İstenen finansal çöküş gerçekleşecek mi?
Dünya halkları finansal krizle boğuşuyor. Aslında sabit
gelirli, yoksul halk kesimleri desek daha doğru olur. Devletler ne yapsa da
enflasyonu dizginleyemiyor. Hele bizim gibi ekonomisi zayıf olan ülkelerde
durum daha vahim bir hal almaya başladı.
Bir dakika! Klaus
Schwab, “Büyük Sıfırlama” adlı kitabında zaten bunu söylemiyor muydu? Çöküşten
sonra ekonomi yeniden başlatılmalı yani yeni bir ekonomik sistem tesis edilmeli
demiyor muydu?
Korona önlemleri, karantinalar, enerji politikasındaki
yanlış kararlar ve Rusya'ya yönelik topyekûn yaptırımlar vs. Tamam da ekonomik
kriz gelmeden evvel bunu zaten konuşuyordu.
Şimdi ise farklı bir
ekonomik modelde ekonominin yeniden başlatılmasını sağlamak için istenen çöküşü
izliyoruz.
Biz devletlerden daha iyi biliriz diyen küresel oligarkların
istediği tam olarak yeni bir dünya düzenidir. Bu sistem değişikliğini insanlara sevdirmek için, ekonomi kasten yok
ediliyor.
Salgın tedbirleri,
yapay olarak çıkarılan gıda, konut, seyahat krizi gibi yaşadığımız buhran
esasen sefaletten bir çıkış yolu olarak yeni sistemi kabul ettirmek içindir.
Bunu anlamayacak ne var?
Diğer taraftan epeydir gerek şiddet içeren video oyunlarıyla
ve gerekse dizi ve filmlerle ciddi bir ahlaki kaos yaşanıyor. Ve bu gittikçe
körükleniyor.
Birçok ülkede görüldüğü gibi çoğu kere en kötü suçlar bile
hukuk marifetiyle örtbas ediliyor.
Anlayacağınız adım
adım küreselleşmiş bir polis devletine doğru sürükleniyoruz. Hükümetler, dijital kölelerden oluşan bir
toplum oluşturmak için şirketlerle işbirliği yapıyor. Bazılarının "devlet kapitalizmi"
dediği bazıların "paydaş kapitalizmi" dediği bir sistem bu.
Biz metaverse çalıştıyları düzenlerken geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Putin'in sözcüsü
Dmitry Peskov, RBC'de Rusya'nın ileri teknoloji zorluklarına odaklanan bir
makale yayınladı.
Peskov, “bugün
dünyada teknolojik egemenliği elde etmiş tek bir ülke yok” diyor. Ve bu
konu üzerinde düşünmemiz gerektiğini ifade ediyor.
Örneğin, Microsoft, 2019 yılında, bir kişinin vücuda
takılabilen bir "cihaz" içine yerleştirilmiş bir mikroçip tarafından
izlenen ve iletilen görevleri tamamlaması için dijital para almasına olanak
tanıyan 060606 patent numarası
altında bir patent başvurusunda bulunmuştu. Evet, düşünelim bunu.
“Sovyetler Birliği'nde doğdum ve büyüdüm. Ve teknolojik
egemenliğin inşası söz konusu olduğunda, önemli olan nedir? Birincisi, 2022'deki yeni Soğuk Savaşımızın
algı düzeyinde, bilişsel düzeyde bir değişim gerektirmesi… Bu, şu anda başımıza
gelen en zor ve acı verici şey. Bilişsel egemenlik sorununu çözmeden
teknolojiye dalmanın bir anlamı yok” diyor Peskov.
Ona göre, ( bende öyle düşünüyorum) 2020 yılında dünya için
adeta sıfırlama düğmesine basıldı. Ve şimdi dört senaryo devrede.
Biri, "Yeni Sol
Milliyetçilik" dediğimiz senaryo. Diğeri, yeşil
bir post-kapitalizm inşa etme senaryosu. Karbon ticareti gibi…
Diğer bir senaryo ise, büyük
tekno-ekonomik blokların çözülmesi olan "adalaştırma"dır. Ve son,
belki de en ilginç senaryo ise uluslararası
kurumların çözülme aşamasına girdiğimiz dağılma dönemidir.
Önümüzdeki yıllar için en olası senaryo diyor Peskov, “adalaşma”dır. Ve ekliyor, küresel teknoloji pazarlarının yeniden başlaması, teknolojik
standartların ulusallaştırılması, kritik malların üretiminin yeniden yerelleştirilmesi
geliyor.
Bu, tüm ülkelerin, tüm büyük teknik ve ekonomik blokların
kendi yurtlarında gıda, ilaç ve diğer her şeyi üretmek istediği anlamına gelir.
En önemlisi de kendi
tekno-ekonomik bloğunun oluşturulması, tarım ürünleri ihracat paketi ve ulaşım
için yeni nesil lojistik koridorlar kurulmalıdır.
Rusya bilindiği gibi AB yükseköğretim süreci olan Bologna sisteminden ayrılarak kendi üniversite eğitim sistemini kurduğunu duyurmuştu. Türkiye ise 1999’da dahil olmuştu.
Devam edelim bu konuyu…