İstemediğimiz insanlara su da vermeyelim ekmek de!
Çok korkunç ve insanlık dışı bir cümle olduğunu farkındayım. İçerdiği nefrete değinmeye hiç gerek yok. Cümlenin özü de anlamı da aslında bana ait değil. Eskişehir Belediye Başkanı Sayın Ayşe Ünlüce’nin attığı bir tweetten mülhem genişletildi.
Sayın Ünlüce X’de paylaştığı mention şu şekilde yazılmış:
“Biz belediye olarak istemediğimiz insanlar su kullanıyor diye suları tümden keselim mi? Doğru olur mu? Keyfi nedenlerle bir sosyal mecrayı erişime kapatmanın da bundan farkı yok. 21. yüzyılda çoktan aşmamız gereken bir eşik bu. Uzatmanın kimseye faydası yok! Kararı alanlar dahil.”
Sevgili Başkan, İnstagram’ın BTK tarafından erişime kapatılmasını işte tam olarak bu cümlelerle eleştiriyor.
Sayın Ünlüce, bir vatandaş ve siyasetçi olarak elbette bir uygulamayı, politikayı eleştirebilir. Buna ilişkin paradigmalarını da ortaya koyabilir, bundan hiçbir sorun ve sıkıntı yok. Ancak kurduğu tek bir cümledeki iki yanlış, öncelikle paylaşımını sonra bakış açısını daha sonra da bilinçaltını gözden geçirmesini zorunlu kılıyor.
Birincisi ve korkunç olan “istemediğimiz insanlar” ifadesidir. İstemediğimiz insanlar ne demektir, neye göre belirlenir ve istenmeyen insanlar için nasıl bir bilinçaltı düzenekleri bulunur?
Bir insan hangi hak ve yetkiyle bazı insanları istenmez ilan edebilir ve buradaki “biz” ifadesi neyi, kimi betimler? Evrensel hukukta bunun karşılığı nedir?
İkinci yanlış ise “suları tümden kesmek” ifadesinde gizlidir. Aklıma direkt “istemedikleri insanların su kullanmasına mani olabilecekleri bir sistem olsa kullanacaklar mıydı” sorusu geldi!
Cümledeki gizli anlam, “istediğimiz insanlar su kullanabilsinler diye istemediğimiz insanların su kullanmalarına izin veriyoruz” olmuştur.
Bu cümleyi bir anlam sorusu olarak Türkçe sınavlarında sorsanız, öğrenciler bu ve buna benzer yanıtlar vereceklerdir.
Yani cümledeki açık ve örtük mesaj her şeyden önce insanın yaşam hakkına, demokrasiye aykırı!
Bir siyasetçinin, onu da geçtim bir hukukçunun bu mesajları görmeden böyle bir paylaşım yapmasını çokça yadırgadım ve bir bilinçaltı sürçmesi olarak yorumladım.
Elbette herkesin, hepimizin bir siyasi görüşü, sempati duyduğu bir düşünce biçimi var. Önemli olan her insanın, kendisi gibi düşünmeyen, inanmayan kişilere de kendisi için istediği özgürlük ve yaşam alanını istemesi ve tanımasıdır.
Öte yandan bir belediye başkanının durumu diğer siyasilerden farklıdır. Belediye başkan adayları seçim sürecinde siyasi partisi üzerinden propaganda yapar ancak seçimin sonuçlandığı, mazbatayı aldığı an siyasi kimliğini rafa kaldırır. Seçilmiş kişi artık tüm şehir halkının başkanıdır ve görevi, vatandaşına eşit bir şekilde hizmet etmektir.
Bir milletvekili mecliste partisi adına söz alıp varlık gösterirken bir belediye başkanı tüm şehrin başkanıdır ve siyasi gömleği bir sonraki seçime kadar dolaba kilitlenmiştir.
Bu bağlamda Sevgili Ünlüce’nin mesajı son derece yanlış, yanlı ve şehrinin insanları için ayrıştırıcıdır.
Sayın Başkan’ın söz konusu paylaşımını tekrar ve apolitik bir bakış açısıyla, bir hukukçu, kadın ve anne olarak tekrar gözden geçirip paylaşımını geri çekmesi en doğru tutum olacaktır.
Konuyla ilgisi açısından Sayın İmamoğlu’nun, Sayın Cumhurbaşkanımız için Türkiye Cumhurbaşkanı olarak müdaafi mesajını da beklenen ve olması gereken eylemin bir örneği olarak hatırlatmak isterim.
x.sabihadogann