunları çok da net göremesek de 10 yıl sonra bu durum karşımıza kalıcı bir sorun olarak çıkacaktır.