İşte Taksim'e adını veren 'maksem'
Taksim adı nereden geliyor diye sık sık merak etmişsinizdir. Çok kısa bir açıklama ile suların dağıtıldığı yer, merkez diyebiliriz. Aslında Taksim semtine bu adı veren “maksemdir.” Peki, maksem nedir? Kelimenin aslı Arapça maksim olup “suyun kollara ayrıldığı yer” demektir.
İlk defa Romalılar tarafından kullanıldığı sanılan maksemler, dağıtılan suların dış kirlenmelerden korunması için daima kapalı bir bina halindedir. Taksim Maksemi’nin detayları şu şekildedir:
KİME NASİP OLDU YAPTIRILMASI?
Bizanslılar ve Romalılar tarafından hiç ele alınmamış olan Beyoğlu yakasının içme suyu konusu ilk defa Türkler tarafından ele alınmış ve bu amaçla Taksim suyu tesisleri yapılmıştır. Taksim suları Haliç’in kuzey bölgesinin suyunu temin etmek amacıyla yapılmıştır. Haliç’in kuzeyindeki bölgenin kalabalıklaşması üzerine Boğaz’ın batı sahili, Beyoğlu, Beşiktaş, Galata ve Kasımpaşa’da su kıtlığı ortaya çıkmıştır. Sultan III. Ahmet bölgenin su ihtiyacını karşılamak için Bahçeköy’den su getirmek teşebbüsünde bulunmuş ancak bu teşebbüsü 1730 yılında tahta çıkan Sultan I. Mahmut (1730-1754) gerçekleştirmiştir. Bu ilk aşamadan sonra yapılan ilaveler ve düzeltmeler ile tesis son şeklini 1839 yılında almıştır. Sekizgen planlı, kesme taş duvar örgülü olan ve dıştan piramidal külah ile örtülü bir kubbeye sahip yapı, içinde su taksimat haznesi yanında, sekiler ve çeşitli dönemlerde yerleştirilmiş kitabelere sahiptir.
SU NASIL DAĞITILIYORDU?
Bu dağıtma merkezine suyolcular “kubbe” adını da verirler. Makseme gelen su tekne veya sandık denilen küçük bir havuza alınır. Sandığın düşey yüzü üzerine su seviyesinden ekseni 96 mm. aşağıya yerleştirilen lüle adlı kısa borular vasıtasıyla debi ölçülür. Sandığın içerisindeki su seviyesini sabit tutmak için lülelerin bulunduğu cephenin üzerinde savaklar yer alır; yağmurların fazla olduğu mevsimlerde savaklardan taşan sular dağıtılan yerlere gider. Ana maksemler büyük ve gösterişli yapılardır. İstanbul’un en büyük maksemi, Eğrikapı’daki Savaklar Kubbesi de denilen Mimar Sinan’ın yaptığı Eğrikapı Maksemi’dir. Taksim meydanına adını veren ve sekiz köşeli bir yapı olan Taksim Suyu Maksemi de mevcut maksemlerin tahribat görmemiş tek örneğidir.